KIZIYORUM..!

Bir Vali düşünün;

Denizli’de sağlık sistemi çökmüş haberi yok!

Oysa aldığı maaştan tutun; baş koyduğu konağa kadar bu aziz milletin vergileriyle görevini sürdürüyor.

3 veya 5 ay sonrasına yalnızca hasta randevusu verilebiliyor. Kanser hastalarına yatak yok denilerek kemoterapi tedavileri aksatılıp evlerinde ölüme terk edilmiş bir sağlık sisteminden söz ediyorum. Bir Mr yada Tomografi çektirmek istediğinizde 3-5 aya gün verilirken, parasını bastırdığınızda 15-20 güne randevunuzu alabiliyorsunuz.

Sayın Valiye sormak istiyorum;

Aynı muameleyle, “Beyefendi en erken 5 ay sonraya randevu verebilirim”, 

Yada ‘Beyefendi MR çektirmek için para öderseniz 20 gün, ödemek istemiyorsanız 3 ay sonraya” dendiğinde nasıl bir tepki verirdiniz?

Bir Vali olarak sizlerin böyle bir muameleye maruz kalmayacağınızı elbette biliyoruz.

Düşünmesi bile çok kötü; değil mi?

İşte Sayın Valim, o Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’nde her gün sonu gelmeyen trajedi bunlar. Size kızıyorum çünkü bu millet bunu hak etmiyor. Ve siz bu konuda hiçbir şey yapmıyorsunuz. Bunu reva görenlere kızıyorum çünkü bir türlü son bulmuyor.

Bir Emniyet Müdürü düşünün;

Suç artış oranı patlamış, uyuşturucu kullanım yaşı düşmüş, sokaklarda torbacıların, azmettiricilerin kan davasına dönüştürdüğü tetikçi oyunları ayyuka çıkmış. Kumarların artık ara sokaklardaki kahvehanelerde bile oynandığı bir noktaya geldik. Düzensiz kaçak göçmenlerin kol gezdiği ve akşam belli bir saatten sonra Denizli gibi bir yerde huzurla gezmek deyim yerindeyse hayal oldu. Emniyet Müdürüne sormak istiyorum; siz ve sizden önceki amirler nasıl bir çalışma prensibi ile çalıştılar da Ege’nin incisi olan bir kentte huzuru yeniden tesis edemedi. Artık huzur ve güvenlik, siyasilerin seçim malzemesi haline geldi. İçim burkularak izliyorum.

Bir Rektör düşünün;

Üniversitenin akademik başarılarıyla değil güncel olaylarıyla sürekli meşgul olsun. Bilim yuvasında kendisine emanet edilen on binlerce öğrencinin nasıl zorluklar içinde eğitim gördüğü bir tarafa dursun, o koca hastane yönetimi işi gücü bırakıp ve öğrenciden otopark ücretini alalım mı almayalım mı hesabına girdi.

Sonrası malum; ‘Alalım’ diyerek öğrencinin sırtına otopark ücretini yüklediler. Üniversitenin de böylelikle en büyük sorununu çözülmüş oldu. Sayın Rektör size de çok kızıyorum. Öğrencilere şu hayat pahalılığında destek olmanız gerekirken aksi kararlar almanız hiç doğru değil. Ayrıca sayın valimiz kadar sağlık sisteminin bu denli kötü olmasında sizin de kabahatiniz var. Üniversitenin Acil biriminde öğrencileri köle gibi kullanan doktorlar, olması gereken alanın sürekli dışında kalınca yapılacak bir enjeksiyon veya serumu bile asistanlar telefon ve whatsap iletişimi kurarak bu hizmeti veriyor vatandaşa. İnsan hayatını hiçe sayan bu anlayışı da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Siyasilerimizi düşünün?

Denizli’de üst düzey siyasetçilerimiz ve bir de 3’ü iktidar olmak üzere 7 milletvekilimiz var.

En çok da size kızıyorum. Şehrin bu kadar problemi varken siz neredesiniz?

Sormak istiyorum; “Nerede şu Şehir Hastanesi?”

Türkiye’de 26 şehir hastanesi kuruldu ve hizmet vermeye başladı. O ara siz nelerle meşguldünüz? Birçok ilde de şehir hastanelerinin sonuna gelindi. Hani bizim şu meşhur hastanemiz? Siz mecliste oyalanmaya devam edin.

Bu şehrin Turizm Müdürünü, Belediye Başkanlarını düşünün?

Dünyanın 8. Harikası olarak bilinen Pamukkale’nin hali içler acısı. Bu harikayı pazarlayan bir strateji, bir üst akıl maalesef yok. Belediye başkanlarının seçimden seçime halkına turist vaadi bulunmasıyla devam eden bir süreci yaşıyor ne yazık ki. Laodikya başta olmak üzere antik kentlerimiz, yer altı ve yer üstü doğa güzelliklerini dünyaya bir türlü anlatamayan bir yönetim anlayışı var; ve ben buna da kızıyorum.

Son olarak, halkı bu denli üzmeyi başaran valiye, siyasilere, rektöre ve bürokratlara her şartta hala mahcupmuş gibi davranan aziz milletimizin bu ferasetine ve hoşgörüsüne de ayrıca hayranım.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.