Karaciğer yağlanmasının genellikle hiçbir belirti vermeden sinsice ilerlediğini dikkat çeken Dr. Duran, “bazı hastalarda; karnın sağ üst tarafında dolgunluk hissi, halsizlik, çabuk yorulma gibi belirtiler görülebilir. Çok nadir olarak karaciğer yağlanmasına bağlı ileri karaciğer hastalığı olan insanlarda kaşıntı, iştahsızlık, sarılık ve bulantı görülebilir. Genellikle tanı başka nedenlerle yapılan karaciğer fonksiyon testleri ve karın ultrasonu sonucu tesadüfen konur” dedi.
Karaciğer yağlanmasını önlemek için yapılması gerekenleri de aşama aşama dile getiren Duran, “Karaciğer yağlanmasında, bu duruma neden olan sebepler bulunur ve ortadan kaldırılır. Örneğin alkol tüketimi sonucu meydana gelen vakalarda kişilerin alkol tüketimini sonlandırması gerekir. Aşırı kilolu kişilerin de ideal kilolarına kavuşmaları gerekir. Kilolu kişilerin uygulamaları gereken diyetleri konusunda mutlaka bir diyetisyen ve hekim kontrolünde olmaları, hastalığın yanlış diyet ile daha kötü seyir kazanmaması için önemlidir.
Aynı zamanda yaşam tarzında değişikliklere gidilmeli, her gün tempolu bir şekilde en azından 45 dakika yürüyüş egzersizi yapılmasına özen gösterilmelidir. Sebze, balık, beyaz et gibi gıdalar tüketilmeli, fast food tarzı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Hastalar, hekim kontrolünde belli aralıklarla tetkik ve takiplerini yaptırmalıdırlar” şeklinde konuştu.
Normal sağlıklı bir insanda karaciğer hücrelerinde az miktarda yağ bulunduğunu ve bu yağın herhangi bir hastalığa neden olmayacağını ifade eden Duran, karaciğerde yağlanma arttığında, birtakım yapısal ve fonksiyonel değişikliklere yol açtığını öne sürdü.
Karaciğer yağlanmasının tetikçisi olan hastalıkları ve ilaçları da aktaran Duran, “Obezite, şeker hastalığı, açlık veya hızlı kilo kaybı, Wilson hastalığı, aşırı A vitamini kullanımı, gebelik, kortizon içeren ilaçlar, amiodaron, tamoksifen, diltiazem, tetrasiklin, talium, östrojenler” gibi ilaçların karaciğer yağlanmasına neden olduğunu sözlerine ekledi.
