Arslan, “Cumhurbaşkanı Anayasayı hiçe sayarsa, ‘Türkiye'de yönetim şekli fiilen değişmiştir’ derse, bu tür açıklamaları fırsat bilen bölücüler, Güneydoğu illerimiz olan Hakkari, Şırnak, Batman illerinde ve beş İlçede Yüsekova, Varto, Cizre, Silvan, Nusaybin'de özerklik ilan etmeye kalkarlar. Biliyorsunuz, daha önce de İçişleri Bakanı Mecliste ‘bu Anayasayı tanımıyorum’ demişti. İşte bu açıklamaların ve güvenlik zaafiyetinin sonucudur ki, bugün bu talihsiz ve çirkin açıklamalar yapılıyor.” Ifadesini kullandı.
Milletvekili Kazım Arslan, “PKK/KCK'nın yaptığı bu açıklamalar, Türkiye Cumhuriyeti’ne bir başkaldırıdır. Artan terör olayları ve saldırılarıyla, PKK’nın özerklik için altyapı hazırlığı yaptığı ve fırsat kolladığı ortadadır. Yükselen toplumsal huzursuzluk karşısında devletin içine düşürüldüğü durumun temel sorumlusu mevcut iktidardır, ‘ne istedilerse verdik’ diyenlerdir” biçiminde konuştu.
Arslan “İşte bu nedenlerle şımaran, taviz üzerine taviz koparan PKK, şimdi iktidarın zaafiyetinden faydalanarak, ‘biz devletin atadığı valileri ve kaymakamları istemiyoruz ,biz artık özerk olmak istiyoruz safsatasına sarılabiliyorlar. Ülkemizde 7 Haziran seçimleri yapılmıştır. Neredeyse 2 buçuk aya yakın zaman geçmiştir. Siyasi iktidar tek başına iktidar olamayınca, koalisyon hükümeti kurmak için değil, kurmamak için oyalama takdiği içine girmiş, ülkemizi yeni bir seçimin içine sokmak istemektedir.” vurgusunda bulundu.
Denizli Milletvekili Arslan, “Halbuki ülkemizin yeni bir seçime değil, yeni bir hükümete ihtiyacı var. Bu noktada yoğunlaşmak, bu tablodan bir koalisyon hükümeti çıkarmak gerekiyor. Vatandaşlarımızın beklentisi budur. CHP olarak yeni bir seçime karşıyız, bir an önce ülkemizi seçim atmosferinden kurtararak işimize bakmamız, yoğunlaşan terör olaylarını durdurmamız gerekmektedir. Artık zaman kabetmeden, güvenlik krizi yaratmadan bunu çözmeliyiz.” dedi
Arslan, “PKK kadrolarının özerklik hamlesi, Cumhurbaşkanının ise fiili rejim değişikliği açıklamaları tümüyle hükümet boşluğundan kaynaklanmaktadır. Bunun çözümü ulusal birlik ve bütünlükten geçmekte olup, bir an önce koalisyon hükümeti kurulmalıdır” dedi.
Kazım Arslan “Tekrar ediyorum, çözüm erken seçimde değil, koalisyonda olduğunun altını çizdi. Arslan, açıklamasının devamında şu noktalara dikkat çekti: “Özerklik Hamlesi, Devlet Boşluğunun Sonucudur” “CHP’li olarak altını çizerek söylüyorum, CHP varolduğu sürece, Türkiye Cumhuriyeti varolacak, bölünmeye ve özerkliğe asla izin verilmeyecektir. Bugün özerklik saftasıyla ülke topraklarımızda bölünme adımı atan terör kadrolarını cesaretlendirenler, aylardır terör kadrolarına silah bıraktırmadan müzakere masası kuranlardır. Mevcut İktidar özellikle 7 Haziran öncesinde devletin güvenliğini yok saymış, siyasi ajandaları uğruna devleti temel görevlerinden uzaklaştırmıştır.
Bir ulusal devlette, üniter bir cumhuriyette devletten ayrı vergi toplamaya kalkacaklar,kendi sistemlerini oluşturmaya çalışacaklar, yönetim birimleri kurmaya cesaret edecekler, hatta eğitim hamlesine girişecekler ve bu terör hamlesine devlet eli kolu bağlı mı bekleyecek? Buna dünyada hangi devlet izin verir, hangi hükümet eli kolu bağlı bekler? İşte şimdiye kadar bunu yapmışlardır.
“Paralel Devlet, Teröre Tavizle Kuruluyor” Ulusal devletin hiçbir derin yapılanmayla paylaşılmayacak güvenlik görevi ve yetkisini, Doğu ve Güneydoğumuzun belli yerlerinde terör odaklarına teslim edecek noktaya kadar gelenler, paralel devleti kendi elleriyle hazırlamışlardır. Terör örgütü ve siyasi uzantılarının cirit atmasına, hatta gündemi belirlemesine yol açan siyasi iktidar kadroları, devletin terör karşısında gücünü göstermesini geciktirmişlerdir.
Devlet, kurulacak yeni koalisyon hükümetiyle yeniden güvenliği sağlamalı, birliği ve beraberliği kurmalıdır. Devlet, sürekli olarak bir partinin gölgesi altına sokulmak istenmiş, terörle mücadelede alınan mesafe, özellikle seçim sonrasında tümüyle kaybedilmiştir. Koalisyon görüşmelerinde Mevcut iktidarın sergilediği uzlaşmaz tutum da terörü cesaretli kılmıştır.
Devlet, bu yönetim boşluğu içinde devletliğini unutmuş; MİT ve Silahlı Kuvvetler’in belli kadroları asli işlevinden uzaklaştırılarak parti-devleti durumuna dönüştürülmüştür. Koalisyona “Hayır” Demek, Yeni Bir Devlet Krizine Dönüşüyor 7 Haziran’dan sonra ortaya çıkan siyasi boşluk, mevcut iktidarın uzlaşmaz tutumu, siyasi ihtirasları nedeniyle tam bir belirsizliği yaratmıştır. 17/25 Aralık’ta tümüyle devlet krizi yaşayan ülkemiz, bugün de siyasi belirsizlik sonucu yeni bir devlet krizine sürüklenmiştir.
Koalisyonun kurulması geciktikçe siyasi boşluk derinleşmekte, acımasız terör içimizi yakmaktadır. Koalisyon sürecine taş koyan mevcut iktidar kadrolarının çözümsüzlük inadından vazgeçerek acilen yeni hükümet konusunda adım atması gerekmektedir. Aksi takdirde, daha fazla zaman kaybetmeden hükümet kurma görevini iade etmesi şarttır. Seçime değil, koalisyona zaman ayırılmalıdır. Terör ve özerklik hamleleri, bu siyasi belirsizlikten daha fazla güç elde etmektedir.
“Cumhurbaşkanı ve PKK Rejim Sorununu Büyütüyor” Yaşanan siyasi boşluğun ve belirsizliğin başında güvenlik ve rejim sorunu gelmektedir. Cumhurbaşkanı, Anayasayı hiçe sayan bir siyasi darbe girişimiyle rejimi fiilen değiştirme hedefini tekrarlamış, terör örgütü ise koalisyonun gecikmesini fırsat sayıp özerkliğin kapısını zorlamıştır. Biri başkanlık sevdasıyla ülkemizi ve milli iradeyi hiçe saymakta, diğeri ise silahın gölgesinde özerkliğe sarılmaktadır.
Biz, Cumhuriyet Halk Partililerin ilk günden beri ısrarla savunduğumuz koalisyon ilkeleri, her geçen gün daha çok önem kazanıyor. Biz, Türkiye’nin içinde bulunduğu ortamda üzerimize düşen sorumluluğun sonuna kadar farkındayız, buna göre görüşmeler yürüttük. “İlkelerimiz, Ülkemizin Güvencesidir” Güvenlik, rejim ve özgürlük” dengesinden dış politika, ekonomi, toplumsal barışa kadar Türkiye’de reformcu bir hükümete olan ihtiyacı ilkelerimizle ortaya koyduk.
İlkelerimiz, ülkemizin güvencesidir.Mevcut İktidar çözümsüzlükte ısrar eden tavrından uzaklaşmalı, erken seçime değil koalisyonun kurulmasına çalışmalıdır. Türkiye’nin özerklik safsatasından kurtulmasının yolu, devleti yeniden ayağa kaldıracak kararlı bir hükümetten geçer. Ülkemizin her yerinde güvenliği, birlik ve beraberliği sağlayacak iradeye bağlıdır.
