Futbolda şike iddialarının ardından çok sayıda, yönetici, futbolcu, menejer ve kulüp başkanı gözaltına alındı. Kimisi ifadelerinin ardından serbets bırakılırken, aralarında Fenerbahçe Kulüp Başkanı Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 93 kişi kuvvetli deliller nedeniyle yargılanmak üzere tutuklandı.
Toplum, bu iddiaların ortaya çıkması, varsa suçluların cezalarını çekmesi ve artık temiz futbolun olması gerektiği düşüncesini seslice ifade ediyordu. Ancak ne olduysa bu rüzgar bir anda tersine döndü. Toplumun beklentilerini havada bırakacak adımlar atıldı.
Meclis, BDP gurubu hariç diğer siyasi partilerin mutabakatıyla meclisten şike yasasını çıkardı. Bu utanç dolusu yasa, bu haliyle eminim ki çok sayıda milletvekilinin de vicdanını yaralayacak şekilde Cumhurbaşkanına sunuldu. Adı şikeye karışmış kişileri kurtarma operasyonuna Cumhurbaşkanı tekrar incelenmek üzere meclise gönderdi. Yani veto etti. Bunun gerekçesini ise şöyle açıklamıştı. İşlenen suç ile verilen ceza arasında bir paralelliğin olmamasıydı. Yani yaptığı yanına kar kalacaktı misali bir kanuna Sayın Gül, 'Hayır' demişti.
Şimdi bu yasa meclisten tekrar geçti ve ardından jet hızıyla bir haber ulaştı haber merkezlerine... Mahkeme, savcının hazırladığı iddianemeleri kabul etmişti. Kamuoyununda şahit olduğu bu kadar delil varken, adı şikeye karışmış kişileri kurtarmak için çıkarılan bu yasa gerçekten mide bulandırıyor. Çünkü üstünler için, büyük adamlar ve çirkin tezgahlar için kanunlar çıkarılıyor. Tarih bu olayı eminim ki asla unutmayacak. Çünkü toplum vicdanına bu yara çok derin kazılmıştır. Tıpkı N.Ç davasında ki gibi...
Bu çirkin tezgaha karşı duran başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü, BDP milletvekillerini, düşüncelerini sesli düşünen ve karşı olduklarını açıklayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı ve Gaziantep Miiletvekili Şamil Tayyar'ı tebrik ediyorum...
Eminim ki, gerek MHP, gerek Ak Parti ve gerekse CHP'de çok sayıdaki milletvekili eğer bu kanun gizli oylama ile yapılmış olsaydı bu haksızlığa hayır diyecekti. Ancak kendisini bu yanlışa inandıran milletvekillerini de toplumun vicdanına havale ediyorum.