Edinilen bilgiye göre; Özer (30) ve Nurdan Eşol (29) çifti, arefe günü "Buğlem" ismini vermeye hazırlandıkları kızlarının doğumunu beklerken, suyunun gelmesi üzerine gebeliğin başından beri sürekli görüştükleri özel bir hastanede görev yapan doktor E.U'ye müracaat etti.
Normal doğuma alınan anneye, bebeğin öldüğü bilgisi verdi. Sezaryenle ölü olarak anne karnından alınan bebek, toprağa verildi. Büyük bir üzüntü yaşayan ve ölüm doğum olayında ihmal olduğunu iddia eden Eşol Ailesi, hastane ve doktor E.U. hakkında Sağlık Bakanlığı ve Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Doğuma 2 hafta kala suyunun geldiğini ve bu nedenle hastaneye giderek doktor E.U'ya durumu anlattıklarını belirten anne Nurdan Eşol, "Ardından devam eden 4 günlük sürede her gün hastaneye gitmemize rağmen 'Bebeğin bir şeyi yok. Normal doğum olacak' diyerek evimize gönderildik. Kızımızın ölümüne doktor sebep oldu. Bayramda bebeğimizi kucaklamayı beklerken cenazesini yaptık. Kucağıma alamadan Buğlem'imi mezara koyduk. Allah’ım bu nasıl bir acıdır. Sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz" diye gözyaşı döktü.
AİLE DOKTORU SUÇLADI
Nurdan Eşol'un annesi Fadime Küçükdemir, babası Hasan Küçükdemir ve yengesi Ayfer Küçükdemir de, doğum sırasında sürekli kızlarının yakınında olduklarını ifade ederek, doktoru sağlıklı muayene etmemek ve bebeklerini öldürmekle suçladı. Doktorun farklı ifadeler verdiğini savunan baba Özer Eşol da, kucağına alamadığı kızının mezarını ziyaret etti. Eşol, "Doktorun ihmali olduğunu düşünüyoruz. Doktoru Allah’a havale ediyorum. Gerekli yerlere yasal müracaatlarımızı yaptık. İhmali varsa cezalandırılsın" diye konuştu.
"BEKLEMEDİĞİMİZ BİR DURUMDU VE ANNEYİ SON ANDA KURTARDIK"
Ailenin ilk bebekleri olan İrem Eşol'un (8) doğumunun da kendisi tarafından yapıldığını hatırlatan doktor E.U. ise, imal iddialarını kabul etmedi. Anne Nurdan Eşol'u sürekli kontrol altına tuttuklarını belirten E.U.; "Bayrama dört gün kala üst üste hastanemize gelerek suyun geldiğini ifade ettiler. Yapılan kontrollerde gelen suyun doğum suyu değil, normal doğum öncesi akıntı olduğunu ifade ettim.
Israrla konuda direnince arifeden bir gün önce sabah hastaneye yatışını yaparak suni sancı verdik. Akşama kadar doğum için uygun ortam olmayınca kendisini 2 saatliğine evine göndererek stresini atmasını ve duş alıp karnını doyurduktan sonra akşam saatlerinde doğumu yapabileceğimizi söyledim.
Evlerine gittiklerinden bir süre sonra rahatsızlandığını ve çocuğun kalp atışını hissetmediğini söyleyince hemen geri çağırdım. Hastanemize geldiğinde yaptığımız tetkikte yüksek tansiyona bağlı plasentanın erken açıldığını gördük. Bu tür vakalarda bebeği kurtarma olasılığı çok düşüktür. Bebek rahimde ölü haldeydi. Biz de annenin rahmini ve kendisini kurtarmak için hemen sezaryene aldık. Beklemediğimiz bir olaydı ve tıbben yapacağımız bir şey yoktu" diye konuştu.
HASTANEDEN AÇIKLAMA
Özel Referans Hastanesi Başhekimi Uzm.Dr. Ercan Sarıot da, yaptığı açıklamada, "Bahsi geçen hasta ile ilgili Kadın Doğum uzmanımız E.U. önceki kontrollerinde hastanın hamilelik seyrinde bir anormallik saptamamıştır. En son 2 Ağustos 2013 tarihinde poliklinik kontrolü olmuş ve muayene de suyu normal tespit edilmiş, NST'si de normal bulunmuştur.
Bebeğin yitirilmesiyle sonuçlanan doğumda hastanın tanısı, Plasentanın erken ayrılmasıdır. Bu durum ani gelişen bir olaydır. Önceden tespiti mümkün değildir. Plasentan dekolmanı dakikalar ve saatler içinde gelişip çocuk ve annenin kaybına neden olabilir. Bunun örnekleri birçok doğum sırasında yaşanmaktadır.
Hastanemizdeki hekimlik uygulamalarında affedilebilecek bir yetersizlik, ön tanı da bir yetersizlik yoktur. Bahsi geçen olay ani gelişen ve önceden tespiti mümkün olmayan bir durumdur. Aile istediği her tür hakkını arayabilir. Biz de yasal konuda yetkililere ve aileye her konuda yardımcı olmaya hazırız" şeklinde konuştu.
