800'e yakın işçinin çalıştığı özel maden ocağındaki işçiler haklarını alamadıkları gerekçesi ile eyleme gitti. Maden ocağı önünde toplanan yüzlerce işçi, açtıkları pankartlarla haklarını aradı.
POLİS YÜRÜYÜŞE İZİN VERMEDİ
Madenin çıkışında yürümek isteyen madenciler polis engeliyle karşılaştı. İzinsiz gösteriye izin vermeyen emniyet güçleri, madencileri araçlarla basın açıklamasının yapılacağı Cengiz Topel Meydanı'na yönlendirdi. İşçiler otobüslere binerek Cengiz Topel Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. İşçiler öncelikle haklarını istediklerini sonra işsiz kalmamak için yeni bir istihdam alanı istediklerini ifade etti. Kapatılan maden ocağı yetkililerinin haklarını vermediklerini iddia eden madenciler, haklarını alamadıklarını belirtti.
İŞÇİLERİMİZİN HAKLARINI HUKUKİ YOLLARDAN ARAYACAĞIZ
İşçilerin eylemine destek veren Türkiye Maden İşçileri Sendikası Ege Bölgesi Şube Başkanı Tamer Küçükgençay, "Yaklaşık 14 ayda 4 kere yangınlı kaza meydana gelen maden ocağında çalışıyorsunuz. Bunun sonucunu hep beraber yaşadık gördük. Bu yangınlarda 5 arkadaşımızı kaybettik.
En son geçen ay 1 arkadaşımızı kaybettik, 21'e yakın işçimizin maden ocağında kalması ile Türkiye'de medyanın ilgisi buraya çekildi. Çalışma Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı müfettişleri ile birlikte ocakta yapılan denetimlerde bende bulundum. Çalışma Bakanlığı'nın raporları tam olarak tamamlanmadı. Bu hafta yine yapılacak. Ocağın tekrar çalışır hale gelmesi büyük maliyet taşıyor. Oradaki kömür sizin haklarınızı verilecek şekilde yatırıma dönüştürülemiyor.
Madenin patronu orayı kapatma kararı alıyor. Şöyle birşey yok, yıllarca çalış çalış saha olmazsa iş yok. Böyle bir dünya yok. Sizin özlük haklarınız ne ise biz adam boğarak öldürerek değil, avukatlarımız aracılığıyla mahkemeye verip bütün haklarınızı arayacağız." İşçiler hep birlikte Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Ege Linyitleri İşletmesi'ne giderek Müessese Müdürü Hakkı Duran'dan hakları konusunda destek istedi. Aralarında temsilci seçen işçiler, Hakkı Duran ile görüştü.
ELİMİZDEN GELENİ YAPMAYA HAZIRIZ ELİ
Müessesesi Müdürü Hakkı Duran ise konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu: "İşçilerin istihdamı konusunda yeni saha verilmesi bizi aşan bir durum. Bu doğrudan Ankara'yı ilgilendiriyor. Sizin maaşlarınızın ödenmediği durumda ilgili şirket hak edişi yapmıyor. Ocak kapandıktan sonraki hadise de haklar konusunda gönlümüz işçilerin bütün haklarını alması. Ama herşey yönetmeliklere, sözleşmelere göre yürütülüyor. Bizim sözleşmemizde de bu konu ile ilgili madde yok. Ama almanızı arzu ediyoruz. Sizin işsiz kalmamanız için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız."
10 YILDA DEVLETE 45 MİLYON LİRA KAR PAYI SAĞLADIK
Madenin patronu İbrahim Uyar, Kurtuluş Savaşı öncesinden bu yana faaliyet gösteren ve son 9 yıldır kendileri tarafından işletilen Darkale Kömür Ocağı'nın faaliyetine son verdiklerini söyledi. Madende üretimin durdurulmasına rağmen işçilerin halen çalıştığını ve maaşlarının yattığını belirten maden sahibi İbrahim Uyar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Soma halkı kamuoyu ve yetkili tarafından yanlış anlaşılmamak için şirket yönetimi olarak açıklama yapma gereği hissettik.
Hukuku T.K.İ kurumuna ait İR-10412 ruhsat nolu Darkale bölümünde 2004 tarihinden bugüne kadar redevans karşılığı üretim faaliyetinde bulunmaktayız." 2003 yılına kadar Darkale ocağının E.L.İ tarafından işletildiğini anlatan Uyar, sözlerini şöyle tamamladı: "Ancak, devletin yaptığı maliyet analizleri sonucu zarar ettiğinden özelleştirme kapsamına alınmıştır.
10 yıl içinde 1 milyon ton üretim T.K.İ ile anlaşılmasına rağmen şirketimiz 3.750.000 ton üretim yaparak taahhüt edilenden daha fazla üretim yapıp ülke ekonomisine katkı sağlamıştır. Sadece devlete ödenen kira bedeli 24.083.375,00 TL.’dir. Sadece E.L.İ’ye ödenen kâr payı, 45.761.991,00 TL’dir. 1000 kişiye sağlanan istihdam, ödenen diğer vergiler düşünüldüğünde, ekonomik değil sınıfındaki maden ocağının ülkeye sağladığı katkı anlaşılmaktadır.
Şirket yönetimi ve çalışan işçi arkadaşlar olarak haklı talebimiz şudur; mevcut işgücümüzün daha güvenlikli, emniyetli, verimli sahalarda değerlendirilmesini talep ediyoruz. Üretim yapılmadığı takdirde ayakta kalamayız, bu işgücü heba olur. Ülke ekonomisi zarar görür. Hâla devletin üretim maliyetleri ortada iken hızla özelleştirilmelerin görüldüğü günümüzde böyle bir işgücü hiçe sayılmamalıdır. Yeni bakir bir sahada mevcut bine yakın işçimizin mağdur edilmeden iş imkânı sağlanacağını ve ayrıca ilave olarak 2500 kişiye istihdam sağlanacağını taahhüt ediyoruz."
