ENSE KÖKÜMÜZE ÇİP TAKACAKLAR

Henüz ilkokul öğrencisi iken değerli öğretmenim Berrin Özgen her gün akşam haberlerini seyretme ödevi verirdi. Seyrettiğimiz haberlerden ertesi gün sınıfta 3 tane haber anlatmamızı isterdi. Hafızam zehir gibiydi. Tüm kabineyi tanırdım. Bilgiler tertemizdi. 

Meydan Larousse amca vardı o zamanlar. Google amca ile tanıştığım dönemlerde bilgi henüz bu kadar kirli değildi. Nitelikli bilgilere ulaşabiliyordum. Bilgi azdı lakin değeri vardı. Günümüzdeki gibi yoğun ancak niteliksiz değildi. Bu denli kirli bilgi bombardımanına maruz kalmıyordum o dönem. Günümüzde insanlar bilgi verilerek cahilleştiriliyor. 

Bir insana bilgi vererek cahilleşmesi nasıl sağlanılabilir? Çok basit. Kişiye ya da topluma ya da her hangi bir topluluğa yanlış bilgiyi doğruymuş gibi verirsiniz ve bu bilginin kesin doğru olduğunu hedef kitleye inandırırsınız. Kişi ya da toplum yanlış olan bilginin mutlak doğru olduğuna inanarak yaşamaya başlar. İşte bu noktada kaos başlıyor. Ortada olan yanlışı düzeltmek için karşı cenap atağa geçiyor. Tezi ispatlamak için sunulan bilgiler bir süre sonra insanların beyninde çorba kıvamına geliyor. 

Ortaya çıkan şey ise düşünemeyen, sorgulamayan, sorgulamaktan kaçan bir birey, kitle, toplum, halk oluyor. Sosyal medya bizi cahilleştiriyor, A sosyal hale getiriyor. Facebook vb gibi siteler buz dağının görünen yüzü. Öyle siteler var ki insanlar bu siteler yüzünden işini bırakıyor, eşlerini boşuyor ve dört duvar arasında yaşamaya başlıyor. Sosyal medyanın A sosyal yaptığı bu kişiler bir süre sonra Z sosyal sınıfına yükseliyor. Z sosyal de neyin nesi demeyin. İşin en son aşaması. 

Psikiyatrisin koltuğunda nirvanaya ulaşmış vaziyette olacağımız sınıf. Ondan sonrası A B C fark etmiyor zaten. Subliminal saldırılardan hiç bahsetmiyorum bile. Bu konu hayatımızı alt üst eden bizi mutsuz bireyler haline getiren, sürekli tüketime güdümleyen, tükettikçe mutsuz olan topluluklar yaratmayı temel alan saldırılar. Bu durumdan kurtulmak aslında çok basit olsa da bir o kadar zor. İnternet bağımlılığı çok farklı sonuçlar doğuran hastalık. 

Bu bağımlılık bizim felaketimiz. Size bir önerim var. Gidin şehirlere uzak yerlerden arsa tarla alın. Bu gün çok katlı gökdelenlere muhteşem bir bina diye bakan insanlar gün gelecek (ki çok uzak değil) şehirden kaçıp toprakta eşinen bir tavuğa aynı derinlikte bakacak. Ne kadar doğal ve içgüdüsel yaşıyor diye tavukları seyredeceğiz. Toprakta domates yetiştirmek bu eylemi icra etmek en popüler mekanda check-in yapmaktan daha keyifli gelecek. Hatta milyon lira değerinde villalarda oturmanın verdiği egoyu köy evlerinde yaşayacak insanlar. Gelecekte sağlık ocağı gibi kanser tedavi merkezleri kurulacak. İntiharlar her gün normal hale gelecek. 

Trafikte giderken aracınızın önüne kimse atlamasın diye dua edeceksiniz. Çocuklarınız depresyon halinde gezecek. Siz depresyon ilaçlarını vitamin gibi kullanacaksınız. İnsanlar mutsuzlaşacak. Bu kahinlik değil. Bu süreci yaşamaya başladık zaten. Çünkü insanlar tabiatına aykırı yaşıyorlar. Doğasına aykırı besleniyor, düşünüyor, hissediyor. 

Ot yiyen hayvana et yemeyi alıştırırsanız onun tabiatını bozarsınız. O hayvan normal yaşamaz. İnsanlarda bunun gibi. Dünya tabiatımıza aykırı yaşamamızı güdümlüyor bize. Gelecekte ense kökümüze çipi takacaklar sonra Neo yu arayan Morpheus, Tirinity halinde gezeceğiz. Şimdiden önleminizi alın derim. Esen kalın.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.