banner249

CHP, faturayı cemaate kesti

CHP Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kazım Arslan, cemaatin seçimlerden önce destek sözü vermesine rağmen bu sözü yerine getirmediğini söyledi.

CHP, faturayı cemaate kesti
banner240

Hizmet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Altay Varol’un CHP Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kazım Arslan’la yaptığı özel röportaj gündeme damgasını vurdu. Hizmet hareketinin yerel seçim sürecinde destek sözü vermesine rağmen bu desteği göremediklerini ifade eden Kazım Arslan, asıl desteğin MHP kanadından geldiğini söyledi. 


Seçimlerde MHP ve cemaatle bir ittifağın söz konusu olmadığını belirten Arslan, “Ama MHP kanadından bir çok seçmende, özellikle büyükşehirde Osman Zolan’dan daha iyi bir belediye başkanlığı yapabileceğimizi ve Denizli’ye yararlı olabileceğimiz kanaati hakim olmuştur. Bir çok ilçede MHP’li ve ülkücü kardeşlerimiz bize destek verdi. Bu bir tercihtir. 

MHP’nin oy oranı olarak hem büyükşehirde, hem de bir çok ilçede bu seçimleri tek başına kazanması mümkün değildi. Mutlaka kendilerine yakın buldukları adaylara destek vermek suretiyle bu çalışmaları gerçekleştirdiler. Cemaat ile ilgili çalışmalarda destekle bir ittifak söz konusu değil. Cemaatin taban kesimi de Kazım Arslan’a ve CHP’ye çok büyük destek vermedi. Öyle bir görüntü verildi. Bize destek mesajları geldi, ‘Destekleyeceğiz sizi dediler’ ama sadece üst düzey yönetici bazında olduğunu tahmin ediyorum. 

Aldığım oyların oranına bakıldığında MHP kanadından ve ülkücü kanattan daha fazla destek aldığımı düşünüyorum. Ama cemaatten beklediğimiz ve söylenen desteği alamadık. Cemaatten aldığımız oy oranının 5’te bir oranında olduğunu düşünüyorum. Özellikle cemaatin tabanı eski partisi olan AK Parti’ye oy verdi. MHP’den biraz daha destek gelmiş olsaydı, cemaat sözünde durmuş olsaydı seçimin sonucu daha farklı olurdu” dedi. 

30 Yıllık siyasi kariyerinde 30 Mart seçimlerinin diğer seçimlere oranla farklı bir seçim olarak geçtiğini belirten Kazım Arslan, “Seçim çok hareketli, çok canlı geçti. Geçmişten bugüne geçirdiğim seçim çalışmaları içinde çok daha farklı bir seçim oldu. İyi bir kampanyayla seçim sürecini yürüttük. Ocak 2013’te kampanyayı başlattığımda, CHP Denizli’de birinci parti olacak, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve iki merkez ilçe ile bir çok belediyeyi kazanacağımızı söylemiş, tarih yazacağımızı ifade etmiştim.

Yaptığımız çalışmalar çok iyi olmasına rağmen, arzu ettiğimiz başarıyı yakalayamadık. Hedefim en az yüzde 50 civarında bir oy almaktı. Ama bu başarıyı yakalayamadık. Çalışmalarımız etkili olmasına rağmen karşımızda bir iktidar ve belediye gücü vardı. İktidar ve belediyenin kaynakları acımasız şekilde bu seçimlerde kullanıldı. Eşit şartlarda bir seçim olmadı. Bir eşitsizlik, dengesizlik vardı. 

Demokraside seçimin iyi sonuçlanması için şartların eşit olması gerekir. Herkesin kendi imkanlarıyla seçim kampanyasını götüreceği bir seçim kampanyası olmalıydı. Sayın Zolan bu kampanyayı kendi parasıyla götürmesi gerekir diye söylemiştim. Milletin parası çar-çur edilmesin demiştik ama bizi dinleyen olmadı. Eşit şartlarda seçimin yapılmadığını söylemek istiyorum. Denizli’de televizyon ekranları bize kapandı. Eşit, normal şartlarda bir seçim olsaydı biz burada kesin olarak seçimi kazanacaktık” dedi. 

SANDIK VE OYLARA SAHİP ÇIKILAMADI
Sandık ve seçmenlere sahip çıkma konusunda imkanları iyi kullanmaya çalıştıklarını ama bu çalışmaların yeterli olmadığını belirten Arslan, “Bir çok sandıkta hatalar yapıldığını tespit ettim. Tutanaklardan bilgisayara geçirilirken 3 bine yakın oyumun kasıtlı olarak geçirilmediğini söyleyebilirim. Burada bana haksızlık yapıldı. Bunları da il ve il seçim kuruluna bildirdim ancak bunlar maddi hata denilerek hafife alındı. Bazıları düzeltildi ancak bizim bilmediklerimiz, görmediklerimiz oldu. 

