Karaciğer kistlerinin, doğuştan olabileceği gibi kanserden
iyi huylu parazit kistlerine kadar çeşitli hastalıklar nedeniyle oluşabileceğini
belirten Denizli Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Avni Can Karaca,
karaciğer kistleri ile ilgili bilinmesi gereken en temel şeyin, mutlaka
sebebinin belirlenmesi ve adının konulması gerekliliği olduğunu ifade ederek
şöyle konuştu: “Bu çok çeşitli kistler arasında ülkemizde hayvancılığın yaygın
ve hijyen koşullarının yeterli olmaması nedeni ile oldukça sık rastlanan
hidatik kist hastalığına yani yaygın olarak bilinen adıyla “köpek kisti”
hastalığına özellikle vurgu yapılması gerekir. Hidatik kist hastalığı, aslında
parazite bağlı bir hastalık olup, tamamen iyi huylu bir hastalıktır.
Kansere zemin oluşturmaz ve kanserleşmez. Hastalık esas
olarak köpek gibi etçil hayvanların barsaklarından dökülen yumurtalar ile
kirlenmiş sebze ve meyvelerin iyi temizlenmeden tüketilmesi ile ağız yolunda
vücuda girer ve barsaklardan emilerek ilk durağı olan karaciğere ulaşır.
Hastalık etkeni çoğunlukla karaciğerde kalır ve sadece orada bulgu oluşturur.
Ancak bazen 30 mikrondan küçük yumurtalar karaciğerin süzgecinden kaçarak kalbe
ulaşabilir ve buradan kanın ulaştığı her dokuda, beyinden kemiklere kadar
hastalık oluşturabilir. Hastalık karaciğere yerleştikten sonra parazit hemen
etrafında bir kist oluşturarak kendini vücudun savunma mekanizmalarından korur
ve ayda yaklaşık 1 - 1,5 mm’lik bir büyüme hızı ile yavaş yavaş genişler.
Hastalığın bu döneminde belirgin bir bulguya rastlanmaz ve hastalar genellikle
hastalıklarının farkında değillerdir. Zaman içerisinde kistin büyümesi ile
vücutta kiste karşı oluşan alerjiye bağlı kaşıntılar, karın ağrısı, karında
dolgunluk hissi, erken doyma gibi aslında herhangi bir hastalığa özgü olmayan
ve bu sebeple de çoğunlukla gözden kaçan bulgular olabilir” dedi.
Kistin Yırtılması
Tehlikeli Midir?
Hidatik kist hastalığının, tedavi edilmez ise birkaç şekilde
ciddi sorunlara yol açabildiğine vurgu yapan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Avni
Can Karaca: “Kistin herhangi bir darbe ile yırtılması halinde solunum durmasına
kadar gidebilecek şiddetli alerjik reaksiyonlar oluşabilir. Yine kistin
yırtılması ile parazit tüm karın zarına yayılıp, bazen tam tedavisi mümkün
olmayan abdominal hidatitoz durumuna yol açabilir. Kist içeriği enfeksiyon
kaparak abseleşebilir ve acil ameliyat gerekliliği doğurabilir. Bu durum
özellikle yaşlı hastalarda ölümcül olabilir. Kist ana safra yollarından birine
açılarak genç ve sağlıklı bireylerde dahi ölümcül olabilecek safra yolu
enfeksiyonlarında veya safra yollarını tıkayarak sarılığa neden olabilir Son
olarak kist karaciğerin girişindeki ana damarsal yapılara baskı yaparak hayatı
tehdit edici sorunlar doğurabilir” şeklinde konuştu.
Hastalığın Tedavisi
Nedir?
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Avni Can Karaca, hidatik kist
hastalığının tedavisinin, hastalığın yerleşimine, boyutuna, radyolojik
görüntüsüne ve tipine göre oldukça fazla değişiklik gösterdiğini söyleyerek
hastalığın tedavisi hakkında şu bilgileri verdi: “Kist nadiren de olsa vücudun
savunma mekanizmaları tarafından yok edilebilir. Bu durumda kistin yerinde
duvarları kireçleme yapmış ölü bir boşluk kalır ve bu ultrason bulgularında Tip
5 kist hidatik olarak adlandırılır. Bu tür kistlerde ekstra tedaviye veya tıbbi
takibe gerek yoktur.
Kistlerin boyutu kabaca 2 cm’nin altında ise bu kistlerin
ilaç tedavisine yanıt verme olasılıkları oldukça yüksektir. Tedavinin başarısı
ilacı kullanma süresi ile artar. Bu nedenle ilaç tedavisi seçilecekse en az 6
ay süre ile uygulanmalıdır. Ancak tedavide kullanılan ilaçlar karaciğer için
zararlı ilaçlar olduklarından ve bunun dışında da başka ciddi yan etkileri
olduğundan mutlaka doktor denetiminde ve 3-4 haftada bir kan tahlili
kontrolleri ile kullanılmalıdır. Boyutu 2 ila 4 cm arasında olan kistler için
de ilaç tedavisi denenebilir ancak etkinliği 2 cm’den küçük kistlerde olduğu
gibi yüksek değildir. Bu tür kistlerin eğer karaciğerdeki yerleşimleri de
uygunsa, tedavisinde PAIR yöntemi kullanılabilir. Bu yöntemde ultrason eşliğinde
ince bir kateter ile kist içine girilip içindeki sıvı boşaltıldıktan sonra,
kist boşluğuna parazit öldürücü maddeler verilip sonra tekrar bu maddeler
boşaltılır. Bu yöntem deneyimli bir radyoloji uzmanı tarafından kolayca
uygulanır ancak işlemden önce en az iki hafta, sonrasında da en az dört hafta
koruyucu olarak ilaç kullanmak gerekir. Boyutu 4 cm’yi geçen bütün kistler için
seçkin tedavi yöntemi ameliyattır. Çünkü bu boyutu aşan kistler ilaç
tedavisinden neredeyse hiç fayda görmezken, yine boyutu itibari ile safra
yolları ile ilişki halinde olması ihtimali yüksektir.
Safra yolları ile ilişki halinde olması ihtimali arttığı
için daha önce söz edilen PAIR yöntemi de sakıncalı hale gelir çünkü, kistleri
öldürmek için kist içine verilecek maddenin safra yoluna kaçması halinde bütün
safra yolları bu zehirli maddeden etkilenecek ve sklerozan kolanjit denilen ve
karaciğer naklinden başka bilinen bir tedavisi olmayan ölümcül bir durum
oluşacaktır. Bu sebeple 4 cm’den büyük kistleri ameliyat ediyoruz. Ameliyat ile
hedeflenen kistin bir bütün halinde karaciğerden çıkarılmasıdır. Bu durumda
hastalığın tekrar etmesi ihtimali yoktur. Ancak bu teknik karaciğer
ameliyatları konusunda tecrübe gerektirir, çünkü karaciğer dakikada 1,5 litre
kanın girdiği, vücudun ana toplar damarı ile komşu, süngerimsi yapıda bir organ
olup ameliyatlarda şiddetli kanama ve ölüm riski vardır. Bu nedenle birçok
cerrah, kistin tamamını çıkarmaktan kaçınıp sadece içini boşaltmakla
yetinmektedir. Bu yöntem daha güvenli olsa da hastalığın bu şekilde tekrar
etmesi olasılığı çok yüksektir. Bu nedenle bu hastalığın tedavisinde bu konuda
deneyimli bir cerraha danışmak ameliyat güvenliği ve tedavi başarısı açısından
çok önemlidir” dedi.