MUTLU EVLİLİKLERİN ŞİFRELERİ

Mutsuz evliliklerin öykülerine sıkça rastlasak da mutlu evliliklerle ilgili çok fazla öykü duymayız. Mutsuz çiftlerin mutsuzluklarının nedenleri üzerine oldukça düşünülmüştür; ancak mutlu çiftlerin mutluluklarını nasıl sürdürdükleri, mutlu olmayı ve mutlu kalmayı nasıl başardıkları konusuna son yıllara kadar fazla odaklanılmamıştır. Evli çiftler üzerinde yapılan detaylı araştırmalar sonucunda mutlu evliliklerin 9 ortak özelliği olduğu ortaya konmuştur.

Mutlu çiftlerde eşler geldikleri aileden sağlıklı bir uzaklaşma gerçekleştirirler. Yani, kendi anne ve babaları (ve kardeşleriyle) bağlarını koparmadan onlardan ayrılmayı başarırlar. Bu şekilde, eşleriyle birlikte yeni bir birim oluştururlar ve artık anne babalarının dışında yeni bir ailenin (çekirdek ailenin) üyesi olduklarını kabul ederler.

Bu çiftler ‘biz’ olmayı öğrendikleri gibi, ‘ben’ i de korumayı becerirler. Eşleriyle birçok konuda birlikte davranmak, birlikte karar vermek ve birlikte düşünmek durumunda kalsalar da, gerektiğinde eşlerinden farklı düşünüp farklı davranabilirler. Eşler bazen zevk aldıkları bir faaliyet (hobi vb.) nedeniyle birbirlerinden ayrı zaman geçirmeyi başarabilirler.

Cinsellik konusunda nicelik ve nitelik bakımından uyum sağlamayı becerirler. Eşler birbirlerine beklentilerini açıkça ifade ederler. Bu beklentileri karşılamaya da isteklidirler.

Ebeveynlik konusunda eşler arasında uzlaşma sağlanmıştır. Çocuklarına nasıl davranacakları, hangi konularda nasıl tavır takınmaları gerektiği konusunda fikir birliğine varmışlardır.

Hayatın zorluklarına birlikte göğüs gererler. Zor günlerde birbirlerine destek olmayı başarırlar.

Mutlu evliliklerde de tartışmalar olur. Ancak bu çiftlerde eşler bireysel farklılıklarını kabul ederler. Tartışma sırasında öfkelerini kontrol etmeyi becerirler. Tartışma yıkıcı değil, tam tersine yapıcı olur. Bundan sonra tartışılan konuyla ilgili ne yapılacağıyla (veya yapılamayacağıyla) ilgili bir sonuca varılır. Böylelikle, her tartışmadan sonra eşler birbirlerini daha iyi tanıdıklarını ve ilişkilerini daha iyiye götürdüklerini hissederler.

Gülmenin ilişkide önemli bir unsur olduğu düşünülmektedir. Birlikte gülen çiftlerin daha mutlu oldukları görülmüştür.

Eşlerden birinin bir sıkıntısı veya sorunu olduğunda,diğeri ona destek olur. Eşler birbirini nasıl rahatlatacağını bilir ve bunu başarır.

Mutlu çiftler ilişkilerinin başında birbirleriyle ilgili yarattıkları romantik hayalleri hayatta tutmayı becerirler. Eşlerinin nasıl biri olduğuna dair idealize ettikleri imaj hala,aşağı yukarı,aynıdır. İlk günlerde eşleriyle ilgili düşündüklerini bir yerlerde hala yaşatırlar. Ve bütün bunlara ek olarak ahde vefayı da özellikle de bizim gibi muhafazakar kimliği ağır basan toplumlarda olmazsa olmaz olarak ekleyebiliriz.

Evet sevgi bir seçimdir ve insanlar, sevgiyi farklı şekillerde ifade ederler ve algılarlar. Sevgiyi sürdürme ve sevgi bağlılığı anlamına gelen vefa; sözünü yerine getirme, sözünde durma, sevgi, dostluk ve bağlılıkta kararlılık anlamlarına gelir. Yani vefa göstermek, çiftin birbirine verdiği sözlere sadık kalmasıdır. 

