2011 yılı tekstil açısından oldukça dalgalı geçtiğini, bunun temel sebebinin de pamuktan kaynaklandığını söyleyebiliriz. Pamuğun agresif seyri, birçok firmayı çıkışta olduğu gibi inişte de hazırlıksız yakalayarak zarara uğratmıştır. Kısa vadeli stoklarla çalışan firmalar ise bu geçişi asgari hasarla atlatmışlardır. Bunun yanı sıra kurdaki ihracatçı lehine gerçekleşen olumlu yükseliş, rekabetçiliğimizi önemli ölçüde artırıp, ihracatçıya nefes aldırmıştır. Genel anlamda dış piyasaların etkisi, 2009 da olduğu gibi kendini fazla hissettirmemiş olsa da, 2011 sonu için beklediğimiz Noel satış cirolarına ulaşamadık. 2009 yılından beri yaşanan bu dalga ver darbenin ardından tekstil firmaları ayakta kalmayı başarmış ve her mevsim şartlarında bir çıkış yolu olduğunun bir örneğini ortaya koymuş oldu. Bunda devletin ve merkez bankasının piyasalara yerinde ve zamanında müdahale etmenin önemi de ortaya çıkmış oldu.
2012 yılı başında ev tekstili açısından önemli bir fuarı geride bıraktık. Gerçek anlamda Heimtex 2012 fuarı satışın gerçekleştiği değil, alıcı ve satıcının karşılıklı olarak nabız yokladığı bir zirve şeklinde seyretmiştir. Katılımcı ve ziyaretçilerin 2012 yılı izlenim ve beklentileri son derece olumlu olmuştur. Fiili olarak resesyon ekonomisi uygulayan Avrupa ülkelerinin, ayrıca politik söylemleri ile de ticari nabzı kontrol etme çabaları bazen reel piyasa tarafından bu şekilde desteklenmediği görülüyor. Bu sebeple 2012 yılının ilk yarısının hareketli geçeceğini ve tekstil açısından sezon satışlarına bağlı olarak yılın ikinci yarısında talebin şekilleneceğini düşünüyorum.