Hedef gözetmeksizin masum insanları katledenleri ve kelimelerin arkasına saklanarak onlara mazeret bulmaya çalışanları kınamak artık bir anlam taşımıyor, onlara acımak lazım. Terörün bir amacı da korkutmak ve yıldırmaktır. Ama biz acımıza rağmen korkmayacağız ve yılmayacağız.
Dün dış politikada atılan önemli adımların arkasından yaşanan bu
hain saldırıların tesadüf olmadığı apaçık ortadadır. İsrail'le anlaşmanın yapıldığı,
Rusya ile normalleşme sürecinin başladığı ve umutların artığı bir dönemde
yapılan saldırılarla, ülkemizin istikrarını ve huzurunu bozmak isteyenler,
atılan olumlu adımları sindirememiş ve masumları katletmiştir. Bu yaşananlar
göstermektedir ki; dış politikada dostlarını artırıp düşmanlarını azaltma
politikasını başarıyla sürdüren Türkiye'nin cephe daraltmaya daha fazla devam
etmesi doğru bir hareket olacaktır.
Hep söylediğimiz
gibi, terörün dili, dini, ırkı, mazereti olmaz. Bu ve benzer saldırılar karşısında
her zaman olduğu gibi şimdi de dimdik ayakta duracağımıza olan inancımızı bir
kez daha tekrarlıyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.”