Yüce Allah Kur'an-ı Kerimde (Nisa suresinde) şöyle buyuruyor!
“Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin, sizden olan Ulü'l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve Ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah'a ve Peygamber'e götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir.”
Ulü'l-emr nedir? Kimdir? kimlerdir?
Allah'ın, bilgelik ve Hikmet dolu bu mübarek ayetini hassas bir ilimle tefsir etmeye çalışan Alimler, Müdderrisler, Ulemalar ve ehl-i keramet silsilesinin tamamı bu ayetin anlam ve manasında şunu idrak ediyor..!
Ulü'l-emr, “emir sahipleri, emir verme salâhiyeti taşıyan ve bu konumda olanlar yani âmirler” dir diyor.
Yani buradaki amir maksadı “Devlet Başkanı, onun veya toplumun yetki verdiği yöneticiler ve kumandanlardır, âlimlerdir. Bunun dışında benim de aklım, kalbim ve vicdanım hiç bir şeyi kabul etmiyor.
Şuurlu bir Müslüman ''Sizden olan emir sahiplerine itaat edin'' buyruğuna Amenna-Ve-Seddakna demekten başka neyi yakıştırabilir ki kalbine? Eğer gerçekten kalbinde zerre miktar iman varsa, o kalp mazlumların çektiği acıyı görmezden gelmez ve zalimin yüzüne zulmünü tükürmek ister.
Afrin operasyonundan sonra Münbiç ve diğer bölgeler gelecek. Allahın keremi ve yardımıyla, kararlı ve ferasetli planlarla Irak sınırına kadar gidilecek.
Tarih tekerrürden ibarettir. Türkler tarihte olduğu gibi yine Rıza-i İlahi ve Nizam-ı Alem için şerefli ve ağır bir yükün altına girmiştir. Allah'ın lütfuyla, bazı insanların sahip olduğu makamlara, iman ve dünya görüşü itibariyle Müslüman olanlardan seçilmiş olması veya tayin edilerek gelmesi, meşru emir ve buyruklarından dolayı bunlara itaat etmenin, Allah emri ve dinin gereği olduğunu idrak etmek ve bunu tasdik etmek durumundayız.
Bu vaziyetle hadiseye, bu seferle amaca bizim inandığımız gibi inanmayan, bizim gördüğümüz gözle bakmayan ve bizim ümmetin son kalesi olduğumuzu anlamayan iki kişidir..!
Birincisi : Haindir.
İkincisi : Düşmandır.
Muhalefete baktığımda tarifsiz bir ezogelin çorbası görüyorum. Ne ararsan var. Hatta aramadığın bile var. Hakaret ile eleştiriyi, düşman ile başkanı, doğru ile yanlışı, terörist ile kardeşi, domuzlarla besleneni, hırsız ile polisi karıştırıp karıştırıp kendini Ezo partisini de gelin yapmışlar.
Allah, onlara ve oy verenlerine hidayet etsin. Bakınız dikkat edin Islah etsin demiyorum, Hidayet etsin diyorum zira ıslah acıdır. Bazen zor ve çetin bir terbiye gerektirebilir. Onlar ıslah olurken Milletimiz acı ile terbiye olmasın diye hidayet diliyorum.
Kılıçtaroğlu'nun talihsiz açıklamaları hepinizin malumu, '' eğer orya asker göndereceksen kefenlilerini gönder bu Milletin fakir fukara evlatlarını gönderme'' demesi aslında kendilerini ve neye hizmet ettiklerini deşifre ediyorlar. İstiklal harbinde işgal güçleri uçaklarında sadece bomba atmıyordu. Mühimmatı bittiği halde teslim olmayan ordunun ve vatanını canı pahasına koruyan Mehmetçiğin şevkini kırmak için broşür niteliğinde kağıtlar da atıyorlardı. İçinde de ''Savaşmayın aileleriniz fakirleşecek açlıktan öleceksiniz. Sizi buraya gönderenler kendi yakınlarını neden göndermiyor'' gibi buna benzer değişik değişik yazılar atıyordu.
Lafın devamı salaklara anlatılır diye bir deyim vardı.
Milli İttifak'ın oluşması düşmanı ne kadar öfkelendirip agresifleştiriyorsa, milleti ve ümmeti de bir o kadar mutlu ve memnun ediyor. MHP lideri Devlet bahçeli tam bir Devlet adamıdır. Öngörüsü ve feraseti ile Seçimden sonra seçilecek olan yeni Devlet Başkanının ilk yardımcısı olmayı hak eden bir Türkmen beyidir.
BBP Genel Başkanı Destici her ne kadar Ekmeletin ihsanoğlu'na olan desteğinden dolayı kendisine olan sevgimi bitirmiş olsa da, yine de Şehit Başkan Muhsin Yazıcıoğlu abimizin olayından sonra duygusal davranıp yanlış insanları desteklediğini fark ederek hatasından dönmüştür. Allah ondan da razı olsun. Bu konuda daha çok Alperenlerin etkili olduğunu düşünüyorum.
Amerika artık istese de o silahları PYD/PKK'dan geri toplayamaz. Onları da silahlarıyla beraber gömmek bize düşer.
ZEYTİN DALI harekatının ismindeki mesajı anlarlarsa teslim olup ölmekten vazgeçebilirler. Trump'ta da Türkiye'ye karşı suçluluk hissinin oluşması için öncelikle Afrinden sonra zaman kaybetmeden Münbiç'e de aynı şekilde girmeliyiz. Zaten sivil halkı istihbarat birimlerimizin desteği ile oralardan uzaklaştırıyoruz. Oralardaki tek hedefin teröristler olduğunu defalarca yetkili ağızlardan Dünya bilgilendirildi. Son terörist kalmayana kadar bu yoldan bu davadan vaz geçemeyiz.
Sahada ve sınırda Mehmetçik mücadele verirken Millet olarak bizlerde topyekun mücadele etmek zorundayız. Sermaye sahipleri üretim sanayisinde ve makine sanayinde, bilişim uzmanları ve teknolojik yetenekleri olanlar dijital dünyada ve en önemlisi Dava bilincine sahip her kesimin her eğitim mesleğinin, yetişen yeni nesil ile özellikle gençlerle ilgilenmesi elzem olmuştur. Varoşlarda ve taşrada yaşayanları unutup, elit mahallelerde yetişen çocuklara geleceğin garantisi gözüyle bakmak kadar ahmakça bir şey olamaz. Bu gençleri sahipsiz bırakmak demek birilerinin onları tetikçi, torbacı ve hırsız yapmasına göz yummak demektir. İnşallah bununla ilgili büyük çalışmalarımız olacak.
Millet olarak herkes ne yapacağını ve ne yapmayacağını çok iyi biliyor.
Tarihin yeniden yazılmasına ve asırlar sonra kitaplarda yazılacak olan bu şanlı kavgaya şahitlik edip bizzat bu dönemde yaşamak, özellikle Recep Tayyip ERDOĞANIN liderliğinde bu Devletin tekrar ayağa kalktığı bu günleri görmek, insana ayrı bir heyecan ayrı bir mutluluk veriyor. Allah Ordumuza nice zaferler bahşetsin. Devletimizi daim kılsın.