Cumhuriyet Halk Partisi…
Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Türkiye’nin ilk siyasi partisi...
CHP’nin 93 yıllık siyasi tarihine bakıldığında bugün tüm değerlerini yitirdiğini görmek hakikaten içler acısı bir durum…
Kılıçdaroğlu ve yönetiminin, kendi ülkesini küresel güçlere karşı zor durumda bırakma çabası bir tarafa, terör örgütü PKK ve FETO’yla olan duygusal bağlantısı parti tabanında şaşkınlıkla izleniyor. Coğrafyamızın ateş çemberi içinde olduğu son birkaç yılda CHP’nin izlediği tutum Türkiye’yi güç durumda bırakmaktan başka hiçbir işe yaramıyor.
Her fırsatta ülkesini Avrupa’ya şikayet edecek kadar sağduyusunu kaybeden CHP, Kılıçdaroğlu’nun ABD Büyükelçisiyle görüşmesinin ardından son darbe girişimindeki yeni kapı ruhunu 24 saat bile koruyamadı.
Türkiye, terörist cenazelerinde boy gösteren CHP milletvekillerini gördü. FETO eliyle organize edilmiş düzmece görüntüleri DAİŞ’e destek veriliyor diye yine milletvekilleri tarafından dünya basınına servis edildi.
Yaklaşık 2 bin yaralı ve 241 şehit verdiğimiz 15 Temmuz’da CHP, kimin yanında duracağını bilemedi. 79 milyon vatandaşının hukukunu aramak yerine bir avuç ihanet şebekesin hukukunu aramaya başladı…
Bununla sınırlı kalmayan Kılıçdaroğlu, darbenin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapıldığını iddia etti.
Önce senaryo dediler.
Sonra olmadığını anladılar.
Şimdi Erdoğan yaptı dediler.
Bakalım öyle olmadığını ne zaman anlayacaklar…
CHP, Türkiye’nin çıkarlarını iktidara gelmek umuduyla yerle bir ediyor. Oysa bu durum FETO’nun PKK’nın, DAİŞ’in ve küresel güçlerin çıkarlarına hizmet ediyor.
Delegeler, umarım yeterli imzayı toplayıp Tüzük Kurultayı’nda başkanlık seçimine gider. Bu 93 yıllık bir parti için yapılması gereken en acil önlem...
Bakalım CHP’li delegeler bu çılgınlıklara ne zaman dur diyecek?