İHANET BİR BİLMECEDİR.

Harcını öfkeyle karan insanlar iyi bilirler bu duyguyu, sevdiklerinin ihaneti derin denizlerin karanlıkları gibi siyaha boğmuştur onları. İsyan etmiş, inancı zayıflamıştır, cesareti kırılıp duyguları kurşuna dizilmiş gibi çaresiz kalmışlardır. Ateşten şiirler yazıp herkesin onu anlamasını ona inanmasını bekler ve onu teselli etmesini ister ama hiç kimse bir şey yapmıyor. 

Herkes uzaktan bakıyor çatlayan yüreğine ve işin garip tarafı herkes hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. Tabi hayat neden devam etmesin ki? Haine göre bile hayat devam ediyorsa… Gerçekte nedir ihanet? Bir macera mı? Yoksa Bir politikamıdır? Bence ihanet, bir bilmecedir...!! Çünkü, inandığınız bir şeyi inkar ederek ona sırtını dönmek, emperyal bir sistemin içinde olduğunuz gerçeğini ortaya koyuyor. Bu ihanetin kayıpları her iki taraf için ağır külfeti olabilir ama sebepler, amaçlar, etik anlayışı, belirgin bir şahsiyet, karakter veya bir hiyerarşi aranmaz ihanetin çemberinde! 
Bu yüzden İHANET BİR BİLMECEDİR. Uğradığınız haksızlık, hak etmediğiniz o hüzün, karanlık gecelerin siyahında yaşamak zorunda bırakıldığınız o depresyon sizi ve duygularınızı acımasızlaştırıyor ve artık güven dediğiniz ayna kırılıp bin parçaya bölünüyor. Hayatınıza giren kişilere yansıtmak istediğiniz insani hislerinizi kaybedip o sevgi ve aşk denilen kutsal duyguyu bir daha kolay elde edemiyorsunuz bu da siz zor biri yapıyor. 
Zoru sevenler bu sefer sizin kahrınızı çekip acınızı kederinizi üstleniyor ve sırf o fedakarlığa karşı vefayı borçlanıyorsunuz. Hayal ettiğimiz o duyguyu beğendiğimiz herhangi bir bedene yükleyip adına ‘Aşk’ diyerek kendimizi aldatıyoruz. İhanet eden kişiye neden diye sorulmaz. Çünkü ihanet edebiliyorsa harika bir yalancı olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Yalanlarını, bahanelerini dinlerseniz iyiki ihanet etmiş diyerek aptal durumuna düşersiniz. O ihaneti kendine yakıştırmıştır ve bir hain olarak gömülecektir. Bir başka bedene dokunmaktan ibaret değildir ihanet! İhanetin tohumu, en güzel sözlerin yalan çıkmasıyla hayat bulur. 
Masum bakışlarla kandırarak şeytani bir filiz açar, dünyayı bir yana sizi bir yana koyduğuna inandırarak fidana dönüşür ve en inandığınız en temiz duygularla yeşerttiğiniz bu gönül bahçesindeki ağacın dibine bir gece ansızın gelip zehir dökerek çürütürler ve ertesi günün sabahında oturup sizinle beraber utanmadan yas tutarlar katlettikleri bu yüreğin başında. Yine de beyaz bir sayfayı hak ediyoruz biz. Çünkü bizler mazlumuz, kötülük yapmadık hiçbir sevenimize onları hep koruduk onları korurken zarar gördük. Onların en çaresiz en savunmasız anlarında onlara güç verdik, onların mutluluğu için canımızın tek bir zerresine önem vermedik, kendilerini kötü hissetmesinler diye basitliklerini yüzlerine vurmadık ve onlara karşı hep haysiyetli duygular besledik. İşte bu yüzden biz tertemiz bir sayfayı hak ediyoruz. 
Kar gibi serin olamasak da, süt kadar temiz değilsek de, bir sabi kadar günahsız olamasak da yinede ahlakımızı ve terbiyemizi kaybetmediğimiz için yeni bir sayfayı hak ediyoruz. Dua etsinler öfkemiz nefrete dönüşmedi. Yoksa bu nefret onların daha önce hiçbir düşmanda bulamayacağı kadar özgür ve acımasız olurdu. Her gece ihanetlerinin pişmanlığında ölümü bekleyip hayatın tek bir anında bile keyif alamadan yaşamak zorunda kalacaklardı. Hamdolsun biz intikamımızı af ederek aldık. 
İhanet çaresizlikten ortaya çıkmaz ama biz öyle kabul ettik ve çaresizlikten dolayı çamura bulanmışlara zarar vermeyi ahlak ve terbiye anlayışımız gereği kendimize yakıştırmayız. Bu yüzden bizde onları af ederek intikam almaktan vazgeçmişiz çünkü Allah af edenleri sever. Vesselam…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.