İMAM VE CEMAAT İLİŞKİSİNİN DİYALEKTİĞİ

İmam ve cemaat ilişkisinde temel unsur imama tabi olmaktır. Biat edilir imama. Günahı sevabı boynuna uydum hazır olan imama. İmam eğer ilhamını ulvi bir yerden alıyor ise ortaya uhrevi lezzetler çıkar. Eğer şeytani bir damardan besleniyorsa cemaatin vay haline. Cemaat; imamın ahvalini kendi helvası yenilirken anlayabiliyor genelde. 

Hayattayken anlasa, her imamın arkasında olmaması gerektiğini bilirler. Buda bizim cemaatin genel hastalığı. “ Ey benim vatandaşım! Biz birlikte inşa edeceğiz bu güzel ülkeyi” nidalarına karşılık hemen harç karmaya çalışan bir cemaatiz. Bu nidalar ile saf tutan cemaat ve imam, genelde ülke inşa etmez ülkenin içine kuyu kazarlar. Malum kılavuz ve burun ilişkisi. 

Ülkemizde var olan mevcut imamlar, kendi aralarında şahsiyet temalı, diktatör içerikli atıflarını salya sümük huzurlarımızda sergilerken üzüldüm. Bu kadar hatırşinas bir millet bu denli aptal yerine konulmamalı dedim. “Dinime söven Müslüman olsa yanmam” O diktatör de sanki sen sosyalizm manifestosusun. Kabul ediyorum. Avrupalının idrak yolları bizimkine göre daha sağlıklı çalışıyor. Bunun bir sebebi var. 

Biz göçebe hayatı yaşayıp at sırtında kılıç sallamaktan ter kan içinde kalmışken, adamlar kanalizasyon sistemi döşüyordu. Hatta Avrupalı düşünürler işi gücü olmadığından düşünüyorlardı. Bizim düşünecek vaktimiz mi vardı o dönemlerde. Biz o dönem düşünen insanların topraklarını düşünüyorduk. Bizde yakın zamanda, 1 asır önce at sırtından indik. Haliyle biz gayrimenkul yatırımı olarak kıtalar fethinde iken, bu arkadaşlar mevcut kıtalarında verimli yatırımlar yaptılar. Bizim yatırımlar pek prim yapmadı. Bu nedenle, zararı nasıl kurtarırız derken hazır düşünülmüş şeyleri kopyalamaya başladık. Bu işi yaparken de orijinalini değil çakmasını yaptık.

Durum böyle olunca imamı da izanı da çakma bir cemaat olduk. Kardeşliğin çakması, demokrasinin çakması, şehirleşmenin çakması, aracın çakması… Hadi şehirleşmeyi, demokrasiyi vs bir kenara koyalım. Biz kardeşliğin çakmasını nasıl bu kadar kötü yaptık ona bir yorum yapamıyorum. Komşusu aç iken tok yatabileni cemaatinden saymayan bir peygamberin ümmeti olan bu millet, hangi ara bu kadar duyarsız, şuursuz, hale gelebildi? At sırtında kılıç sallamaktan terliyorduk lakin dağda aç kalan hayvanları düşünecek kadar da medeniydik aslında. 

Çağ değiştiren bir fetih sonrasında anlayışlı olmayı dünya medeniyetlerine öğretiyorduk. Tarihini bilmeyen milletlerin coğrafyasını çizmeye yeltenenler bu günlerde fazla mesai yapıyor. Buna karşılık imamların ardındaki cemaatler birazcık tarih okusa diyorum. Hani coğrafyamız değişmesin diye. Malum son dakika gollerini severiz, biz bitti demeden oyunu bitirmeyiz de şu an maçı yöneten kafasına göre takılıyor. 

Maçı yöneten semercilerimiz, nabzımızı da onlar belirliyor şerbeti de. İnsan olana lafın tamamı anlatılmazmış. İmamda insan. O da gaz çıkarabilir. Siz tuvaleti kullanın. Evi kokutursak hiç kimse duramaz o evde. Esen kalın?

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.