Şimdi birileri Denizli savunmasını Genel Merkeze muhakkak sunacak. O rapor için çorbada tuzum olsun istedim.
Keşke kaybettiğiniz şey, bir seçim sandığından ibaret olsaydı.
20 yılda belediye yönetiminde elde ettiğiniz zenginlikle kul hakkına girince kaybettiniz.
İhaleleri yandaşlarınıza fahiş fiyata vererek devleti zarara uğratınca kaybettiniz.
Sıradan bir danışmana Çamlık’ta ikiz kule diktirince kaybettiniz.
Festivaller, konserler, deve güreşleri, boğa güreşleri derken belediye gelirlerini hoyratça kullanınca kaybettiniz.
İmar işlerinde yaptığınız plan değişiklikleri ile ranta dayalı haksız gelir edince kaybettiniz.
Sıradan bir danışmanı 15 yılda Denizli’nin en zengin işadamları kategorisine sokunca kaybettiniz.
Seçim vaatlerinizi yerine getirmeyince kaybettiniz.
2019’da CHP’ye kazandırdığınız Merkezefendi’yi bu kez Ekrem Başer’e kazandırmak isteyince kaybettiniz.
Millet elektrik, doğalgaz ve kirasını ödemekte güçlük çekerken, şatafatlı hayatınızı milletin gözüne sokunca kaybettiniz.
Belediye şirketlerini yöneten kişinin roket hızında edindiği serveti görmezden gelince kaybettiniz.
Denizli’ye Denizi getiremeyince kaybettiniz.
İstediğiniz yeri ticaret, istediğiniz yeri eğitim alanı gösterip rant sağlayınca kaybettiniz.
Bu kadar günahı işlerken, bu günaha şahit olanları da ortak edince kaybettiniz.
Sizin ne haltlar yediğinizi bilmelerine rağmen başını kuma sokup görmezden gelenler olunca kaybettiniz.
Bir gün bile aklınıza kaybetmek gelmeyince kaybettiniz.
Koyun sandığınız milletin bir gün tamam diyeceğini hesap etmeyince kaybettiniz.
İşlediğiniz onca günahın hesabını bir gün vereceğinizi düşünmeyince kaybettiniz.
O kadar kör ve o şımarıksınız ki bunun sadece ekonomik bir tepki olduğunu hesap ediyorsunuz şimdi. Oysa bu tek sebep değil.
Öyle olsaydı Gaziantep kalesi de düşerdi.
Malatya düşerdi.
Konya düşerdi vs.vs.
Dediğim gibi Kaybettiniz…
Ve keşke kaybettiğiniz tek şey, seçim sandığı olsaydı.