DENİZLİ TEŞKİLATI!

Türkiye, kaderinin seyrini değiştirecek tarihi bir seçime doğru gidiyor. Tarihi bir seçim diyorum, çünkü yankısı Avrupa’dan hissediliyor. Hayati diyorum çünkü yankısı Kandil’den, Pensilvanya’dan hissediliyor.

Egemenliğimize 15 Temmuz günü kastedenlerin arkasında kendilerini göstermekten çekinmeyen Avrupa ve ABD, Türkiye’de ‘Hayır’ çıkması için adeta seferberlik başlattı. Ak Parti’nin yurtdışı programlarına izin vermeyen Avrupa, terör örgütlerinin ve muhalefetin her türlü ‘Hayır’ propagandasına ve etkinliklerine sonuna kadar kucak açıyor.

Durum Avrupa topraklarında böyle iken gelelim ülkemizdeki son duruma… Bu referandumun Türkiye için ne kadar önemli olduğunu son günlerde yaşanan olaylarla halkımız daha da idrak etmiş durumda.

Ancak Denizli teşkilatının çalışma programlarına ve etkinliklerine baktığımda idrak olunmuş bir durum göremiyorum.

Neden mi?

Bunu klavye başında kuru laflarla değil teşkilatın neredeyse birçok ferdiyle yaptığım istişareler sonucundan çıkarıyorum. Bir gazeteci olarak bu referandumun bir tarafıyım. Ülkem için elbette ben de ‘Evet’ oyu kullanacağım. Ancak ‘Evet’ oyu kullanıyormuş gibi görünenlerin de oyununu bozmaya niyetimi bozdum.

Denizli teşkilatının son dönemlerde basına geçtiği haber metinlerine baktığımda halkla direk olarak temas etmek yerine, partisinin mahalle başkanları, sandık görevlilerinin evlerinde ‘Evet’ propagandası yapması dikkat çekici bir durum. Bu da bana teşkilatın kendisine taban hazırladığı şüphesini kazandırıyor ki umarım yanılmışımdır.

Sokaklarda, Pazaryerlerinde, kahvehanelerde kısacası ‘Kararsız’ oyların çıkabileceği muhtemel noktalarda seçim çalışmalarını yürütmesi elzemdir.

Ne yazık ki teşkilat, il yönetim kurulu üyelerinin yüzde yüzünden faydalanmıyor. Belediye meclis üyelerinden yararlanmıyor. Geçmiş dönemde partide aktif görev alan gençlik kolları, kadın kolları yada il başkanlarından faydalanmıyor. Ve hatta hatta vekillerinden bile yeterince faydalanmıyor.

Hal böyle olunca meclisin ‘Yazmalı Efe’si Melike Basmacı, Denizli teşkilatına tur bindiriyor.

Teşkilatta daha önce görev almış kadrolar yani tecrübeli siyasetçilere kesinlikle sahada özel görev verilmeli…

Sorsalar, herhalde çok yorulduk, bittik, öldük, takatimiz kalmadı diyecekler. Ama bilmeliler ki eğer çok yoruluyorsanız bilin ki kadrolarınızı yeterince çalıştıramıyorsunuz… Günlük çekilen üç beş fotoğraf ve bir iki etkinlikle bu işlerin yürüyemeyeceği aşikar. Dostlar alışverişte görsün misali bir dava anlayışı olamaz, olmamalıdır.

Eski SKM Başkanlarından Fazıl Altıntaş diye bir partili var. Tanımayan da yoktur hani. SKM’ye getirdiği çekyatla hafızalardan hiç silinmedi. Ne zaman ki dayanacak gücü kalmayıp yere yığıldığında o çekyata uzanır azcık dinlenirdi.

Bilin ki Delikliçınar Meydanı nice Zeybek oyunlarına sahne oldu. Bu tempoyla ısrarcı olmaya devam edildiğinde bilinmeli ki, 16 Nisan gecesi ‘Hayır’ kanadı Halay’a duracak. Ve Tarih teşkilatın bu hezimetini asla unutmayacak.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’'nin parti teşkilatlarına yaptığı seferberlik çağrısının bir önce yanıt bulması gerekiyor. Yani Bakan Zeybekci'nin dediği gibi Vekillerimizin, geçmiş dönemde partide görev almış kişilerin, belediye meclis üyelerinin, belediye başkanlarının, mümkünse topyekun sahaya çıkması gerekiyor. Çünkü kararsız bir kitle ikna olmayı bekliyor…

Saygılarımla…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

YORUMLAR
cemal
cemal - 7 yıl Önce

çok yerinde bir yazı