SEV KENDİNİ VE İYİLEŞ

Yaşamın içinde sayısız sorunlarla başa çıkmak zorunda kalıyoruz.Aile,evlilik,ilişki,iş,çocuklar derken sürekli bir sorun sarmalının içindeyiz.Stres denilen çağımızın vebasından etkilenmeyen nerdeyse yok gibi.Tüm bu sorunlar da hayat kalitemizin düşmesine,mutsuz olmamıza neden oluyor.Peki tüm bu olumsuz etkilerden kurtulabilmenin bir yolu yok mu?Cesaret,kararlılık,kendini kabul  etme,onaylama ve sevme bu olumsuz süreci tersine çevirecek baş aktörler.

Kişinin kendine karşı dürüst olabilmesi, kendini değiştirebilmesi ve kendini sürece bırakabilmesi, gerekenleri kabul edebilmesi, yüreğindeki sevgiyi özgür bırakabilmesi ve sonunda da özüne, içindeki güzelliğe ulaşabilmesi için ona gereken en önemli iki şey; cesaret ve kararlılıktır.

Kaybetme ihtimalinin olduğu şeyi kaybetmeyi göze alabilmek olan cesaret; duyguyla değil akılla ilgilidir. Cesaret, duyguların kişiye “kaç” dediği noktada kontrolü ele alıp durumu analiz edebilmektir. Cesaret; korkmamak değildir, korkuya rağmen yola devam edebilmektir. İnsanın kendi zayıflık ve korkularını kabullenebilmesi, bunları başkalarıyla paylaşabilmesi ve kendini tedavi edici bir sürece sokabilmesi gerçekten cesaret gerektirir.

Cesaret; kendini olduğun gibi kabullenip, sevmektir ve kendi gördüğün doğrularını uygulamaktır, kendi doğrularına inanmaktır. Bunu yapabilmek için önce yola çıkmak ve “yapma” cesareti göstermek gerekir.

Kişi kendisi için bir şeyler yapmaya çalışırken zamana ihtiyaç duyar. Yapma için, yoğun ve disiplinli bir çalışma, çevrenin farkında olma, olaylar karşısında sorumluluk alabilme ve yaşanılan hoşa gitmeyen durumlarda kişinin kendi katkısını görerek bunları düzeltme yoluna gitmesi gerekir.Tüm bunların gerçekleşebilmesi için yani bu cesaret ve kararlılığın oluşması,güçlenmesi ve süreklilik göstermesi için de en gerekli olan şey SEVGİDİR.Kişinin kendini sevmesidir.Kendini sevmeyen bir kişinin başkalarını sevmesi mümkün değildir.Kendini sevmek demek kendini kusursuz görmek değildir.Kusurlarıyla birlikte kendini sevmek,kendini her haliyle kabul etmektir.

Kişi kendini olduğu gibi kabul ettiğinde, onayladığında ve sevdiğinde, her şey zamanla yoluna girecektir. Küçük mucizeler(sağlığın düzelmesi, daha çok kazanma, ilişkilerin daha doyumlu hale gelmesi, kendini daha yaratıcı ve doyurucu biçimlerde ifade etmeye başlama, vb.) her yerde görülür. Ancak küçük mucizeler çabalamadan kendiliğinden olmaz, emek gerektirir.

Kendini sevmek ve onaylamak, güven ortamı yaratmak, kendine güvenmek, layık olduğunu düşünmek ve kendini olduğun gibi kabul etmek, kişinin kafasının içinde yeni bir düzen ve daha sevecen ilişkiler kurması demektir.

Kendini ve bedenini seven bir kişi, ne kendini ne de başkalarını kötüye kullanır. Çünkü kendini onaylama ve kabul etme, kişinin hayatının her boyutunda olumlu değişimlerin olması için temel bir anahtardır.

Kendini sevmek, kişinin hiçbir şey için kendisini eleştirmemesiyle başlar. Olumsuz bir eleştiri kişiyi tam da değiştirmek istediği davranış kalıbının içine hapsedebilir. Kişinin kendisine gösterdiği anlayış ve şefkat bu kısır döngüden çıkmasını sağlar. Bu nedenle kişi kendini eleştirmek yerine kendini onaylamayı denemelidir. Çünkü ruhsal ve bedensel sorunları çözen sihirli değnek kendini sevmek ve onaylamaktır. Kişi kendini iyi hissettiğiniz zaman, hayatı da düzgün gidecektir. Kişi aşık olduğu dönemlerde sorunları yokmuş gibi hissedebilir, Kendi­ni sevmek de aşık olmak gibi güzel duyguları ve güzel olayları kişiye getirecek ve kendini havada dans ediyormuşçasına hafif hissettirecek bir süreçtir. Yani kendini sevmek kişinin kendini iyi hissetmesini sağlar.

Kişi kendini onaylamadıkça ve olduğu gibi kabul etmedikçe, gerçekten kendini sevmek imkansızdır. Bu da, ne olursa olsun kişinin kendini eleştirmemesi demektir. “Ama ben hep kendimi eleştiririm”, “kendimin şu yönünü beğenmem nasıl mümkün ki?”, “ailem, öğretmenlerim, arkadaşlarım ve sevgililerim daima beni eleştirdi”, “kendimi nasıl motive edebileceğim ki?”, “ama böyle şeyler yapmak benim için yanlış olur” gibi düşünmeyi bırakmak, kendini sevme sürecine başlamak demektir. Goethe “neyi yapabiliyorsan ya da yapabileceğini hayal ediyorsan başla, cesarette; akıl, güç ve büyü vardır” derken, başlamanın “ilk adımı atmak” anlamına geldiğine dikkat çekmiştir. Herkes her şeye baştan başlayabilir.Yeni bir güne kavuşan herkese yani Üstad Sezai Karakoç'un da dediği gibi ''Geceye yenilmeyen her kişiye bir sabah,bir gündüz ve güneş vardır''sözlerinde bu şans verilmektedir.Yeter ki o inanç ve kararlılıktan vazgeçmeyelim.İsteyelim,yapalım ve kazanalım..Selam ve sevgilerimle..

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.