Bu yoklama elektronik cihazla yapılan yoklama ile aynı geçerliliğe sahiptir ve hiçbir şüpheye yer yoktur. Pusulasını veren veya gönderen milletvekilinin Genel Kurul Salonu;ndan ayrılmaması ile ilgili bir kural yoktur, milletvekilleri her partiden pusula veya elektronik cihazla oylarını-yoklamalarını verdikten sonra genel kurul salonundan farklı sebeplerle ayrılabilirler, verdikleri oy veya yoklama içtüzüğe ve yasalara uygundur asla sahte değildir ve yapılan işlemde sahtekarlık değildir.
Bu hakkını kullanan milletvekiline hangi iletişim yolunu kullanırsa kullansın sahtekar diye insafsızca itham etmek bunu kamuya ilan etmek özellikle TBMM kutsal çatısı altında kimsenin haddine değildir. Bu iddiada bulunan bizzat kendisi milleti kandıran iftiracıdır.
Dolayısıyla salonu terk eden milletvekilini sahtekarlıkla itham etmek ya çok büyük bir cehalet göstergesi yada yıllarca grup başkan vekilliği yapmış içtüzüğü çok iyi bilmesi gereken birisi için kötü niyetli bir anlık bir yalan ve iftira yöntemi ile çamur atarak milletin aklını karıştırıp bundan ucuz adi siyasi rant sağlama girişimidir.
Siyasi tarihimizde ilk defa bir ana muhalefet partisi genel başkanı bu kadar acz içinde meclis çalışma yöntemlerinden bile çaresizliğine çare arar hale gelmiştir.
BU SÖZLER KAVGADA BİLE SÖYLENMEZ
Bugün ak dediğine yarın kara diyebilen, bir gün önce genel başkanına bağlılıklarını iletip bir gün sonra genel başkanlığa aday olan, Golcü Lefter’i kaleci yapan, seçimlerde oy kullanmayı beceremeyen, Hazret Ali Efendimize ;İslam düşünürü Hz.Ali; diyen, ÇAYKUR’u özel işletme sanan, "gidin bakın Güneydoğu;da böyle sahil var mı?" diyen, yürüyen merdivenlere tersten binmeye kalkan Kılıçdaroğlu’nun bu söylemlerde bulunması bizi şaşırtmadı.
Ancak kendisine oy kullandıramayan, merdivenlere tersten bindirmeye kalkan ekibini değiştirmeyi öneriyorum. Yetersiz danışmanlarının her notunu böyle bilmeden gündeme getirirse korkarız ki Kılıçdaroğlu yakında ‘bahtsız bedevi’ benzetmesini bile mumla arayacaktır.
Biz Denizlimizin her noktasında zeybek oynadık ve hala oynuyoruz, zeybeğin ne anlama geldiğini, oyundaki yiğitliğin ve serdengeçtiliğin anlamını, ne ona bu notu verenler, ne de bu notu okuyanlar bilemez. Kendilerinin asıl karın ağrılarının ne olduğunu Denizli ile ilgili acılarını anlıyoruz, ama bunu yalanları ve iftiraları ile gideremeyeceklerini anlamadılar bir türlü. Gerek Denizli’deki yandaşları gerekse bazen komşu illerdeki yalancı iftiracıları ile her türlü çamuru attılar. Bazen ulusal basındaki yandaşları aracılığıyla aman Türkiye, Denizli olmasın diye Denizli’ye hakaret ettirdiler. En sonunda Genel Başkanlarına bile, ucuz tezgahlarına alet ettiler ve eminiz ki bundan sonrada bu yalan, iftira ve çamur atma faaliyetleri misliyle artarak insanların ahlak ve namuslarını bile saldıracaklar bizde kendilerini hayretle ve üzüntüyle izlemeye devam edeceğiz.
CHP Sayın Genel Başkanı tarafından insafsız, kasıtlı, siyasi ahlak ve özenden yoksun olarak sahtekar iftirasını muhatap olan milletvekilleri olarak normal bir insan vicdanına aykırı bu davranışın sonucu olarak hakkımı hukuk yollarıyla arayacağımı milletin iradesinin yegane tecelli mekanı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi;ne olan inancımızı ve bağlılığımızı bir kez daha sarsılmaz bir inanç ile teyit ederek ilan ediyor siz değerli hemşerilerimin bilgilerine arz eder, selam ve saygılarımı sunarım.”
