Şahin Tin, “Türkiye Cumhuriyeti devletine ve milletine hakaret etmek isteyenler ancak hakaret özgürlüğünün peşinde koşar” dedi.
Cumhurbaşkanlığı makamı, devleti
ve milleti temsil makamıdır. İfade özgürlüğü, Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanına hakaret etmekle olmaz. Cumhurbaşkanına hakaret şahsa değil
makama bir hakarettir. Ancak milli iradeyi yok sayan zihniyetler,
Cumhurbaşkanına hakareti ifade özgürlüğü olarak niteleyebilir. Bu konuda ifade
özgürlüğü isteyen sözde aydınların artık kafalarını gömdükleri karanlık
dehlizlerden çıkartarak bu ülkenin temel değerlerini ve milli iradenin yok
sayılamaz gücünü görme vakti gelmiştir.
Karanlık güçlerin sözde aydın
geçinen hizmetkârları, ifade özgürlüğü değil hakaret özgürlüğü istiyorlar.
Cumhur ile başkanı aynıdır, asla ayırmak söz konusu olamaz. “Yok efendim
Cumhurbaşkanını değil Erdoğan’ı eleştiriyoruz” diyerek aslında asıl niyetlerini
gizlemeye çalışıyorlar. Oysa bu tarz yaklaşımlar necip Türk milletinin zekâsına
hakarettir. Böylesine basit argümanlar geliştirenlerin “aydın” tabirini hak
etmediklerini, bu vasıftan ne kadar uzak olduklarını açıkça milletimiz görmektedir.
Gelişmiş ülkelerin hukuk
dünyasında eleştiri nasıl bir hak ise hakaret de bir o kadar suç
oluşturmaktadır. Düşünce özgürlüğü ve eleştiri, demokratik toplumlarda
vazgeçilmez bir haktır. Ancak, hakareti özgürlük sayan hiçbir hak söz konusu
değildir. Bugün ülkemizde Cumhurbaşkanına hakareti hak olarak talep etmek ise
sözde aydın geçinen çürümüş zihniyetin kabul edilemez bir garabet duruşudur.
Kendisine saygı duymayan kitleler başkalarına saygı duymayı öğrenemezler ve
öğretemez. Şu husus açıkça bilinmelidir ki, Milleti yok sayma girişimi asla hak
olamaz” dedi.