Dolayısıyla bunun da oy kaybı olarak karşımıza çıktığını düşünüyorum. Sandıklarda görevli arkadaşlarımızın son ana kadar çok iyi bir şekilde görevlerini yapamadıklarını tespit ettim. Özellikle ilçe seçim kurulunun ihmali olduğunu düşünüyorum. Torbaların, tutanakların alımı sırasında kimse içeri alınmadan teslimatların yapıldığını, bu sırada yanlışların bahçelerde düzeltildiği, bazı hataların giderilmeye çalışıldığını fotoğraflayarak belgeledim. Bunların görüntüleri elimizde mevcut. 

Bunlar da çok dikkate alınmadı. İtirazlarımız il ve ilçe seçim kurullarında dikkate alınmadı. Şimdi YSK’ya başvurdum. YSK’da bunların değerlendirileceğini umuyorum. İtirazımda hem yanlışları, hem bilgisayara geçirilirken yapılan kasıtlı yazımları, bahçelerde yapılan düzeltmelerin görüntülerini flash belleğe yükleyerek YSK’ya gönderdim. Bunlar birer kanıttır. Ciddi olarak tespit edilirse, seçimin eşit olmadığını ve bir çok hilenin yapıldığı kanısına varılacağını düşünüyorum” dedi. 

Ağrı ve önceki gün Yalova seçiminin iptal edildiğini, Denizli’de de böyle bir ihtimal olabilir diye beklediğini belirten Kazım Arslan, “Hakimler bu işi cesaretle inceleyip karar verirlerse ben kararın olumlu yönte olabileceğini düşünüyorum. Çünkü ciddi kanıtlar var. Bunların da giderilmesi ancak Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptali şeklinde olabilir. YSK’nın kararına bağlı. 

Yalova seçimlerinin iptali umudumu arttırdı. Bu seçimin iptal edilmesi gerekir. İptal edilmezse önce Anayasa Mahkemesi’ne müracaatımız, daha sonra da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) müracatımız olacaktır. Çünkü burada gerçekten büyük bir mağduriyet, haksızlık söz konusu. Devletin kaynaklarının imkanlarının şahıs adına kullanılarak yapılan bir seçim söz konusudur” diye konuştu. 

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ BEKLENMELİ
30 Mart Yerel Seçimlerinin ardından, CHP’de muhaliflerin kurultay isteklerini de değerlendiren Arslan, “Bir seçim geçirdik. Her seçim sonrası genel merkezinden tutun, il ve ilçe yönetimlerine, adaylara kadar herkesin bir değerlendirme yapması, muhasebe yapması gerekiyor. Esas particilik bana göre bu. Sadece karşı tarafı suçlayarak, yönetimi ili, ilçeyi, genel merkezi suçlayarak, suçlama gayretiyle kendi üzerinizdeki yükü başkasının üzerine yıkmak uygun bir anlayış değil. 

Öncelikle herkes kendi eksiklerini düşünmeli. Kurultaylar her şeyin çözümü değildir. Büyükşehir çerçevesinde Türkiye’de bir seçim atmosferi yaşadık. Burada partinin gerek çalışması, gerekse organlarının yeni seçime ayak uydurması bakımından bazı sıkıntılarımız oldu. Adaylık tespitlerinde biraz gecikmeler oldu, tarih ertelemeleri partimiz açısından iyi olmadı. Daha net kesin tarihler verilmeliydi. Bu da bir eksiklik olarak ortaya çıkıyor. Önümüzde bir Cumhurbaşkanlığı seçimi var. 

Cumhurbaşkanlığı seçiminde önümüze nasıl sonuçlar çıkacak? Bunları beklemek gerekir. Sonra eğer beklenen sonuç çıkmazsa o zaman parti yöneticileri oturup değerlendirme yapmalıdır. Seçimli veya seçimsiz kurultay diyerek yeni bir parti içinde yarışa girmenin bir yararı olacağını düşünüyorum. 

Hepimiz öz eleştiri yapmak zorundayız. Herkesin bir eksikliğinin olduğunu düşünüyorum. Bunların değerlendirilmesinin yapılıp CHP’yi daha iyi bir noktaya nasıl taşıyabiliriz, halkla nasıl kaynaştırabiliriz, halkın desteğini nasıl alabiliriz, bu yönlerde araştırmalar yapılıp, çalışmaların bu yönde yapılmasının önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER