SEÇİM SONRASI VE OSMANLI RUHUNUN DİRİLİŞİ

Türkiye erken seçim kararı alarak bir çok oluşumun deşifre olmasını sağladı.

Bir oğuz beyi edasıyla hareket eden Devlet BAHÇELİ, keskin zekasıyla beklenmedik erken seçim teklifinin karşısında çaresiz kalan batılılar ve onların buradaki şubeleri ne yapacağını, kiminle hangi pozisyonu alacağını kestiremediler. 

Aynı zamanda vakit kaybetmeden teklifi değerlendirip kabul eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN yine bir çok oluşumun kimyasını bozmuş ve beklenmedik kişilerin kendini deşifre etmesine de vesile olmuştur. 

Tayyip bey Milletine olan inancı ile hareket ederek 2023, 2053 ve 2071 vizyonun kararlılığı ile Osmanlı ruhunun tekrar tecelli edeceğini ve bu ruhun yine bu toprakların kökünden doğacağını bütün dünya ülkelerine deklere etmiştir. 

Başta ABD ve diğer batılı Ülkelerin telaşı bundandır.  

Osmanlının Adaletine Düşmanları bile şahitlik ederken, Türkiye'deki ana Muhalefetin Osmanlıyı zalim bir Devlet olarak lanse etmesi, ucuz bir seçim propagandası değil aksine bilinçli ve ilerde toplumu ayrıştırmak için kullanacağı politik vaazlarından biridir. 

Bir çok yabancı tarihçi Osmanlının adalet ve hakkaniyeti hususunda bir benzerinin olmadığını söylerler. Ama ülkemizde Osmanlıyı emperyalist bir devletmiş gibi gören zihniyetlerin ve onların arkasına takılan insanların varlığı her zaman bizler için birer utanç kaynağı olmuştur. 

Osmanlının Millet anlayışını kavrayabilirsek, etnik köken ve mezhepçiliğin bu anlayışta hiç bir yerinin olmadığını daha net idrak edebiliriz. 

şayet önümüzdeki seçimlerde ve bir sonrakinde Millet olarak büyük bir hata yapmazsak, tarihin akışını ve adaletin yer yüzündeki en büyük kontrolörü biz oluruz.

Osmanlı ruhu, bir kişinin veya bir ailenin iradesinden ziyade bir inancın ve bir davanın öncüsüydü.

Osmanlıyı çökerten seküler ulusçuluk, laikleşme akımı aynı zamanda batıda imparatorluk dönemininde sonunu getirdi. Irk eksenli kültürel ve zihinsel oluşumlar, birer din ve ideolojik kutuplaşmaları doğurdu. Seküler paradigmaların, din ve ideolojik fikirler haline getirilmesi batılılaşma akımını güçlendirdi ve iki ayrı ganimet savaşının ateşini yakarak hem kendi içlerinde Krallıklarını hem de Osmanlıyı paramparça etti. 

Param parça olmak bitip tükenerek yok olma anlamında değildir. Her bir parçası ayrı bir yere dağılıp bir asır sonra tekrar dirilecek olan ruhun vücut bulacağı, o kudretli bedenin ayrı uzuvları olmak üzere planlı bir ayrılık hikaseydi.

Osmanlı Devletinin idaresinde görev yapan ve bu idarenin 600 yıl cihana hükmetmesini sağlayan idarecilerin keskin zekaları ve ileri görüşlü devlet adamları olduğunu bizlere olduğu gibi batılılara da kabul ettiriyor. İman ile itikadın bir arada yürüdüğü tek idare İslam sancağının altındaki Devletlere hastır.

Bu dirilişin eninde sonunda gerçekleşeceğini biliyorlar ve Türkiye'nin buna öncülük etmesine engel olmak için elinden geleni yapıyorlar. 

İnsanlığın geleceği Osmanlıdır. 

İnsanlığı kurtaracak, onlara adaletle yaklaşacak olan  Osmanlı ruhudur.

Amerikanın kuruluşu ve işleyişine baktığımızda, Osmanlıyı model aldığını görüyoruz. 

Ancak hiç bir zaman Osmanlıyı ve onun ruhunu kavrayıp uygulaya bilmesi mümkün olmadı. 

Çünkü Osmanlı ruhu ve Osmanlının ahlakı Mekke ve Medine'de doğan bir güneşin ışığıyla şekillenip İslam ile şereflen-erek özgürleşti. 

Bundan dolayıdır ki üç kıta'da Barış yurdu (Dârü's-Selâm) ve İnsanlık yurdunu (Darü'l-İnsan) kurmayı başarmıştır. 

Ruslar, Amerikalılar, Avrupalılar, Çinliler ve Hintliler hiç bir zaman Barış yurdu ve İnsanlık yurdu kuramadılar. Belli başlı ve gelmiş geçmiş bütün medeniyetlerin üstüne oturan ve bütün dinlere medeniyetlere, kültürlere  hayat hakkı tanıyan tek küresel medeniyet Osmanlı medeniyetidir.

Avrupalılar ve batılılar başta Amerika bütün dünyaya hakim oldular. Osmanlının altı asır barış ve huzur ile inşa ettiği üç kıta'yı bir asırda cehenneme çevirdiler. 

İşte bundan dolayıdır ki, Osmanlı insanlığı kurtaracak olan yegane ruhtur.

Osmanlı ruhu ile kendimizi donatırsak, bu ruhla hareket edersek insanlık için yeni bir umut kapısı aralamış oluruz. 

Irk ve mezhep eksenli siyasetten kaçınmayanlar, Osmanlıyı uyutanların taşeronlarıdır.

Türkiye'nin hem içeriden hemde dışarıdan kuşatılmasının sebebi burada saklıdır. 

Büyük binalara bakıp, kendimizi küçük göremeyiz. 

Önümüzdeki seçim süreci tarihin akışını değiştirecek ve bir ruhun dirilmesine vesile olacaktır. 

Allah'ın izniyle hak gelecek batıl zayi olacaktır.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.