Merhum Cemal Kaşıkçı cinayeti Suud yönetimini hem dünyaya hem de kendi halkına karşı fazlasıyla zor durumda bıraktı. Böyle bir vahşete başvurarak, telafisi zor bir hata yaptılar.
Suud yönetimi, Türkiye'nin kendisini korumaya çalıştığını idrak edemiyor ve ilerde çıkmasına engel olmaya çalıştığı yangını anlamakta güçlük çekiyor.
Erdoğan'ın, Kaşıkçı cinayetinin üstünün örtülmesine müsaade etmemesinin sebebi de tam olarak budur.
Türk, Arap düşmanlığının önüne geçmek için 4-5 yıldır inanılmaz bir diplomasi mücadelesi vererek, Suudi Arabistan'ın imhasının önüne geçiyor. Hatta S. Arabistan'ın da kendi içinde bir FETÖ'sü var. Bu odak Riyadın devlet aklını hipnoz etmişcesine rehin almış durumdadır. Bu odağın başı ise M. bin Selman ve onun kurmaylarıdır.
Mesele sadece Kaşıkçı cinayeti değil, Hatta her iki ülkenin ilişkilerinin boyutu ve seviyesi de değildir. Buradaki asıl ve ölümcül mesele bölgesel bir Türk - Arap savaşı çıkarma çabalarıdır.
Erdoğan oyunu 2013-14 dönemlerinde daha net gördü. Bunun için Suudların bütün şımarıklıklarına ve cahilce yaklaşımlarına rağmen, bölgesel bir kaosu engellemek adına ve çok uluslu bir saldırıyı boşa çıkartmak için istisnasız her konuyu alttan alıp akıllı bir siyaset izledi.
Çünkü Suudi Arabistan yönetimi bile, hala bu oyunun farkında değildir. Suud yönetimi bu ince hesabı okuyamıyor ve siyaseten kör olmuş durumda. Riyad yönetimi Amerika ve İsrail'in çıkarlarına hizmet etmeye o kadar odaklanmış ki, devlet aklını CIA ve MOSSADA ipotek etmiş durumda.
Yemene hiç bir gereği yokken saldırması, oradaki sivil halkın üzerine tonlarca bombalar yağdırmasının ve halkın salgın hastalıklar ve açlıktan ölmesinin kendilerine ne tür bir fayda sağladığını izah edemezler.
Türkiye ve İran düşmanlığı ile başlatmayı planladıkları büyük bir tuzak kuruyorlar.
Arap sokaklarını gaza getirip büyük bir ateş yakmayı planlıyorlar.
Suriye'nin kuzeyindeki (terör koridoruna) Suudların finansal destek sağlamasının sebebi, Yemen'den Basra Körfezine kadar kurulan tuzağın bir parçası olduğunu ve Suriye savaşından sonra çıkarmak istedikleri asıl savaşın BÜYÜK KÖRFEZ SAVAŞI olduğunu anlamamız gerek.
Birleşik Arap Emirlikleri Veliahtı M. Bin Zaid bu planın tam merkezindedir. Prens Selman'ı bir kukla gibi yönetiyor.
Biz Fıratın doğusuna odaklandık. Fıratın doğusu bizim için her şeyden daha önemli ama oradaki problemleri hızlıca çevik güçle çözüp Basraya yoğunlaşmamız gerek. Aksi halde Basradan kopacak kıyamet bütün körfez ülkelerini içine çekecek ve bir kaç yıla kalmaz İran-Suud savaşı resmen başlamış olacak. Bu savaş başladığı an İran, S. Arabistan, Bahreyn, Umman, BAE, Katar ve Kuveyt kendini bir anda bu savaşın içinde bulacaklar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tezgahı biliyor. Oyunu 2013 de gördü. Kendi şahsına ve Ülkemize yapılan saldırıları ve düşmanlıkların sebebini biliyor. 15 Temmuz da başarılı olamayanlar, aynı senaryoyu bu sefer bölgede tezgahladılar.
Riyad yönetiminin devlet aklını rehin alanlar, aynı zamanda Türk- Arap düşmanlığını inşa ediyorlar. Çünkü ikisinin de arkasında aynı kirli ittifaklar, aynı güçler, aynı iradeler, aynı istihbarat örgütleri var. CIA, MOSSAD ve kısmen de M16 bu kirli tezgahın kurucu liderleridirler.
Erdoğan işte bu kirli planı bildiği için bozuyor. Cemal kaşıkçı olayı ile ilgili hassasiyetini ifade ederken, Kralı ve Suud yönetimini özellikle koruyarak, gelişmelerden ayrı tutması bu sebeptendir. Ve Kralı uyarıyor; ''oğlunu durdurmazsan, hem ülken hem de oğlun mahvolacak'' diyor.
Suud yönetimi bu akılla ve bu yöntemle devam ederse, Mekke ve Medinenin güvenliğini bir kaç yıl sonra sağlamaktan aciz düşecektir. Ve resmen işgal altında olan Mekke ve Medine bu sefer fiilen işgal edilerek İslamiyeti tam kalbinden vurmuş olacaklar.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Devlet Başkanı Tayyip Erdoğan bizim için olduğu kadar onlar içinde bir nimettir. İnşallah tez zamanda aklını başlarına alıp, Dedelerinin huzur ve güven içinde ''Kendilerini Osmanlıya Emanet'' ettikleri gibi kendileri de Osmanlının torunlarına güvenerek emanet ederler.
Aksi taktirde yönetecek bir devletleri de, sefasını sürecekleri zenginlikleri de kalmayacak..