KALP YETERLİ GELSEYDİ, ALLAH AKLI YARATMAZDI

Evet, kalbimiz bizim için en güzel rehber ve vicdan mekanizmasında bizi eğiten en ideal öğretmen aynı zamanda herhangi bir davada veya savaşta bizim en samimi yoldaşımızdır. 

Kalp, sadece bir organdan ibaret değildir. Yaşanabilir bütün duyguları içinde barındıracak kadar yüce bir mekândır. Aynı zamanda güzel olan her şeyi sorgusuzca yaşayan ve kabullenen bir imtihan aracıdır. Kalp, hiçbir zaman kötü düşünmez ve kötülük yapmayı planlamaz çünkü o insan bedeninin en temiz ve mahrem organıdır. İçine şeytanın hiçbir politikası asla işlemez. 

Allah, kalpleri paralel yarattığı için aşk ve sevgi denen o güzel duygular oluşur. Bir başka insana karşı bir şeyler hissetmek için öncelikle bir kalbinizin olması gerek. Aşkı, sevgiyi, iyiliği, merhameti, şefkati kalp olmadan idrak edemeyiz ve en önemlisi de güven denen duyguyu tüm hücrelerimize kadar yaşamak için kesinlikle öncelikle bir kalbe ihtiyacımız var. 

Ama AKIL denen bir nimet daha var. Kalbimizden bağımsız ama onsuz işleyemeyen bir nimet. Akıl öyle bir nimettir ki bir sonraki adımı ve bir gün sonrasını, hatta birkaç yıl sonrasını düşünüp planlama yapmamıza yardımcı oluyor. Öyle ki, yüzlerce ton demiri havada, suda tutmayı keşfedip başarabilen (uçak, gemi vs.) tek güç akıl gücüdür. 

Aklın özelliklerini ve mucizevî yaradılışını keşiflerini buradan anlatmak isterdim ama bunun için zaten yeterince kitaplar yazıldı ayrıca buna gerek yok galiba çünkü hepimiz aklımızın neler yaptığını çok iyi biliyoruz. Bize neler kazandırdığını, neler getirdiğini, neler yaptırdığını, imkânsızı nasıl başardığını galiba hepimiz farklı örneklerle ama aynı sonuçlarla karşılaştığımız için gayet iyi biliyoruz. 

KALP YETERLİ GELSEYDİ, ALLAH AKLI YARATMAZDI dedim çünkü bende dahil bir çoğumuz ikisinin görev ve yeteneklerini birbiriyle karıştırıp gereksiz ve zararlı kararlar alıp daha sonra bunun bedelini öderken kendimizi aptallık veya şanssızlıkla suçluyoruz. Halbuki kalp yeterli değildi ve akıl onun yetersiz geldiği yerde devreye girmeliydi. Kalbimizin aldığı kararlar bize zarar veriyorsa, aklımızın acımasızlığına güvenmeliyiz. 

Radikal kararlar alması için aklımızın bizi yönetmesine izin vermeliyiz çünkü eğer bugüne kadar hayatımızda bir düzen yoksa ve kayıplarımız boyumuzu aştıysa bu akılsızlığımızın eseri değil kalbimizin yumuşak davranmasından kaynaklanıyor. Kendimizden önce başkalarına öncelik verdiğimiz için kaybediyorsak bu bizim iyiliksever biri olduğumuzu değil aptal biri olduğumuzu ortaya koyar. 

Ben artık aklın onayı ve kalbin tasdik ettiği bir hayatı yaşamanın niteliğini yakaladığımı düşünüyorum. Okuyucularıma da böyle bir tarzı benimsemelerini öneriyorum. İş, aile, sosyal ve duygusal hayatlarımızda ve tüm ilişkilerimizde artık çocuksu hisler ile kaybedilmeye alışmış bir tarzın ötesine çıkmalarını öneriyorum. 

Hayat denen gerçeklik bize yaşanabilir bir yolda yürümeyi zorladığı için bizler her zaman önceliği duygu ve hissiyat üzerinde yoğunlaştırıp hayatımızın en temel parçalarını bu mekanizma üzerinde yürütüyoruz. Halbuki mantık ve akıl duyusu ile sistematik bir duygu çizgisi üzerinde hayatımızı şekillendirip yürürsek daha az kayıp ve daha az hayal kırıklığı ile yolumuzda emin adımlarla yürümeyi başarabiliriz. Aşk kalpte başlar ama akılla yürür. Dediğim gibi kalbin keşfettiğini akıl ile korumanız mümkündür. 

Yıllar önce kalbimde kaybettiğim bir aşk vardı ama şimdi onu aklımla tekrar kazanmayı başardım. Bunun nasıl olduğunu uzun uzun anlatmak isterdim ama bu anlaşılabilmesi için anlatılacak bir şey değil. Tamamen yaşanarak ve hissedilerek anlaşılabilir bir duygudur. Onsuz kalbimin atmadığı gibi alkımında çalışmadığını bilmenizi isterim. Daha önce ki yazılarımda da belirttiğim gibi aşkı en derin haliyle en diplerde yaşayan bir adamım ve bu aşk denen duygu beni yaşatmadığı gibi beni öldürmüyor da. 

O sadece bana nefes veriyor, umut ve vefa aşılıyor geri kalan kısmını kalbim hallediyor zaten. Vefa ile umut aynı bünyede toplanmayı başarabiliyorsa orda bir gelecek vardır bundan emin olun. Bizi üzen, kalplerimizi kıran, yarı yolda bırakan ve hayatlarımızı yaşanmaz hale getirenleri af ediyoruz ama bize yaşattıklarını unutmuyoruz. 

Çünkü artık yaşadıklarımızın notunu aklımız tutuyor. Vesselam…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.