Ekonomi Eski Bakanı Nihat Zeybekci, Ak Parti’nin yeniden A Takımında yer aldı. Kendisini kutluyor ve hayırlı olmasını diliyorum. CHP’li Gülizar Biçer Karaca’dan sonra Ankara’da ikinci bir ismin önemli bir göreve getirilmesini Denizli lobisi açısından değerli buluyorum…
Zeybekci’nin aktif siyasete ara verdiği süreçte trol hesaplarla nasıl itibar suikastına maruz kaldığını gördük.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Nihat Zeybekci dönemi bitti’ ve ‘Reis onu sildi’ diye iftira atanların bu dedikodularını boşa çıkardı.
Adam küllerinden adeta yeniden doğdu.
Ve Erdoğan, yeniden Denizli ve Ege Bölgesi’nin anahtarını ona teslim etti.
Zeybekci, il binasında düzenlediği ilk toplantıda ‘Yerel seçimlerin bizatihi içinde olacağım’ diyerek tüm sürece dahil olacağının sinyalini verdi.
Mesaj yerine ulaşmış olmalı ki, meydanı boş bulup at koşturanlar bu ara panik içinde sağa sola koşuşturmaya başladı.
Gelelim asıl meseleye…
Sayın Zeybekci,
Çağrı Sebzeci’yi az çok bilirsiniz;
Denizli Belediyesi’nin kapısından sizin dönemde girdi içeri.
Babasını da yakından tanıyan biri olarak kısmen elinden tutup yardımcı olmak istediğiniz bir çocuktu sadece.
Sizin kapıdan içeri aldığınız o çocuk var ya;
Siz Ankara’ya gittikten sonra büyüdü, büyüdü, büyüdü…
O kadar çok büyüdü ki, siz bile bu büyüme karşısında şaşkınlığınızı gizleyemediniz.
Talih ona; koltuğunu emanet ettiğiniz Sayın Zolan’a resmi danışman olduğu gün kondu.
O Çağrı Sebzeci; bugün Denizli’nin sayılı zenginleri arasına girmeyi başardı.
Bu başarı öyküsünün yolculuk hikayesini bilmeyen yoktur.
Sizin döneminizde sade bir hayat süren bu kişi, Zolan döneminde nasıl bir servete sahip oluyor? Doğrusu anlamakta hiç güçlük çek-mi-yo-rum.
Büyükşehir’in tüm imkanlarından faydalanan bu danışman, kurduğu şirketle belediyenin bir çok doğrudan alımlarını yapıyor, kültürel, sanatsal ve sosyal projeleri ile tanıtım ve medya işlerinin tamamı bu kişinin elinden geçiyor.
Mesela Osman Zolan’ın ile Çağrı Sebzeci’nin 5 yıllık performansına baktığınızda arada dağlar kadar fark görürsünüz. 2019’da Sayın Zolan’ın söz verdiği birçok projeyi gerçekleştirmediğini görürsünüz. Vasat diyeceğimiz bir beş yılı geride bıraktık. Zolan çok sayıda projeyi yapamadığı gibi dünya kadar arsa da sattı. Ama ne hikmetse sayın Zolan, hem söz verdiği projelerini yapmadı, hem de belediyeyi büyük borç altına soktu.
İşte buna akıl sır er-di-re-mi-yo-rum doğrusu.
Çağrı Sebzeci’nin 5 yıllık performansına baktığınızda ise şirketinin milyonlarca liralık organizasyonlar için nasıl faturalar kestiğini görürsünüz. Kediden, Boğadan, Deveden, Güreşten vs vs…
Her organizasyonda imzası olan Çağrı Sebzeci’ye tanınan bu imtiyaz sizce hakkaniyetli midir?
Doğrusu merak ediyorum…
Yaptığı işler umurumda bile değil,
Lakin doğru bulmuyorum kendimce.
Bir danışmanının belediye organizasyonlarını üstlenmesini gayri ahlaki buluyorum kendimce.
Belediye Meclis üyesinin, belediyeyle iş yapması gibi bir şey bu…
Kanunen belki engel bir durum yoktur.
Lakin ahlaki görmüyorum.
Sayın Zeybekci,
Sizi Çağrı Sebzeci üzerinden eleştirmeyi vicdani ve gerçekçi bulmuyorum. Ancak tüm bu gerçekler karşısında;
İş dünyasının sustuğu gibi
Siyasilerin sustuğu gibi
Sivil toplum kuruluşlarının sustuğu gibi;
Susmanız halinde hakkımı helal etmiyorum…