ONAYLAMAK...

Mutlu olmanın, hayatın sorunlarıyla baş etmenin, ilişki problemlerinin çözümünün temelinde kendini onaylamak, kendini sevmek yatar. Sürekli mucizeler peşinde koşarız. Bir şeylerin gelip bizi mutlu etmesini, şifa vermesini, sıkıntılarımıza çareler oluşturmasını hayal eder dururuz. Oysa ki bunların hepsinin birden oluvermesinin yolunun bizden yani kendimizden geçtiğini unutuveririz. Çaresiz olmadığınızı Çarenin Siz olduğunu hiçbir zaman unutmayın. Hayattaki küçük mucizeler, şahane sürprizler kendiliğinden olmaz çoğu zaman. Bunlar için çaba gerekir, emek ve eylem gerekir. Ama bu çaba ve eylemlerin anlamlı olması için atılacak en önemli adım kişinin kendini olduğu gibi kabul etmesi, kendini onaylayıp, sevmesidir. Güzelliklere, iyiliklere layık olduğuna inanmak, kendimiz için güven ortamı yaratmak, sevilmeye değer olduğumuzu düşünmek küçük mucizelerin de kaynağını oluşturur.Kendini seven bir kişi başkasını da daha kolay sever.

Kendini onaylamak, olduğu gibi kabul etmek, kendini sevmek için daha önce kaç defa kaybettiğinin, kaç defa başarısızlığa uğradığının, kaç defa terkedildiğinin bir önemi yoktur. Yani kendini onaylamak için birilerinden, bir yerlerden icazet almaya, izin almaya gerek yoktur. Başarısızlıklarını, kayıplarını birer ''öğreti'' olarak gören kişinin kendini onaylaması ve sevmesinin önünde hiçbir engel olamaz. Kendini onaylama ve kabul etme, kişinin hayatının her boyutunda olumlu değişimlerin olması için temel bir anahtar görevi görür.

Yani öncelikle ve her daim kendinize karşı daha şefkatli, daha hoşgörülü, daha sevecen olun. Geçmiş'te yaşadıklarınız için sürekli kendinizi suçlamayı bırakın. Hatta hiçbir şey için kendinizi kötü eleştirmeyin. Çünkü olumsuz bir eleştiri kişiyi tam da değiştirmek istediği davranış kalıbının içine sokar. Evet yıllardır eleştirilen, eksikleri yüzüne vurulan, başarı ya da başarısızlıklarına göre sevilmiş ya da sevilmemiş bir birey için bu çok kolay görülmeyebilir ilk başta. Ama herkesin her şeye yeni baştan başlayabileceğini hatırlayın. 'Sil Baştan' yapın hayatınızı. Goethe: ''Bir insan kendini adadığında ilahi takdir de o yönde hareket edecektir. Tüm olaylar diğer bir olayı desteklemek için oluşur ve aksi takdirde hiçbir zaman ortaya çıkmaz. Bir akarsu boyunca oluşan tüm olaylar sadece bir karardan doğar. Hiçbir insanın hayal    edemiyeceği tüm umulmadık durumlar, oluşumlar ve maddi destek bu şekilde elde edilebilir. Elinizden geleni ve hayal edebileceğiniz her şeyi yapmaya hemen başlayın. CESARET; DEHA,GÜÇ VE BÜYÜYÜ DE İÇİNDE SAKLAR.ŞİMDİ BAŞLAYIN; ''diyerek ilk adımı atmanın nasıl da önemli olduğunu çok güzel özetlemiştir.

Önce can,sonra canan demiş atalarımız. Yani kendi bedenini, kendi ruhunu önemsemenin, kendini sevmenin diğerlerini de sevebilmenin ön şartı olduğunu unutmamalıyız. Kendini seven bir kişi iyi hisseder. İyi hissettiğiniz zaman da hayatınız daha düzgün gider. Toplumumuzda sıkça karşılaştığımız ben önemli değilim yeter ki sevdiğim iyi olsun söylemi ya da inancı da uzun vadede maalesef içi boş bir söylemdir. Çünkü kendini önemsemeyen, ihtiyaçlarını sürekli erteleyen, başkası ya da başkaları için yaşayan bir kişi kendini mutlu edemediği gibi etrafındakileri de memnun da edemez, mutlu da. Çok seviyorum ama ne yapayım elimde değil şeklindeki kaçışlar ilişkinin sağlıklı, huzurlu ve uzun bir yola girmesinin önündeki en önemli engellerdendir. Tabi ki sevgide fedakarlık vardır. İnsan sevdiği ya da sevdikleri için zaman zaman fedakarlık yapabilir, yapmalıdır da. Ama bunun bir sınırı mutlaka olmalıdır. Bu sınıra dikkat edilmezse hüsranla karşılaşmak olasıdır.

Mutlu olmanın yolu ÖNCE KENDİM demekten geçer. Bu 'sadece kendim' anlamına gelmez ama. Sadece kendim diyenler bencil ve egoist kişilikler olarak yalnızlık ve mutsuzluk girdabına yakalanırlar .Ama önce kendim diyenler yani kendi bedenlerini, kendi ruhlarını önemseyenler, ihtiyaçlarını dikkate alanlar, gerektiğinde ''hayır'' demesini bilenler hem kendilerine hem de etrafındakilere şu fani dünya da cenneti yaşatmış olurlar.

Demem odur ki sevgili dostlar,KENDİNİZİ SEVİN Kİ BAŞKALARI DA SİZİ SEVSİN..

W.Shakespeare'nın o harika dizeleriyle bitiriyorum:

''İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için,sevmekten korkuyor.

Sevilmekten korkuyor,KENDİSİNİ SEVİLMEYE LAYIK GÖRMEDİĞİ İÇİN…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.