Denipol ve Denipollife Hastaneleri Psikiyatri Uzmanı Dr. Gülnur Şen, “Son zamanlarda toplumda çeşitli sebeplerle artan stres yükü kişilerde kaygı, endişe gibi belirtiler oluşturmaktadır. Bazı kişilerde de bu durum stresin bedene yansıması ile sonuçlanmaktadır. Vücudumuzun otonom çalışma mekanizması olan ‘savaş/kaç’ tepkisi bu gibi durumlarda ortada bir tehlike yokken de devreye girebilmektedir. Bu da vücutta fazla bir adrenalin yüküne sebep olarak çarpıntı, ellerde titreme, nefes almada zorluk, terleme, baş dönmesi, mide bulantısı, göğüs ağrısı, ölüm korkusu gibi belirtilere yol açmaktadır.
Kalp krizinde de benzer belirtiler olduğu için bu belirtileri yaşayan kişilerde ‘acaba kalp krizi mi geçiriyorum?’ düşüncesi ile acil servise başvurular artmaktadır. 2019 yılında yapılan bir çalışmada göğüs ağrısı ile acile servise başvuran 1300 kişinin yüzde 77’sinden fazlasının panik atak sonrası göğüsle ilgili ağrı için acil servisi ziyaret ettiği bulunmuştur. Peki bu ikisi nasıl ayırt edilebilir? Panik atak, genellikle beklenmedik bir şekilde ve çevrede herhangi bir gerçek tehdit olmadığı halde ortaya çıkan yoğun korku ve endişe duygularıyla birlikte fiziksel ve zihinsel belirtilerle kendini gösteren bir semptomdur. Bu semptom birçok hastalıkta ortaya çıkabilse de tekrarlayıcı bir şekilde olduğunda ve kişinin iş, aile ve sosyal yaşam gibi günlük yaşam aktivitelerini etkilediğinde bir anksiyete bozukluğu alt başlığı olan ‘panik bozukluk’ tanısından bahsedilebilir”
Uzmanı Dr. Gülnur Şen, “Kalp krizi ise, kalp kasının düzgün çalışabilmesi için oksijen ve besin taşıyan koroner arterin veya arterlerin kısmi veya tam tıkanmasına bağlı kalbin bir bölgesine veya tamamına yeterli oksijen ve besin maddesi sağlanamadığında veya tamamen kesildiğinde kalp kasının o bölgesindeki hücrelerin ölmesiyle sonuçlanan ciddi bir durumdur. Bu durumda kalp kası işlevini yeterince yerine getiremez ve göğüs ağrısı, terleme, nefes darlığı, mide bulantısı, kusma, çene ağrısı, sırt ağrısı, kol ağrısı ve baş dönmesi gibi belirtiler ortaya çıkar, tıkanıklığın durumuna bağlı olarak değişmekle birlikte hızlı tedavi almak hayati önem taşır. Semptomların çoğu ortak gibi görünse de panik atak çoğunlukla bir stresör faktöre yanıt olarak aniden başlar ve 10-15 dakika sürer, kalp krizi ise daha uzun sürelidir ve daha şiddetlidir.
Panik atak sırasındaki semptomlar aniden başlar, zirveye ulaşır, rahatlatıcı aktiviteler ile giderek kaybolur. Kalp krizinde ise belirtiler çoğunlukla efordan sonra ortaya çıkar, yavaş yavaş ortaya çıkabildiği gibi bazen de aniden ortaya çıkar, saatlerce sürebilir. Panik atak psikolojik nedenlerle tetiklenirken kalp krizi tamamen kalp kası sağlığı ile ilgilidir. Tedavi de farklılıklar vardır; panik atakta psikolojik ilaçlar ya da terapi yöntemi kullanılırken kalp krizinde krizin şiddetine bağlı olarak kardiyolojik ilaçlar, anjiyoplasti veya stent gibi tedaviler kullanılır. Her ne kadar bu hastalıkların farklılıklarından bahsetsek de koroner arter hastalığı olan birinde yaşanan bir panik atak artan adrenalin yükü nedeniyle kalbin yükünü arttırarak kalp krizine neden olabilir.
Araştırmalar ayrıca, kronik stres ve kaygının, özellikle kardiyovasküler hastalığı olan kişilerde, her sistemde olduğu gibi kardiyovasküler sistem sağlığı üzerinde de olumsuz bir etkisi olduğunu göstermektedir. Bu nedenle aniden başlayan, uzun süren, kaybolmayan herhangi bir şiddetli göğüs ağrısı, rahatsızlık veya basınç, çeneye, boyuna, sırta veya omuzlara yayılan ağrı, nefes almada veya hava için nefes almada zorluk, titreme veya soğuk terleme, bulantı veya kusma yaşıyorsanız, bu semptomların geçip geçmeyeceğini görmek için beklemeyin, bunun yerine mümkün olan en kısa sürede tıbbi yardım almalısınız. Eğer kalp kası sağlığınız ile ilgili bir sorun çıkmazsa da panik atak tedavi edilebilen bir belirtidir ve günlük yaşamınızı kısıtlıyorsa en kısa zamanda bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanından randevu alıp panik atak ve tetikleyicileriyle baş etme gücünüzü arttırmaya yönelik mutlaka destek alınız”
