Geçen hafta başında düzenlenen operasyonda aralarında TCDD Liman işletmelerinde görevli üst düzey bürokratlar, liman çalışanları ve limanda iş yapan firma sahiplerinin de bulunduğu 14 kişinin tutuklanmasının yankıları sürüyor. Dava kapsamında müvekkili tutuklanan avukat Aykut Dikencik, soruşturmayı yürüten savcının, 'usul esasa feda edilemez' ilkesini çiğnediğini iddia ederek eleştirilerde bulundu.
İhbarcı olmadan 2011 yılının Şubat ayında dinlemelerin başladığını, 2013 yılında Temmuz ayında uzman olmayan kişilere rapor düzenletildiğini, 2014 Ocak ayında operasyon yapıldığını belirten Dikencik, "Ortada ihbarcı veya ihbar mektubu olmadan savcı bey, usule aykırı davranıp sınırsız dinleme yapmış. Daha sonra olayla ilgisi olmayan 2 bilirkişiye rapor düzenletip, bu raporlara göre operasyon yapılmıştır" dedi.
Savcının dinlemeleri örgütlü suçları kapsayan 220.maddeye göre yaptığını, bu maddenin sınırsız dinleme imkanı verdiğini söyleyen Dikencik, "Farklı tarihlerdeki konuşmalar birleştirilip suç yaratılmış. Yine aynı savcı, gözaltına alınanları örgüt kurmak, örgüt üyesi olmak suçundan değil, rüşvet vermek ve almak, ihaleye fesat karıştırmak suçlarından mahkemeye sevk etmesi şaşkınlık yaratmıştır.
Bu olay, savcının usul uygulamasını hiçe saydığını açıkça göstermiştir. Rüşvet vermek, almak ve ihaleye fesat karıştırma suçlarından yargılananlar hakkında yapılan sınırsız dinlemeler geçersizdir. Çünkü bu suçlar çete soruşturma alanına girmez" dedi.
"TUTUKLAMA YAPAN HAKİM ÇETE SUÇUNDAN TEK SORU SORMADI"
Cumhuriyet Savcısı Ali Çelik'in 23 kişinin 4 klasörden oluşan teyp kayıtlarını eklediği soruşturma dosyasında 9 kişiyi serbest bıraktığını, 14 kişiyi tutuklama talebiyle mahkemeye sevk ettiğini belirten Avukat Aykut Dikencik, "Soruşturmayı örgütlü suç takibi yapıyor gibi yürüten, mahkemelerden dinleme kayıtlarını bu dayanaklarla alan savcı bey, şüphelileri örgüt kurmak, örgüt üyesi olmak ve örgütlü suç işlemekten değil, rüşvet vermek ve almak, ihaleye fesat karıştırmak suçlarından mahkemeye sevk etmiştir.
Ortada suç örgütü olmadığı için soruşturma dosyası nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi hakimine gönderildi. Yaklaşık 5 saat şüphelilerin ve avukatların savunmalarını dinleyen nöbetçi hakim, 14 kişinin ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet alıp vermek suçlarından tutuklanmasına karar verdi. Hakim, zanlılara çete suçundan tek bir soru sormamıştır. Bu da savcı beyin başından beri yürüttüğü soruşturmanın usule aykırı olduğunu gösterdi.
Savcı bey, ortada bir örgüt olduğu ilkesiyle mahkemelerden kararlar almış, yasal olmayan dinlemeler yaptırmış ve sonunda örgüt olmadığını kendisi de anlamıştır. Savcı beyin usul ihlali yaptığı açıktır" dedi.
VERGİ VE SGK BİLİRKİŞİLERİN RAPORUYLA OPERASYON
İzmir Adliyesi'nde çete davalarına bakan mahkemenin soruşturma savcısı Ali Çelik tarafından yürütülen Liman operasyonunda gözaltına alınan zanlıların 2011 yılında dinlenmeye başlandığını söyleyen Avukat Aykut Dikencik, "Çete kapsamında yapılan dinlemelerden sonra savcı bey, 2013 yılının Temmuz ayında emekli SGK İdari Başmüfettişi ile halen görev yapan Vergi Başmüfettişi'ne rapor düzenletiyor.
Bilirkişi olarak atanan müfettişler, alanları olmamasına rağmen zanlıların çete suçu olduğunu raporlarında belirtmiş. Bunun üzerine savcı Ali Çelik, her iki müfettişin raporlarını dikkate alarak operasyon içine düğmeye basıyor. Ancak, gözaltına alınan zanlılar çete suçundan değil, rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma suçundan hakim önüne çıktılar. Soruşturmayı yürüten savcı bey, zanlıların ifadesini bile almadı" dedi.
"FARKLI KONUŞMALAR BİRLEŞTİRİLİP SUÇ YARATILMIŞ"
Yine usulsüz yapılan telefon dinlemelerinde farklı tarihlerdeki konuşmaların birleştirilip suç oluşturulmak istendiğini belirten Dikencik, "Gözaltına alınanlara birbirleriyle yaptıkları telefon tape kayıtları gösterilip, 'bunu niye dedin, burada ne istedin, bu ne anlama geliyor?'gibi sorular yöneltildi.
Bu sorulara da tatmin edici cevaplar alamayan polisler, tapelerde kayıtlı konuşmaların bazı bölümlerine parantez içinde 'bunu demiştir, bunu demek istemiştir, bu anlama geliyor' gibi yorumlar eklediğini fark ettik. Oysa konuşmalar farklı tarihlerde yapılmış. Sonra birleştirilip suç unsuru oluşturulmuş" dedi.
"SAVCI İLE POLİS HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNABİLİRİZ"
Türk Ceza Kanunu usulleri görmezlikten gelinerek yapılan operasyonda bir çok kişinin mağdur edildiğini ve kamuoyuna suçluymuş gibi lanse edildiklerini iddia eden Dikencik, "İzmir merkezli 5 ilde eş zamanlı operasyon yapıldı.
Örgüt suçlamasıyla çok sayıda kişi alınarak İzmir'e getirildi. Bu kişiler örgüt suçundan değil, rüşvet ve ihaleye fesat karıştırmak suçundan tutuklandı. İzmir polisi diğer illerdeki kolluk kuvvetleri ile ilgili savcılara bilgi vermemiştir. Bu da usul yönetmeliğine uygun değildir.
Avukatlığını üstlendiğim müvekkillerimin izni olduğu takdirde, usul uygulaması yapmayan savcı Ali Çelik ile zanlılara çete suçundan sorgulama yapan kolluk kuvvetleri hakkında suç duyurusunda bulunacağım" dedi.
