İnmenin ani gelişen, 24 saat ve daha uzun sürebilen, beyinde kısmi veya yaygın hasara neden olan ve ölümle sonuçlanabilen bir hastalık olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Mustafa Çam, "Beyin damar hastalıkları ve serebrovasküler hastalıklar beynin bir bölgesinin geçici veya kalıcı olarak iskemi ya da kanama nedeniyle etkilendiği ve beyni besleyen damarların patolojik bir süreç ile doğrudan tutulduğu tüm hastalıkları kapsar. Vücudun bir yarısının tümü veya bir bölümünde meydana gelen uyuşma ve güçsüzlük, yutma güçlüğü, konuşma, okuma ve anlama bozukluğu, baş dönmesi, gövdeyi dik tutamama, çift görme ve görme kaybı inmenin belirtileridir.
Son
yıllarda inmeden koruyucu yöntemlerin yanı sıra inme tekrarının önlenmesi ve
özellikle inmeli hastaların akut dönemde tanı, tedavi ve bakımları açısından
önemli ilerlemeler kaydedilmiştir" dedi.
Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Çam, inme hakkında şu
bilgileri verdi:
"Beyne giden damarın tıkanmasıyla beyin
dokusunun kan akımı kesintiye uğrar. Bunun sonucunda ani gelişen beyin doku
kaybına bağlı bulgular ortaya çıkarak hızlı yerleşir.
Bu bulgular 1-2 günde tam
düzelme, kısmi düzelme, maluliyet ve ölüm olasılıklarını içeren geniş bir
değişkenlik gösterir. Bu nedenle hızla başlamış beyin doku hasarını durdurmak
ve bölgesel kan akımını tekrar sağlayarak mümkün olduğunca geri dönüşü sağlamak
gerekir. Bu amaçla hastanın durumuna göre çeşitli tedavi yöntemleri
uygulanmaktadır. Son yıllarda bu tedavi yöntemleri ile geniş hasta
topluluklarında önemli çalışmalar yapılmıştır."
İnme geçiren ve uygulama koşulları uygun olan bir
hastaya ilk 3-4,5 saat arası hemen müdahale edildiğinde yüzde 50 başarı elde
edildiğini açıklayan Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Çam, "Denizli Devlet
Hastanesi İnme Merkezi'nde uygulanan trombolitik tedavi yöntemiyle merkezimize
başvuran 11 hastanın 8'inde iskemik inmenin yerleşmesi önlenerek kısmi veya tam
düzelme sağlanmıştır.
Bu tedavide süre çok önemli olmakla birlikte tek kriter değildir. Uygulamaya engel kriterler ekarte edilmeli ve yüksek riskli hastalara uygulanmamalıdır. İnme gelişimini önlemek amacıyla ikincil koruyucu tedavi yaklaşımlarına öncelik verilmelidir.
Damarsal risk faktörleri belirlenmeli ve
kontrol altına alınmalıdır. Hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet gibi
değiştirilebilir risk faktörleri tedavi edilmeli, sigaradan uzak durulmalı ve
obezite ile mücadele edilmelidir" dedi.