Erken yaşta başlanan yoganın ileride ortaya çıkabilecek birçok nörolojik ve fizyolojik rahatsızlıkların önüne geçtiğine dikkat çekti.
Bebeği olan annelerin gün boyu ofiste çalışanlardan çok daha fazla yorgun ve meşgul olduklarını belirten İlsen Gürel Koç, şöyle konuştu: "Bir annenin öğle yemeği molası, hafta sonu veya tatili yoktur. Buna rağmen çocuğunun huzurlu, sağlıklı gelişebilmesi için 24 saat enerji dolu ve mutlu kalmalıdır. İşte biz bu noktada özellikle annelere destek olacak konularda eğitim veriyoruz.
Bebek yogası sayesinde sağlıklı yaşama doğru ilk adımlar atılır. Bebek yogası, doğuştan var olan esnekliğin bir ömür devam etmesini sağlar. Bu esneklik sayesinde birçok hastalığın önüne geçilebilir, sağlıklı ve zinde bir yaşam için sağlam temeller atılmış olur. Verdiğimiz seminerler, masaj ve yoga eğitimleri sayesinde, çok yoğun ve uzun saatler çalışan sağlık profesyonellerinin de yüklerini hafifletmeyi amaçlıyoruz."
Ankara’da hizmet vermeye başladıkları Baby Touch Eğitim Merkezi'nin şubelerini İstanbul ve İzmir'de de açmayı hedeflediklerini belirten ve bebek yogası konusunda İngiltere'den eğitim alan İlsen Gürel Koç, "Yoga derslerinde anne, bebeğini yanından hiç ayırmıyor. Anne, bebeğiyle huzur ve uyum içerisinde yaşamayı öğreniyor" dedi.
Doğum sonrası toparlanmakta olan anne ve yeni gelişmekte olan bebeği için yoga çalışmasının uzun yıllar öncesine dayandığını dikkat çeken İlsen Gürel Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Annenin ayrı ve çoğu zaman bebeğiyle birlikte yaptığı çeşitli yoga duruşlarından, nefes çalışmalarından, danstan, bebek masajı ve çalışmanın her iki katılımcı için derin rahatlamasından oluşur. Bu çalışma anne ve bebek arasında fiziksel ve görsel temasları artırır. Birbirlerini daha iyi tanıma fırsatı verir. Çalışma esnasında anne ve bebek arasında artan bu duygusal bağlar bebeğin psikolojik gelişiminin temelini oluşturur. Annenin doğum sonrası daha hızlı toparlanmasını ve olumlu duygular hissetmesini sağlar."
Bebek masajına, bebekler doğar doğmaz uygulanmaya başlanabileceğini anlatan Koç, şunları söyledi: "Ancak, yoga derslerine bebekler artık başlarını kontrol etmeye başladıktan sonra, yani 10-12 haftalık olunca başlanabilir. Yoga dersleri anne ve bebek için rahatlama, esneme ve masaj hareketleri ile başlar, yoga hareketleri ile devam eder ve derin rahatlama hareketleri ile son bulur.“
Bebek yogasının akıcı duruşlar, tutuş, hareket, dokunma, ses ve derin rahatlama içeren, nitelikli fiziksel uyarılma sunduğunu belirten İlsen Gürel Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bebek büyüdükçe gelişen, mutlu, tasasız ve canlı anne-bebek ilişkisini teşvik eder. Dokunmayla bir arada hareket deneyimi, muhtemelen bebekler için doğumdan itibaren sunabileceğimiz en zengin uyarılmadır.
Bu uyarılma yogada bebeğin özümseyip bütünleşebileceği bir hızda, anne ve bebeğin karşılıklı katılımı yoluyla gerçekleşir. Erişkinlerde derin rahatlamayı teşvik eden yoga duruşları, bebeklerde de derin bir rahatlama hali sağlar ve derin uykuyu destekler"
Modern dünyanın giderek artan hızında bebeklerin tüm yaşamları boyunca mümkün olan her yardımımıza ihtiyaç duyduğunu belirten İlsen Gürel Koç, sözlerine şöyle devam etti:
"Yoga, bebeklere stresle pozitif şekilde başa çıkabilmelerine ve rahatlamanın yolunu öğrenmelerine olanak sağlayan bir kaynak sunar. Bebeklere dokunuşumuz zorlu bir hareketi güvenli bir oyuna ve eğlenceye dönüştüren ve sürekli yinelenen, sevgi dolu bir dokunuştur. Yoga temelli egzersiz yoluyla yapılan bu oyuna yönelik uyarılma, bebeklerin büyürken tüm gereksinimleriyle yaşamdan keyif almalarına yardımcı olmanın mümkün olan en iyi yoludur."
