Her yılbaşında biten yılın izleri devam
ederken yeni hedefler, istekler ve planlar yapılıyor. Geçmişe takılıp kalmak
ise gelecek üzerinde büyük rol oynuyor. Yeni yıl ile beraber geçmiş
takıntısından kurtulup geleceğe odaklanmak gerektiğini söyleyen Uzman Psikolog
Selin Karabulut, “Kendinizi sürekli geçmişten dolayı önlem alır halde buluyorsanız,
kendiniz dışında etrafınızdakilerin de sizin istediğiniz şekilde önlem almasını
bekliyor ve almadıklarında tahammül edemiyorsanız gelecek kaygısı duyuyor
olabilirsiniz” diyor. Karabulut, bedensel olarak da nefes alamama, kalp
çarpıntısı ve bayılma hissi gibi durumlar yaşayan kişilerin risk altında
olabileceğini ve bir uzmana danışması gerektiğini dile getiriyor.
Anı yaşamak için uzun vadeli planlar
yapmayın
Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Geçmişin
izleri, deneyimler, travmalar, yaşanılan her şey bugünkü bizi biz yapan
şeylerdir. Gelecek kaygısı herkeste farklı miktarlarda vardır. Önemli olan
geçmişte yaşanılanlardan öğrenmek, değiştirmek-dönüştürmek, stratejiler
belirlemektir. Bunu iyi yapabilen kişiler, gelecek için çok daha az kaygılanacaklardır”
diyor. Yaşadığımız ana konsantre olabilmenin geçmişle gelecek arasında sağlıklı
bir köprü kurabilmekle mümkün olduğunu vurgulayan Karabulut, “Kendinize; dün
neredeydim, yarın istediğim yerde olabilmek için bugün nerede olmalıyım gibi
sorular sorun” diyor. Hayatta sürekli beklenmedik şeyler olabildiğini
hatırlatan Karabulut, bu nedenle kafamızdaki gelecek senaryolarından, tahminlerinden,
uzun vadeli planlardan kurtularak hayatın gerektiği şekilde anı yaşamak
gerektiğini söylüyor.
Anı yaşayanların daha az kaygılı
olduğundan ve hatta gamsız göründüğünden bahseden Karabulut, “Anı yaşayan
kişiler yaşadıkları andan keyif aldıkları için akıllarındaki negatif olasılıklar
daha azdır ve daha mutlu olurlar. Tahminlere ve planlara göre hareket edenler ‘ya
... olursa’ kaygılarıyla yaşarken, anı yaşayanlar ‘Haydi şimdi ne yapıyoruz?’
derler” diyor. Gelecek kaygısı olan kişilerin ihtimal ve olasılıkları
düşünmekten hareket edemediğini anlatan Karabulut, “Gelecek kaygısı duyanlar yaptıkları
işlerin çoğundan zevk alamazlar, çaresiz hissederler, her şeyi kontrol etmek
isterler ama olmaz. Geçmişe takılanlar ise genelde mutsuzdurlar, zihinleri hep
meşguldür. Her bir olayı geçmişte yaşanmış başka bir olayla kıyaslarlar,
benzetirler, bağlantılar kurarlar ve ilerleyemezler” diyor.