Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğrencisi Göksu Doğan, hayatının baharında 117 kiloya ulaştı. Aşırı kiloları nedeniyle okulunda kazılara gidemeyen Doğan, zayıflamak için her yolu denedi, ancak başaramadı. Geçtiğimiz sene İzmir Özel Gazi Hastanesi Obezite Cerrahi Birimi Sorumlusu Doç.Dr. Serdar Kaçar ile tanışan Doğan, "Ameliyat olmaya karar vermek 6 ayımı aldı. Ameliyattan sonra müthiş bir değişim yaşadım.
10 ayda 117 kilodan 61 kiloya düşerek, 55 kilo verdim. Eskiden alışverişe çıkmak istemezdim, her şey bana külfet gelirdi. Şu anda her şeyi yaparken daha mutlu ve zinde hissediyorum. Psikolojik olarak hazır olmalısınız. Çünkü dünyaları yerken, ilk 21 gün püreyle besleniyorsunuz. Koca porsiyonlardan küçük parçalar yiyebiliyorsunuz” dedi.
"BEŞİKTAŞ FORMASINA GİRECEĞİM"
Celal Bayar Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi Damla Turgut ise, insanların aşırı kilolarıyla dalga geçmesinden rahatsızlık duyduğunu söyleyerek, "Artık aşırı kilolarım yüzünden nefes alamıyordum, şeker ve tansiyon riskim de çok yüksekti. Tüm bunlar yüzünden ameliyat olmaya karar verdim. 107 kiloyla ameliyata girdim. 7 ayda 40 kilo verdim.
Beşiktaş’ı çok seviyorum. Ancak kilolarım yüzünden istediğim formayı giyemiyordum. Mecburen XXL giyiyordum. Şimdi bana yakışan bedenlerde dilediğim formayı giyebiliyorum. 52 beden pantolon giyerken şimdi 38 beden pantolonlara sığabiliyorum” dedi.
'YE ARTIK' UYARILARINI KULAK ARDI EDİN
Göksu ve Damla'nın ameliyatını gerçekleştiren İzmir Özel Gazi Hastanesi Obezite Cerrahi Birimi Sorumlusu Doç.Dr. Serdar Kaçar, ameliyat sonrasında uzmanların verdiği programa göre hareket edilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Obezite cerrahisinden sonra karşılaştığımız uzun dönem sıkıntılardan biri; hastalarımızın bizim önerilerimize uymaktaki zorluklarıdır. Bunu da anneler, babalar, dedeler yapıyor. Cansu'nun da Damla'nın da ideal kilolarına ulaşmaları için 7-8 kiloları daha var.
Hastalarımıza çevreden baskılar geliyor. Kilo vermeye başladıklarında, 'Ye artık, bak çirkinleştin, yemezsen olmaz mı' gibi tepkiler geliyor. Bunu yapmamaları için aileleri ameliyattan önce bilgilendiriyoruz. Çünkü zaten biz bu ameliyatı kişiler sağlığına kavuşsun diye yapıyoruz. Hastalarımızın yakınlarının bu anlamda söylediklerini biraz kulak ardı etmeleri gerekiyor. Buna yememek değil, sağlıklı beslenmek demek gerekir.
Biz, hastalarımızın sağlıklı, normal insan boyutlarında beslenmelerini istiyoruz. Eskiye göre yemiyorlar, doğru. Aileler de eski beslenme şekline alışık olduğu için, 'Ye artık' uyarılarına başlıyorlar. Ama bu doğru bir yaklaşım değil" dedi.
