Mandacılar türemeye başladı!

Günümüz algısında her hangi bir mecmuada yazarlık yapan kişi “aydın” vasfına sahip oluyor. Olması gereken budur ancak günümüzde olan bu değildir.

Sosyal medya, her medeni cesareti olanın fikir beyan edebildiği, niteliği olan ya da olmayan görüşlerin çöplüğü haline geldi.

Son zamanlarda her köşe yazarı, sosyal fenomen, ekonomi yorumcusu, siyasetçi tek konu üzerine yorumlar yapıp fikir beyan ediyor. BATIYORUZ, SAVAŞ KAPIMIZDA, BİZ BİTTİK ARTIK.

Sebep; S 400 alıyoruz, ABD ye karşı yüksek perdeden konuşuyoruz.

Bu yorumları yapanlara dikkat edin milleti uyarma, milletin menfaatini düşünme kılıfı altında bu cümleleri kuruyorlar. Aslında bunalmanıza, yılmanıza, umutsuzluk yaşamanıza sebep oluyorlar. Ticaret insanları daha korkak hale geliyor, yatırım yapmak isteyen daha çekimser oluyor. Bankada doları olan dolar 15 TL olacak diye bekliyor.

Not: Bunu insanları bunaltmadan, partizanlık yapmadan, devlet düşmanı yaratma egosundan arınarak bilgi vermek adına yapanları tenzih ediyorum. Örneğin Atilla Yeşilada. Takip ettiğim tek ekonomisttir. Olanı söylüyor, ülkenizden, devletinizden nefret ettirmiyor.

“S 400 bu ülkenin dış tehditlere karşı bir ihtiyacıdır ve bu savunma silahını almamıza engel olanlar, bizim bekamızı düşünmeyenlerdir. Bizim varlığımızdan, birliğimizden haz etmeyendir. Bu nedenle birçok sorunla karşılaşacağız. Yaşayacağımız ekonomik ve sosyal tüm bunalımlarda devletimizin yanında yer alarak bu süreci halk ve devlet olarak milli bir duruş sergileyerek atlatmalıyız.” Bunu söyleyen kaç kişiye şahit oldunuz?

Değerli Türk halkı!

Zor bir süreç kapımızda bunu biliyoruz. Ülke olarak sıkıntılı günler yaşayacağız ancak mevcut iktidar karşıtlığı ile ülke çıkarlarını birbirinden ayırmalıyız. S 400 alındığı için yaşanacak ekonomik sorunlarda birileri programlanmış şekilde devleti kötüleyecek, karalayacak, bu ülkeyi yaşanmaz hale getirdiğini söyleyecek, isyan etmeye, sokaklara çıkmaya davet edecektir. Yaptıkları iktidar karşıtlığı değil devlet karşıtlığı olmaya teşviktir.

Tüm bunları yaşayacak ve göreceğiz. Bu tür söylemleri diline dolayacaklara peşinen söylüyorum. Ne yaptığınızı bilerek yapın. Tarafınızı seçin. Ülke menfaati; devlet düşmanlığı yapılarak korunmaz bunu bilin.

Devleti yöneten iktidar, iktidarlık süreci boyunca hatalar yapmıştır, ekonomiyi doğru yönetememiş ve ekonomik sıkıntıların alt yapısını oluşturmuştur. Lakin son yaşanılan süreçte milli bir duruş sergileyerek S 400 baskılarına karşı onurlu bir mücadele içerisine girmiştir.

S 400 alınmalı ve bedeli her ne olursa olsun geri adım atılmamalıdır. Ekonomik, sosyal, askeri her ne baskı yapılırsa yapılsın geri adım atılmamalıdır.

Devleti yöneteni sevip sevmemem benim problemimdir. Şu an devletin başındaki kişi önemli değildir. Bu gün var yarın olmayacaktır. Devletin varlığının idame ettirilmesi temel önceliğimizdir.

Kadim bir devlet kültürüne sahip olarak bizler, kişilere değil, makamda oturanlara değil makamın kendisine değer veririz. Kişi vardır oturduğu makamla yücelir, kişi vardır oturduğu makamı yüceltir. Mevcut kişinin hangisi olduğu değil makamın bekası benim için önemlidir.

Yunanistan dahi S 400 alımı halinde ekonomik ambargo ile bizi tehdit edebilme cüretini bulmuştur. Bu cüreti onlara veren ve bunca süre iktidarı yöneten yöneticilere öfke doluyum. Bunca süre yaptıkları hataların bedellerini bu gün ödüyoruz bunu biliyor ve söylemekten asla çekinmiyorum.

Kızdığım tüm konuları bir kenara bırakıyorum. Bunun için sandık önüme geldiğinde fikrim tezahür edecektir ancak Akdeniz ve KKTC konusunda, S 400 konusunda ben devletimin yanındayım. Suriye’de bir Kürt devleti kurulmasına karşı devletimin verdiği mücadelede devletimin yanındayım. Bunu söylemek beni AKP li yapmayacaktır. Bunu söylemekten sizlerde çekinmeyin.

Çekinmeyin ki ekonomik baskı ile bu halk devletine isyan eder düşüncesi ile cesaret bulanların ekmeğine yağ sürmeyelim.

S 400 almamız halinde yaşayacağımız sorunları bahane ederek mevcut iktidara saldıranları “mandacı” zihniyet olarak görüyorum. Bu zihniyet kurtuluş savaşı öncesinde de vardı. Teslimiyetçi, umutsuz, mücadele ruhu olmayan, tarihinden bir haber bu zihniyet kurtuluş savaşı sonrasının aynı zamanda yalakalarıydı.

Ben; her ne pahasına olursa olsun, her ne tehdit olursa olsun S 400 lerin alınmasını, Akdeniz’de asla taviz verilmemesini destekliyorum. Geri adım atılması halinde iktidarı vatan hainliği ile suçlarım.  Bir vatansever olarak kahrolurum, hazmedemem.

Biliyorum ki 2 yıl çok sıkıntı yaşarız ama sonrasında çok daha müreffeh bir ülke oluruz. Kurtuluş savaşı sonrası bu ülkenin nasıl şahlandığını biliyoruz. 1950 sürecinden sonrasında mandacı zihniyetin yönettiği Türkiye hiçbir zaman ileri gitmemiştir. Başkası 10 adım giderken benim attığım 1 adımı ilerleme olarak sayamam. Bu basiretsizlik, bu acizliktir. Ne yazık ki 70 yıldır bu ülkede halka yutturulan ilerleme anlayışı budur.

KURT KIŞI GEÇİRİR AMA YEDİĞİ AYAZI UNUTMAZ. Bu süreci geçireceğiz ancak yaşadıklarımızı ve sebep olanları unutmayacak hesabınıda soracağız. Soracağız ki kimse koltuğunda rahat oturamasın. Kimin hizmetkarı olduğunu unutmasın.

Her ne pahasına olursa olsun TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE olsun.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.