''BAŞARI''KİME GÖRE?NEYE GÖRE?..

Kendimize,başarılı-başarısız,becerikli-beceriksiz,takdir gören-görmeyen gibi değer yargıları yükleyip hele de bu değerleri,yaptıklarımızın,performanslarımızın değerlerine bağlı olarak kazandığımızı düşünüyorsak,kaygılı bir yaşam sürmeyi kendimize garanti etmişiz demektir.Kişiliğimize yönelik böyle toptancı tarzda ''başarılı''ya da ''başarısız'' gibi değer etiketleri biçmenin bize hiçbir yararı yoktur.Şimdi gelin birlikte bu toptancı tarzın bilişsel olarak da neden imkansız bir uğraşı olduğuna bakmaya çalışalım:

1.Herhangi bir kişiliğin sahip olabileceği nitelikler,davranışlar,özellikler ve yetenekler 'sınırsız bir değişkenlik özelliğine sahiptirler'.Bugün yaptığımızı,yarın yapamayabilir ya da farklı yapabiliriz.Örneğin;takımına bir hafta 2 gol kazandırmış bir futbolcu bir başka hafta hiç gol atamayabilir.Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız.İçinde yaşadığımız gerçeğin hiçbir zaman kontrol edemediğimiz bir olgusu vardır:Durmadan akıp giden zaman.Güneş her gün doğar,her gün batar.Yaşamsal gerçeğimiz buyken kişiliğimizi ''başarılı'' ya da ''başarısız''gibi sabit değerlerle etiketlemeye çalışmak ne kadar sağlıklıdır?

2.Peki bir an için kişiliğimizle ilgili başarılı ya da başarısız gibi toptancı değerlendirmenin mümkün olabileceğini varsayalım.Bunun saptanması için kullanılacak mutlak ölçeği nasıl buluruz?Yani kime göre neye göre başarılı ya da başarısız etiketini yapıştıracağız kendimize.Örneğin,bir öğrenci,bir öğretmen tarafından başarılı olarak değerlendirilirken,bir başka öğretmen tarafından başarısız ve gene bir başka öğretmen tarafından da vasat olarak değerlendirilebilir.Bu öğrencinin gerçekte hangi değere sahip olduğunu nasıl anlarız?Yine,bir topluluk tarafından yüceltilen,alkışlanan bir nitelik,bir başka topluluk tarafından yerilip,aşağılanabilir.Hangi niteliğe dayanarak kişiliği değerlendireceğiz?Bir şirkette başarılı yönetici olarak değerlendirilen birisi,bir başka şirkette başarısız gerekçesiyle işten çıkarılıyorsa,bu yöneticinin üçüncü bir şirkete girerken hangi değerde bir yönetici olduğunu nasıl belirleyeceğiz?

3.Kişiye,başarılı ya da başarısız etiketlerinden birinin verilebilmesi için,o kişinin başarılı ve başarısız olduğu performanslarının her birine ayrı ayrı puan vermek gerekir.Örneğin,bir şey satma gibi bir performansta,belirli bir malı X kişisine satmak,Y kişisine satmaktan daha değerli olur; ya da Türkçeden 80 almanın,matematikten 80 almaya göre daha başarılı olacağı gibi değerlendirmelerin yapılması gerekir.İyi,güzel de,hangi davranışın ve performansın,hangi davranış ve performanstan daha az ya da çok başarılı olduğunu ve hangi puantajda değerlendirilmeleri gerektiğini kim,nasıl saptayıp sonunda kişiye,toptancı olarak sen''BAŞARILISIN''ya da ''BAŞARISIZSIN'' etiketlerini yapıştıracak?İnsanoğlunun gerçekleştirebileceği ne kadar davranış vardır hiç düşündük mü?Bunun cevabını vermek imkansız olmakla birlikte diyelim ki verdik.Peki o zaman,tüm bu davranışların her birinin durumdan duruma ve zamandan zamana değişen süreçlerde puanlamasını nasıl yapacağız?Bu davranışların sonucunda başarılı ya da başarısız olduğumuzu şıp diye ortaya koyan sihirli bir formül var mıdır sizce?

4.Kimin başarılı,kimin başarısız olduğunu saptarken ne tür bir matematiğe ihtiyacımız olacaktır acaba?Örneğin,birçok kişiye maddi ve manevi iyilikleri art arda yapmış birisi başka bir kişiye kazık atıp aldatmışsa,bu kişiye nasıl bir değer vereceğiz?

Yani demem odur ki verilen örneklerden de anlaşılacağı üzere kişileri başarılı ya da başarısız olarak hele de bunu bir kişilik özelliği olarak görüp etiketlemek yaşamın doğal akışına ters bir yaklaşımdır.Bu yaklaşımı en başta kendimize yapmamamız gerektiği mutlu ve doyumlu bir hayat yaşamak isteyen herkesin unutmaması gereken noktadır.Kişinin kendini değerli hissetmesi başkasının lütfuna ya da iznine bağlı değildir.Düşüncelerimizin kaynağı bizdedir.Düşünmeyi biz başlatır,biz bitiririz.Bizim dışımızda hiçbir olay,bizi şu veya bu şekilde düşünmeye yönlendiremez.Biz yalnızca,bazı olaylara belirli düşünce ve inanç kalıplarıyla yaklaşmayı öğreniriz.Çevremizde oluşan bir olaya da öğrenilmiş belirli bir düşünce ve yorum kalıbının gözlükleriyle bakarız.Duygularımızı anlamak,düşüncelerimizi anlamaktan geçer.Düşüncelerimizi ve dolayısıyla duygularımızı değiştirmek için olayları değiştirmek gerekmez.Olaylar aynı kalmasına rağmen,onlar hakkındaki düşüncelerimizi değiştirebilirsek,duygularımızı da değiştirmiş oluruz.O halde kendimizle ilgili iyi ve olumlu düşünmeye hiç vakit kaybetmeden başlayalım.Ne yaşamış olursak olalım hem de.Bu zamana kadar kayıplarımız,hatalarımız,beceriksizliklerimiz olmuş olabilir.Bunların hepsi başka kişilerin hayatlarında başka formlarda mevcut.İyi düşünüp iyi olmasını kolaylaştıralım.Kişilik değerimizin bir sınava yani tek bir olguya bağlı olmadığını unutmayalım.

Ne güzel özetlemiş M.Aurelius;''Ey ruhum!Kendine kötülük yapıyorsun.Kendini yüceltmek için başka bir fırsatın olmayacak.Çünkü herkesin yaşamı kısa bir süre devam eder.Senin yaşamın neredeyse bitti ama sen hala kendine saygı duymuyorsun!Kendi mutluluğunu başkalarının yaptıklarına bağlamaya devam ediyorsun.''

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.