banner249

Şekersiz şeker gibi bir hayat için

Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Uz. Dr. Selda Ayça Altıncık diyabetin, pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi ve insülin hormonuna karşı direnç gelişmesi sonucunda gelişen şeker, yağ ve protein metabolizması bozukluğu ile seyreden bir hastalık olduğunu söyledi.

Şekersiz şeker gibi bir hayat için
banner240

14 Kasım Dünya Diyabet günü dolayısıyla bir açıklama yapan Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Uz. Dr. Selda Ayça Altıncık, obezitenin birçok hastalığa davetiye çıkardığını ve çağımızın en önemli sağlık sorunlarının başında geldiğini söyledi. Altıncık: “21. yüzyıl obezite çağı olarak anılmaktadır. Obezite, başta Tip 2 diyabet olmak üzere, karaciğer yağlanması, kardiyovaskuler hastalıklar gibi birçok başka rahatsızlığa neden olmaktadır. 


Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2010 yılı verilerine göre dünyada 2 milyar kişi fazla kilolu, 700 milyon kişi ise obezdir. Süt çocuğu döneminde obezite sıklığı da son 20 yılda yüzde70 artış göstermiştir” dedi. 

Ülkemizde kentsel bölgelerde obezitenin görülme sıklığının daha çok olduğuna değinen Selda Ayça Altıncık; “Ülkemizde Sağlık Bakanlığı verilerine göre kentsel bölgelerde obezite görülme sıklığı yüzde 23,8’ken kırsal bölgelerde ise yüzde 19,6 olarak görülmüştür. Obezite gelişimindeki artış, tek başına hareketsizlik ve aşırı kalori alımı ile açıklanamamaktadır. Günlük yaşamımızda sıkça karşılaştığımız çeşitli kimyasal etkenlerin, obezite ile ilişkili genlerde, kalıtımsal değişikliklere yol açtığı ve obeziteyi kolaylaştırdığı da görülmektedir” diye konuştu. 

HAZIR GIDALARDAN UZAK DURUN 
Obeziteye neden olan 20’ye yakın kimyasal madde bulunduğunu ve bu maddelerin beyinde bağımlılık yapıcı etkilerinin görüldüğünü anlatan Endokrin Uz. Dr. Selda Ayça Altıncık glukoz- fruktoz şurubu içiren gıdalardan uzak durulması gerektiğini ve günlük en az 45 dakika egzersiz yapılmasının obezite ile mücadeledeki önemine değindi. 

Altıncık cümlelerine şöyle devam etti: “Obezite ile ilişkilendirilen kimyasal maddeler arasında başlıca mono sodyum glutamat, fruktoz ve yüksek früktozlu mısır şurubu, plastik madde yapımında kullanılan ham maddeler gibi 20’ye yakın etken madde yer almaktadır. 

Yüksek früktozlu mısır şurubu (glikoz-früktoz şurubu) özellikle hazır gıda, meyve suları ve şekerlemelerde, şekere göre daha ucuz ve daha tatlı olması nedeniyle tercih edilmektedir. Bu ürünler insulin salınımını direkt olarak uyarmadığı için tokluk hissi oluşturmazlar ve beyinde bağımlılık yapıcı etkileri olduğu düşünülmektedir. 

Yüksek früktozlu mısır şurubunu çok tüketen bireylerde özellikle karın bölgesinde yağlanmaya, bu da ilerleyen dönemde tip 2 diyabete yol açmaktadır. Bu nedenle çocuklarımızı glikoz- früktoz şurubu içeren gıdalardan uzak tutmak, doğal beslenmeye ve günlük 45 dakika,1 saat arası egzersize teşvik etmek, obezite ve tip 2 diyabeti önlemek adına önemlidir” dedi.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER