HAYAL KIRIKLIĞI BİZE GERÇEĞİ ÖĞRETİYOR

İnsanları kalitelerine göre ayırmak istersek, duygu’sal özelliklerinden ziyade kişilikleri üzerine bir analiz yapmayı tercih ederdim. Çünkü insanların acımasız olduklarını idrak edebilmek için duygudan fazlası gerekiyor. Kişilik gerçekliği algılayabilmek için eylem ve söylem ile tahlil edilebilir. 

Buda bizi paranoyak olmadan daha dikkatli davranmamızın önemini hatırlatır. Duygu dediğimiz kavram sadece kaybeden tarafta oluşan kimyasal bir kusurdur. Bu yüzden yaşadığımız hayal kırıklıkları bizi her zamankinden daha güçlü ve daha kararlı kılmalı. 

Hayal kırıklığı güven denilen duygunun parçalanmasıyla oluşan kalp ve beyin ikileminin çaresiz kaldığı o yıkılmışlık duygusunu kabullenmekle başlar. İnsanların, hatta daha ileri gideyim; arkadaş, akraba veya aile bireylerinizin kısacası sizi sevdiğine inandığınız, önemsediğini düşündüğünüz, güvenip değer verdiğiniz o bir elin beş parmağını geçemeyen özel insanların bir anda size düşman olmalarına şaşırmayın çünkü insanoğlu mayasında taşıdığı nankörlük eylemini gerçekleştirmekten hiçbir zaman vazgeçmeyecektir. Yaşanılan onca güzel anı, mutlu günlerin hatırı, karşılıklı sevgi ve saygıdan oluşan ve geçmişte yaşanan o güzel hatıraların anlamsız kaldığı ve sanki azap yarışına dönen bu döngü aslında kuru bir inattan başka bir şey değildir. 

Düzülmesini beklediğiniz hiçbir şey aslında eskisi gibi olmayacaktır. Yıllar sonra yıpranmışlığınız ve acı dolu geçmişinizin sizde tesellisi bile olmayan bir hatıra bırakacak. Sizi bir kere kıran yine kıracaktır. Sizi biri kırdığında bir başkası da kıracaktır. Bu yaşananlar ruhunuzda bir sarsıntı, beyninizde bir deprem ve bedeninizde bir yıkılmışlık duygusu oluşturduğunda hiçbir zaman geçmeyeceğine inandığınız o acı bir de bakmışsınız ki geçivermiş. Geçiyor eninde sonunda geçiyor ama bitmiyor. 

Üstesinden gelebilmek için yaşadığınız o çaresiz gecelerin yalnızlığını tartışmak istemiyorum çünkü onu unutmanızı tavsiye etmem zira unutmak kaybetmenin yarısıdır. O acı anında kimsenin gelip elinizden tutmadığını, acılarınızı hafifletmediğini, düştüğünüz o kör çukurda sizi görmezden gelenleri unutursanız yaşadıklarınızı hak ettiğiniz anlamına gelir ve kendi rızası ile zarara girene merhamet edilmez… 

GÜZEL OLANDAN VAZGEÇMEYEN EN GÜZELİNE SAHİP OLAMAZ… Kalplerimiz kırılmış olabilir. Acı gerçekler ve beklenmedik ihanetler canımızı çok fazla yakabilir hatta şaşkınlık ve aptallığın vermiş olduğu hissiyatla günlerce ‘‘böyle bir şey nasıl olur?’’ diyerek kendimizi suçlayıp dış dünyayla iletişimi kesebiliriz ama bu düştüğümüz yerden kalkamayacağımız anlamına gelmemeli çünkü sizi temin ederim ki- kimse sizi düştüğünüz yerden kaldırmaya gelmeyecektir. Tertemiz bir sayfa açmak Herkese ve her şeye rağmen Tekrar ediyorum; Herkese ve her şeye rağmen, diğer insanların ne düşündükleri ile ilgilenmeden, sadece kendiniz için tertemiz yeni bir sayfa açmak gerçekten mümkündür. 

Ben bunu denedim ve oldu. Çok sonra anladım ki, ben kocaman yüreğimi bazı fukara gönüllere sadaka olarak bağışlamışım. Kendim için hiç bir şey yapmadığımı fark ettim. Artık kendim için yaşamam gerektiğini herkesten önce kendimi mutlu etmem gerektiğini anladım. Bu bencillik değildir. Kendi mutluluğunu düşünenleri bencillikle suçlayan aptallar, başkalarının mutluluğu için çabalayan enayilerden farksızdır. Böyle düşündüğüm için beni eleştirebilirsiniz ama haksız olduğumu iddia edemezsiniz. Evet, hepimizin birer hayal kırıklığı vardır mutlaka çünkü bu Dünyada herkes en az bir kere sırtından vurulmuştur. 

Zira her eş her kardeş her sevgili her anne baba bir parça vicdansızdır. Korku denen duygu, kaybetme inancı taşıyan insanlarda salgılanan bir çeşit huzursuzluksa, sevgi dediğimiz, o kaybeden tarafta oluşan kimyasal kusur ile birleştiğinde inanılmaz bir güç dengesini ortaya çıkardığını gördüğünüzde şaşırmayın çünkü iki duygu birleştiğinde güçlü bir inanç oluşuyor insanda. Artık kaybetmek ve yıkılmak kavramını dünyanızdan çıkartıyorsunuz. Bunalım, depresyon, melen konik hallerin artık ruhunuzda bir etki yapamayacağını göreceksiniz. 

Nasıl mı? Deneyin ve görün. Biraz katı biraz güvensiz birazda duygularınız kalıplaşmış olacak ama artık aptallar gibi kararlar almayacağınızın garantisini veririm. Zaten böyle olmamızı istemeselerdi bize öyle davranmazlardı. Vesselam…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.