Mevlana vefayı güzel tanımlamıştır: “Vefa nedir, bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükâfatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır…” 

Bu açıdan bakıldığında vefa; tam, mükemmel, içten, sağlam ve sarsılmaz kalp bağlılığıdır. Samimi insan vefalıdır, sadıktır, evlilik hayatındaki engel ve zorlukları aşmak için azimle çaba harcar, yapması gerekenleri titizlikle yerine getirir. Bu anlamda vefa ve sadakat, çiftin evlilik yaşamları süresince ihtiyaç duydukları ve birbirlerini hoşnut edecek üstün ahlak özellikleridir. 

Sevgi, şefkat, merhamet, hamiyet, yiğitlik ve vefa gibi duygular çiftin silahıdır. Bu duygular, çiftin yaşam yolundaki şevkini tetikler ve coşkusunu artırır. Sağlıklı ve mutlu çiftler, doğru sözlü, dürüst, güvenilir, sadık, vefalı ve sorumluluk sahibidirler. Atalarımız “Önce can, sonra canan!” demişlerdir. Burada can, eştir, canan ise diğerleridir. Çift önceliği birbirine vermeli, bu konuda bencil olmalı, cana kıymet vermeli ve kaybedilmesi göze alınamaz olarak görmelidir. 

Bu bakımdan büyük fedakârlık gerektirecek konularda önce partnerini, sonra diğer sevdiklerini ve yakınlarını düşünmelidir. Başkalarına gösterilen nezaket, ilgi, saygı ve hürmet eşten esirgenmemelidir. Ayrıca çift evlilik hayatında sinsi tuzaklara düşmemek için birbirine ara sıra hatırlatmalarda ve uyarılarda bulunmalıdır. Kendi hatalarını düzeltmeye çalışmalı, diğeri bir hata yaptığında hemen bırakıp gitmemeli, ona destek olmalı ve yardım etmelidir. İşte gerçek sevgi de budur. 

Sevgide şefkat ve koruma hisleri hâkim olmalıdır. İnsan sevdiği kişiyi sağlığında da hastayken de sevmeli hatta hastayken ya da yaşlandığında daha fazla sevgi göstermelidir. Bu yapılmadığında vefasızlık olur ve vefasızlık çok can yakıcıdır. Zorluk zamanlarında insanın aşkı, sadakati ve vefası daha çok ortaya çıkmalıdır, elmasla kömür burada ayrılır, bu çiftin ateşle imtihanıdır. 

Ham altın ateşe konulduğunda işe yaramayan, kötü kısım üste çıkar. O kısım atıldığında saf ve tertemiz altın kalır. Evlilik hayatı çifti zorlukla imtihan eder. Ancak bu imtihanda başarılı olanlar mutlu olabilirler. Kaliteli, aklı başında, yiğit, dürüst, samimi çiftler zorluklardan asla etkilenmezler, her zaman sadakatlerini devam ettirirler. Sadık ve vefalı çift başlarına her ne gelirse gelsin, hep aşkla “BİZ” der. 

Gerçek vefa ve sadakat budur. Sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin temeli sadakate dayanır. Çift bazen birbirine yakınlaşmaktan korkar ve uzaklaşmak ister, bu normal ve olağan bir durumdur, ancak sadakat sayesinde birbirlerine bağlı kalabilirler. Sadakat, bağımlılık değildir, bağlılıktır, sorumluluk almaktır, korkuları kontrol etmektir ve duygusal olarak hazır olmaktır. Çünkü çift evlenirken birbirine söz verir. 

Nikâh memurları; “İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta birbirinizi seveceğinize, koruyacağınıza söz veriyor musunuz?” diye sorar ve çift de sıra ile “Evet!” der. Ahde vefa, verilen sözde durmak, yapılan anlaşmaya sadık kalmaktır. İnsanın önemli karakterlerinden biri de vefalı oluşu ve yapılan sözleşmeye riayet etmesidir. 

Bu nedenle çift güven ortamına zarar verecek, birbirlerine karşı olan itimatlarını sarsacak davranışlardan, verdikleri sözleri yerine getirmemekten ve yaptıkları sözleşmeleri bozmaktan uzak durmalıdır. Sözünde durmamak ahde vefasızlıktır..Bir yastıkta nice huzurlu yılları sevdiğinizle birlikte devirmeniz dileklerimle...

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.