Dönemin Baro Başkanı Demir, Türkiye genelinde bir girişim başlatarak bunun hukuksuz olduğunu ifade ederek konuyu yargıya taşımış ve Yargıtay, bankaları harç ödemeye mahkum bırakmıştı. O günden bu yana bankaların kendisini hedef aldığına dikkat çeken Demir, siyasi arenada her defasında önünün bankalar lobisi tarafından engellendiğine dikkat çekti.
Demir açıklamasına şöyle devam etti, “Türkiye’de yasalarda çok eksiklikler var. Bunların dile getirilmesi gerekiyor. Baro Başkanlığı dönemimde mahkemelerde hak aramak için hukuk mahkemelerinde harç yatırılır. Bazı kamu kurumları harç yatırmaktan muaftır. Bu gayet normal. Ama Türkiye’de anne harç yatırmadıkça çocuğu için nafaka davası açamıyor. Nafaka alan anneden devlet önemli bir miktarda devlet harç kesiyor. Yada bir başka deyimle bankadan kredi alıyorsunuz ve herhangi bir sebeple bankaya dava açarken harç yatırıyorsunuz. Ama bankaların davalarda harç muafiyeti ile ilgili kanun çıktı.
Denizli’de yılda 70 bin civarında icra davası görülüyor. Bunun yaklaşık 40 binin alacaklısı bankalardır. Ak Parti ve muhalefet partileri bu kanunu müşterek olarak çıkardılar. Buna itiraz ettim. Baro Başkanlarının bütün sonuç bildirgelerinde bunu yayınlattık. Bunun üzerine yüksek yargıda sürekli lobi çalışması yaptım. Ve sonuçta Yargıtay’da bir dairemiz Anayasa Mahkemesi’nde defi yoluyla götürdü. Ve bu iptal edildi.
Ama yıllarca bankalar harçtan muaf tutuldu. Adil Demir milletvekili olsaydı buna anında karşı çıkardı. Eşitlik kuralına açık şekilde aykırı. İcraların yüzde 75’i bankaların açtığı davalardır. İşte o nedenle bankalar lobisi Adil Demir’in milletvekili olmasını istemiyor olabilir.”