OKUYUN KARAR VERİN!

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın,

Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Ruhun Şad olsun Mehmet Akif Ersoy..!

Bugünü anlatıyorsun adeta. Millete yurdumuzu alçaklara karşı korumamızı, gerektiğinde canımızı bunun için feda etmemizi, bir ucunda ölüp şehitliği, bir ucunda yaşayıp Hürriyeti zaferle müjdeliyorsun.

16 Nisan sabahı, ülkemize yaşatmadığı acı kalmayan bu sisteme son vermek için uyanacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve atalarımızın inşa ettiği Cumhuriyete sahip çıkmak, yaşatmak ve büyütmek için gerekirse can vermeye her daim hazırdır bu kadim millet.

Nasıl ki feth olunan İstanbul dünyayı kıskandırıyorsa, öyle kıskandırıyor Çanakkale Zaferi… Nasıl ki kahramanlığıyla hayran bırakmışsa Seyit Onbaşı, öyle hayran bıraktı Ömer Halis Demir…

Bu şanlı tarihimiz nice ihanet ve karanlık olaylarla derin sarsıntılar yaşasa da ayakta durmasını bildi. Şimdi geçmişe dönüp bir kaçını hatırlayalım.

Çok partili sisteme geçişin ardından tek başına iktidar olan Demokrat Parti’nin genel başkanı ve aynı zamanda Başbakanı Adnan Menderes ve iki bakanı 27 Mayıs 1960’da bu sistemin ilk kurbanları oldu.

Sonrasın da neler mi oldu?

TSK, 12 Mart 1971 muhtırasıyla Adalet Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Süleyman Demirel’i  görevine son verdi.

TSK, Eylül 1980 darbesiyle üçüncü kez yönetime el koydu. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in tekrar görevine son verildi.

Darbe sonrası 1983 yılında yapılan ilk genel seçimlerde Başbakan olan Turgut Özal, ülkede atılımların mimarı oldu. 1989’da Cumhurbaşkanı oldu ve 4 yıl sonra derin güçler düğmeye basarak ülkede deyim yerindeyse kanlı cinayetler işledi.

1993, Türkiye’nin en karanlık yıllarıydı. 11 ölümlü 13 büyük olay yaşandı.

İşte o olaylar,

24 Ocak 1993 Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu (Aracına yerleştirilen bombayla öldürüldü)

5 Şubat 1993 Maliye Bakanı Adnan Kahveci (Şüpheli bir trafik kazasında öldü)

17 Şubat 1993 Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis (Bindiği helikopteri düşürüldü)

17 Nisan 1993 Cumhurbaşkanı Turgut Özal (Zehirlenerek öldürüldüğü iddia ediliyor)

25 Mayıs 1993’te Bingöl’de 33 askerin kurşuna dizilmesi

2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Madımak Oteli yakıldı. 33 aydınımız can verdi.

Tam 3 gün sonra yani 5 Temmuz 1993’te bu kez Başbağlar’da 33 vatandaşımız kurşuna dizildi.

4 Eylül 1993’te HEP Mardin Milletvekili Mehmet Sincar suikast sonucu öldürüldü.

22 Ekim 1993’te ise Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ve JİTEM'in kurucularından olan Binbaşı Cem Ersever şehit edildi.

Türkiye, 1993 yılında sadece bu tür olaylarla değil Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan faili meçhul cinayetlerle de zor günler yaşadı.

TSK, 28 Şubat 1997 yılında post-modern darbeyle Erbakan’ı görevi bırakmaya zorlarken aynı TSK 27 Nisan bildirisiyle bu kez Erdoğan hükümetini görevini bırakmaya zorladı. Ancak Erdoğan, sanılanın aksine bu muhtıraya karşı dik durdu ve görevine devam etti.

Ancak aynı güçler bu kez yargı yoluyla Ak Parti’ye kapatma davası davası açtılar. Ve bir oyla millet iradesi yeniden kaldığı yoldan devam etmeye başladı.

Açılım süreciyle beraber MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması, MİT Tırlarının durdurulması, Gezi olayları, Kobani olayları vs.vs.vs

Ama bugüne kadar ki en büyük ihanet olayı ise şüphesiz 15 Temmuz günü oldu. 241 vatandaşımız TSK içine yuvalanmış şer odakları tarafından katledildi. Genelkurmay Başkanı derdest edilerek esir alındı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı öldürmek için TİM’ler gönderildi.

Yakın tarihimizde yaşadığımız onca olayların bugünkü sistemin neden olduğunu söylemek yanlış olmaz. Düne kadar sistem kavgasını etmiş siyasilerden bazılarının şimdi bu sistemin koruyucusu olduğunu görmek trajikomik bir durum.

Tek adam safsatasıyla bu referandum sürecini sulandırmaya çalışanların 18 madddeyi okurken esamesinin bile olmadığını görecekler. Tarihimiz bu sistemin acılarını çekmekten başka bir hatıra bırakmadı bizlere. Kötü hatıralarla andığımız geçmişi, bu referandumda vereceğimiz doğru kararla bir son vermeliyiz…

Yakın tarihimizi asker postallarıyla hafızamıza kazıyanların izlerini silmenin vakti geldi de geçiyor…

Saygılarımla…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.