Bu sabah maalesef tüm dünyayı sarsan acı bir haberle uyandık. Manchester da bir kapalı konser alanında, 15 ila 18 arasında yaşlarında çocukların bulunduğu, henüz detayları açıklanmayan bir terör saldırısı gerçekleşmiş, ve 20 nin üzerinde kayıp olduğu bildirilmiştir.
Terör yine sınır tanımıyor, din, dil, ırk, cinsiyet ve çoluk çocuk tanımıyor. Terörün hedefi belli. Korku yaymak ve böylelikle devlet mekanizmalarının elini kolunu bağlayıp, halkı da bu şekilde kilitlemek, paralize etmek.
Terörle yaşamaya alışmak diye bir söylem olamaz, ancak ve ancak terörle mücadele etmek, teröre boyun eğmemek vardır. Bu dünyanın neresinde olursa olsun, kime yönelik yapılmış olursa olsun.
Terörün artık sınır tanımadığı ortada. İngiltere seçimleri öncesi bu saldırının gerçekleşmesi, halen Orta Doğu coğrafyasında sıcak temasın sürmesi bu saldırının sebeplerinden belki bazılarını oluşturabilir. Ancak ben şahsen şuna inanıyorum. Bir savaşın, mücadelenin içindeyseniz ve ya içine çekilmek isteniyorsanız, karanlık güçler terör silahını ortaya çıkartıyor. Sonrasında bu karanlık güçler kendilerini kamufle etmek için bunun adına “Etnik”, ya da “İslami” terör adını veriyorlar. Bunun ne etnisite, ne de islamla alakası olmadığını görmek isteyenler görüyor zaten.
Türkiye de terör sonucunda en çok etkilenen turizm oldu. Aynı şekilde Fransa ve İngiltere de önemli turizm ülkelerinden ve güçlü ekonomilerden biri. Bu saldırılar sonucunda bir dönem turizm etkilenecek ve vatandaşlar toplu alanlardan uzak duracaklardır. Bu etki kendini en az bir sezon gösteriyor. İngiltere özellikle Denizli nin en çok ihracat yaptığı ülkedir. İhracat anlamında belki bir miktar etkilenebiliriz, ancak söylemek istediğim bu değil.
İngiltere bizim önemli bir müttefikimiz ve iş ortağımızdır. Bu sebeple daha güçlü bir dayanışma sağlamamız gerekmektedir.
Bu bağlamda tüm İngiliz halkına baş sağlığı dilerim.
Kalbimiz ve düşüncemiz sizlerle…