KKTC’DE MUTLAKA GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLERDEN BAZILARI

20 Temmuz 1974 yılında birinci Kıbrıs Barış Harekâtı yapıldı. Bunun yıldönümünde KKTC (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) hakkında turistik bilgi vermeyi düşündüm.

2014-2016 yıllarında görev yaptığım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’ine gidecek olursanız görülmesi gereken yerler hakkında bazı tavsiyelerde bulunacağım. Öncelikle KKTC’yigitmeyi düşünüyorsanız; size ilk önce tavsiyem uçak ile gitmeniz ve uçak biletlerinizi birkaç ay önceden almanızı tavsiye ederim. Çünkü eğer önceden uçak biletinizi önceden alırsanız ekonomik yönden çok avantajlı olacaktır. Birde uçak biletlerinizi hafta sonu harici günlerde alırsanız bilet fiyatı daha avantajlı olacaktır. Ayrıca KKTC’yi bahar aylarında gitmenizi öneririm.(Eğer oteldeki casinolar için gitmiyorsanız.)

KARAOĞLANĞOĞLU ŞEHİTLİĞİ

1974 Kıbrıs Barış Harekâtında şehit düşen Türk Askerleri anısına yaptırılan şehitlik, Genelkurmay Başkanlığının 1982 yılında başlattığı çalışmaları kapsamında tadilattan geçirilmiş.1990 yılında Milli Savunma Bakanlığının açtığı yarışmada birinci olan Prof. Muammer Onat’ın projesi hayata geçirilerek, yapımı Türkiye’de gerçekleştirilen bronz heykel şehitlikte sergilenmeye başlanmıştır. Şehitlikte 8 subay, 5 astsubay, 58 erbaş ve er olarak toplam 71 şehidimiz yatmaktadır. Şehitlikharekâtta şehit olan Denizlili Albayın soy ismindenalmıştır. Şehitlik Girne-Lapta yolu üzerinde Karaoğlanoğlu bölgesinde bulunmaktadır. Orada bulunan askerin şehitlik hakkında bilgi verirken tüyleriniz diken diken olacağını eminim.

GİRNE KAPI

Venedikliler döneminde, Lefkoşa’yı savunabilmek için, kent çevresinde inşa edilen savunma duvarları üzerindeki 3 kapıdan kuzeyde olanı ve Arasta bölgesinin giriş kapısıdır. Ünlü Venedikli mimar Proveditore Kapısı olarak da bilinen kapı, Osmanlılar tarafından 1821’de onarılarak üzerine kubbeli oda eklenmiştir. Hâlen Turist Enformasyon Ofisi olarak faaliyet göstermektedir. Cumhurbaşkanlığı Köşkünün hemen yanında yer almaktadır.

BÜYÜK HAN

Kıbrıs’taki en önemli Türk eserlerinden olan ve 68 oda ile dışarı açılan tek katlı 10 dükkândan oluşan Büyük Han, 1572 yılında Ada’ya atanan ilk Türk Valisi Muzaffer Paşa tarafından yaptırılmıştır.1961 yılına kadar, yoksul ailelerin barınması amacıyla kullanılan Han, 1963 yılında restore edilmesi maksadıyla boşaltılmış. Onarım sırasında zarar gören ve yıkılan güneybatı köşesi aslına uymayacak şekilde yeniden yapılmış ancak 1963 olaylarının patlak vermesi nedeni ile yenileme yarım kalmıştır. Bugün, yerli ve yabancı turistlerin, otantik el sanatı ürünlerini bulabilecekleri bir mekan olarak kullanılan Han’ın aslına uygun olarak yenilenmesine devam edilmektedir. Büyük Han Lefkoşa Suriçi bölgesinde yer almaktadır.

SELİMİYE (AYASOFYA) CAMİİ

Lüzinyanlar tarafından 118 yılda (1208-1326) inşa edilmiştir. Latin krallıklarının ‘’Kıbrıs Krallık Tacını’’ giydikleri Katedral, Gotik mimarinin en başarılı örneklerinden birisidir.1373 yılındaki Ceneviz saldırıları ve 1491, 1947 yıllarındaki depremlerle zarar görerek kullanılmayacak duruma gelen Katedral’i Osmanlı’lar 1570’de Lefkoşa’yı alır almaz, onarımdan geçirerek, iki minare ve mihrap ilave etmiş ve yapıyı ‘’Ayasofya’’ adıyla camiye dönüştürmüşlerdir. Sultan Aziz’in Kıbrıs’ı ziyaret edeceği söylentileri üzerine, Nazım Paşa tarafından doğu kapısı açılmış ve üzerine Abdülaziz’in tuğrası ile naat (nitelikleri öven yazı) konmuştur.1954 yılında Cami’ye Kıbrıs Fatihi Sultan II’inci Selim’in adı verilerek, ’Selimiye Camii’’ olarak değiştirilmiştir. Camii’nin bir odasında Ortaçağ rahip ve seçkinlerine ait mezar taşları sergilenmektedir. Selimiye Camii Lefkoşa Suriçi bölgesinde bulunmaktadır.

