Uzmanlar, okulların kapanmasına sayılı günler kala velileri uyardı. Nörobilim Tıp Merkezi Psikolojik Danışmanı Alaaddin Debgici, bir karne döneminin daha geldiğine dikkat çekerek, “Notu iyi olsun kötü olsun öğrenciler de aileler de karne dönemini heyecanla beklerler. Notları iyi olan, teşekkür veya takdir belgesi alanlar karnelerini sevinçle büyüklerine gösterirken, karnesi istediği gibi olmayanlar, düşük not alanlar karnelerini kimseye göstermek istemezler. Öyle ki yıllar önce çamaşır suyuyla karnenin öğretmenlerin verdiği notlar öğrenci tarafından daha uygun hale dahi getirilirdi. Şimdi e-okulla bu öğrenci geleneği de ortadan kalktı” dedi.
Debgici açıklamasına şöyle devam etti, “Karne bir öğrencinin sadece neyi bilim neyi bilmediğinin ya da başarısının göstergesi değildir. Karne aynı zaman da öğrencinin eksiklerinin neler olduğunu da göstermesi açısından aileye ve öğrenciye kılavuzluk eden bir yol haritası gibidir. Çünkü öğrencinin bir dersten düşük not alması o dersi hiç anlamadığının göstergesi olamaz. O derse ve öğretmenine karşı tutumunun bile göstergesidir. Çünkü başarı sadece derse çalışmak ve not almak değildir. Karnedeki notları etkileyen birçok etken vardır. Bu nedenle aileler karneyi sadece öğrencinin çabasının bir ürünü olarak görmemelidirler. Çünkü öğrencinin ruhsal durumundan, sınav kaygısına, dikkat eksikliğinden öğrenme bozukluklarına, aile içi sorunlardan, öğretmen öğrenci ilişkisinde yaşanan problemlere kadar birçok etmen öğrencinin karnede ki notunu etkileyebilmektedir. Bu nedenle karne aslında aynı zaman da öğretmenin ve ailenin de karnesidir.”
Psikolojik Danışman Alaaddin Debgici karne dönemi öncesi ve sonrasında çocukların düşük not ve cezalandırılma korkusu yaşadıklarını bu korkunun ileriki yaşamlarını da etkileyebildiğini belirterek ailelere şu öneri de bulundu, “Düşük not değişmez demek değildir. Ama çocuğun yaşadığı anılar ve duygular değişmez. Çocuğun kendisine karşı güven duygusunu değiştirmek bir notu değiştirmekten çok daha zordur. Bu nedenle aileler çocuklarına tepki verirken bu notların değişeceğini, notların çocuklarının kişiliğiyle ilgisi olmadığı bilerek tepki vermeliler. Aşırı öfkeli tepkiler vermek çocuğa notunu değiştiremeyeceği hissi verecektir. Oysa karne sonrasındaki notla ilgili çocukla konuşulmalı ve yaz tatilinde olası eksiklerle ilgili planlamalar yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki her başarılı çocuk mutlu demek değildir. Önemli olan çocukların akademik başarısını sağlarken ruh sağlıklarını bozmamaktır.”
Karne alındıktan sonra çocuklara hemen eksik olan konuları ve dersleri çalışmasını, arkadaşlarına yetişmesini söylemek yerine, onlara tatil yapması için zaman vermeli ve o dönemi kaliteli bir şekilde geçirmesinin sağlanması önerisinde bulunan Debgici tatil döneminde aile içi ilişkilerinde geliştirilmesinin önemli olduğunun altını çizdi ve şunları ekledi; “Çocuklar hayatı bazen düşe kalka öğrenirler. Önemli olan kalkamayacakları bir durum yaratmalarını engellemektir. Ebeveynlerin görevi çocuklarını aşırı derece korumak ya da hırslandırmak değil hayatı öğrenmesi için çeşitli tedbirler almaktır. Tatil dönemi sadece notların değil eğitim öğretim sürecinde yıpranan ilişkilerinde iyileştirilmesi için bir fırsata çevrilmelidir. Dersin yanında çocuğun kendisini mutlu hissedeceği sosyal etkinlikler ayarlamak çocuğun bir sonraki eğitim öğretim sürecine daha motivasyonlu başlamasını sağlayacaktır. Yaz dönemini iyi değerlendirememiş çocuklar mutlu olmayı başaramadıkları zaman, yazın yapamadıklarını eğitim öğretim döneminde yapmaya çalışırlar. Bu da okul başarısızlığının en önemli nedenlerinden birisidir.
Bu nedenle eğlence zamanı eğlenmeyi bilmek, ders çalışılması gerektiğinde verimli şekilde ders çalışmak başarılı öğrencilerin en önemli prensibi olmalıdır.”