LOKMACI KAPISI

Kıbrıs adasını ikiye bölen yaklaşık uzunluğu 180 km olan Yeşil Hat üzerindeki yedi ayrı gümrük kapısından birisidir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde toplumsal çatışmaların yaşandığı 1963-1964 olayları sırasında kapatılan geçiş, 3 Nisan 2008 tarihinde yeniden açılmıştır. Kapı barikatının kaldırılması ilk olarak 2005 yılının sonlarında KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali TALAT tarafından ortaya atılmıştır. Türk tarafı duvarı 24 Kasım 2005 gecesi yıktırmış, ardından Rum tarafıda kendi bölgesinde bulunan barikatları yıktırmıştır. Yerine nöbete giden askerlerle sivil halkın karşılaşmaması için 24 Aralık 2005’te bitirilen, masrafın yarısını Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği’nin karşıladığı üst geçit tamamlanmıştır. Lokmacı Kapısı Lefkoşa Suriçi olarak adlandırılan bölgede bulunmaktadır.

BARBARLIK MÜZESİ

21 Aralık 1963’te, Rumların Ada’daki Türklere karşı başlattıkları kanlı saldırıların en çarpıcı örneklerinden birinin yaşandığı, Kıbrıs Türk Kuvvetleri alayı Doktoru Binbaşı Nihat İLHAN’’ın evi, bugün insanlık tarihinin ‘’Yüz Karası’’ olarak ifade edilecek bir vahşetin belgesi niteliğinde müze olarak kullanılmaktadır. 24 Aralık 1963 gecesi, görevdeki babalarını bekleyen Murat, Kutsi ve Hakan isimlerindeki üç kişilik çocuk, anneleri Mürüvvet İLHAN ve ev sahipleri Feride Hasan GÜDÜM’ün hunharca katledildikleri, tüyler ürperten ve Rumların Türklere duydukları düşmanlığı en iyi şekilde ortaya koyan olayın, dehşetinin hala buram buram hissedildiği ev, Kıbrıs’ın yakın tarihine ışık tutan bir yerdir. Barbarlık Müzesi Dereboyu Caddesi üzerinde yer almaktadır.

GİRNE KALESİ

Bizans (Doğu Roma İmparatorluğu)’ın, limanı korumak için M.Ö 4’üncü yüzyılda inşa ettiği, Lüzinya ve Venedikliler tarafından da geliştirilerek kullanılan Girne Kalesi Kıbrıs’ı anlatan en güçlü yapılar arasındadır. Haçlı Seferleri döneminde İngiliz Kralı Richard ve Lüzinyanlar tarafından restore edilen kale, XV’inci yüzyılda Venedikliler tarafından ele geçirildiğinde yeni ekler yapılarak kullanılmıştır. 1571 yılında Osmanlıların fethettiği kaleyi önemli kılan, dünyanın bilinen en eski batık gemisinin muhafaza edildiği yer olmasıdır.1967 yılında Girne limanı açıklarında bulunan Gemi’nin M.Ö. 300 yıllarına ait olduğu sanılmaktadır.Pensilvanya Üniversitesi arkeologları tarafından yürütülen 2 yıllık titiz bir çalışmanın ardından çıkarılan, 14,3 metre uzunluğunda ve 4,4 metre genişliğindeki Gemi’nin 80 yaşında battığı ve ticaret gemisi olduğu belirlenmiştir. Girne Kalesi eski liman mevkiinde bulunmaktadır.

BELLAPAIS MANASTIRI

Manastır, 12’nci yüzyılda Kudüs’ün Araplar tarafından istila edilmesiyle, buradan kaçarak Kıbrıs’a gelen Augustinian rahipleri tarafından yapılmıştır.1198-1205 yılları arasında, Beşparmak Dağlarının eteğinde inşa edilen Manastır, Gotik sanatın Yakın Doğu’daki en güzel örneği olarak bilinmektedir. Yapı bugünkü görüntüsüne Fransa kralı III’üncüHugh’un, 1267-1284 yılları arasında yaptırdığı ilavelerle ulaşmıştır.1571’de Ada’yı fetheden Osmanlılar, Manastır’ı, Yunan Ortodoks Kilisesi’ne vermiştir. Bellapis Manastırı, gün batımının büyüleyici güzelliğinin izlenebileceği en güzel mekânlardan birisidir. Bellapais Manastırı Beylerbeyi bölgesindedir.

MAĞUSA KALESİ

Lüzinya Döneminin son bulduğu 1489 yılına dek Gazimağusa şehrini çevreleyen Lüzinya surları, çok yüksek olmalarına karşın, ince bir yapıya sahiptiler. Daha sonra Kıbrıs’ı ele geçiren Venedikliler, özellikle Osmanlılara karşı önlem almak üzere surları ateşli silahlara karşı sağlamlaştırmak amacıyla 1492 yılından itibaren faaliyete geçmişlerdir. Surların elden geçirilmesi M.S 1520-1570 yılları arasında da devam etmiş ve o sıralarda Venedik’ten uzmanlarda getirilmiştir. Özellikle deniz tarafındaki surlar, Martinengo Tabyası ve Kara Kapısı bu dönemde inşa edilmiş ve bu amaçla 300.000 duka harcanmıştır.  Kalenin içinde alışveriş merkezleri vardır. Kıbrıs’ın güneydoğusunda Gazimağusa’da bulunmaktadır.

LALA MUSTAFA PAŞA CAMİİ

Fransa’daki Rheims Katedralinden esinlenerek 1298-1312 yılları arasında Lüzinyanlar tarafından yapılan katedral, dünyanın en başarılı gotik yapıları arasında yer almaktadır.Katedral, 1571 yılında camiye dönüştürülünceye kadar, Lüzinya kralları taçlarını bu katedralde giymişlerdir.Gotik tarzdaki eşsiz pencere işlemelerine sahip katedrale, Kıbrıs fatihi Lala Mustafa Paşa’nın adı verilmiştir.Mağusa Kale içinde bulunmaktadır.

Sağlıkla, Sevgiyle, bilgi ile kalın.