15 Temmuz 2016 hiç kimsenin abartarak yalanlarla iftiralarla anlatacağı bir günün gecesi değildir. Herkesin şahit olduğu ve bizzat yaşadığı bu geceyi inanıyorum ki hiçbir vatan evladı unutmayacak. Darbe olmuş dediklerinde önce inanmadım çünkü bunu yapmak veya yapmaya teşebbüs etmek için bir insanın hem aptal hem de hain olması gerek ve ihtimal vermediğim halde yinede farklı insanlardan duyduğum için endişeyle Televizyonu açtım köprülerin kapatıldığı havaalanlarının basıldığı, Meclisin Bombalandığını, halkın üzerine asker tarafından ateş açıldığı söyleniyordu.
Aman Allah’ım bu nasıl bir cinnet bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Bu Milletin evlatları olan ve bu Devletin emrinde olması gereken askerler kendi halkını mı vuruyor? Olduğum yerde dona kaldım böyle bir şey olamaz diye mırıldanıp henüz boş olan çınar meydanına koştum ve o an artık bende yok tamamen kaptırdım kendimi, Çocuklarını eşini kardeşini alıp şehrin meydanlarına koşan insanlar gördüm, tekerlekli sandalyede Türkiye Cumhuryeti’nin bayrağını sırtına asıp alanlara koşarcasına gelen engelli kardeşlerimi gördüm, düşmemek için bir eliyle oğlunun kolunu tutup diğer eliyle bayrak sallayarak gelen 90 yaşında bir dedeyi gördüm, babasının omuzlarında elinde bayrak sallayan ve henüz 5 yaşlarında olan bir çocuğun ‘’ Allah’u ekmey’’ diye bağırdığını gördüm.
Elleriyle bozkurt işareti yaparak alana gelen ülkücüleri gördüm. Hangi siyasi partinin düşüncesine sahip olursa olsun neye inanıyorsa inansın ama ortak olan bir değerimiz vardı o da ‘’VATAN’’ bir anda fikirlerimizi, siyasi çıkarları, etnik ayrımcılığı ve buna benzer aklımızı meşgul eden ne kadar gereksiz konu varsa hepsinin canı cehenneme diyerek tek yürek olduk.
Hamdolsun bu da gerek içerdeki gerekse dışarıdaki vatan hainlerini şoka soktu, neye uğradıklarını şaşırdılar hiç beklemedikleri bu direniş karşısında utanç ve ahmaklık içinde hesap verecekler. 15 Temmuz gecesi şehit olan polislerimize ve tankın tüfeğin önünde zerre kadar titremeden bekleyen kardeşlerimize, askere ‘yapma Memedim yapma’’ diye seslenirken hain bir teröristin kurşununa hedef olan şehit kardeşimize ve diğer şehit olan kardeşlerimize Yüceler Yücesi Kainatın tek sahibi olan Cenabı Allah’tan Rahmet ve Mağfiret diliyorum.
Yaralılara Şafi ismi Celilesi ile Şifa diliyorum.Dost ve düşman herkes gördü ki söz konusu Vatan ise gerçektende gerisi teferruatmış ve bu direniş orta doğuda, balkanlarda, Afrika da ve diğer Müslüman ülkelerin halklarına da bir ilham oldu, staj niteliğinde bir eğitim oldu ve onlarda birliğin beraberliğin imanın ve inancın gücünü gördüler.
Gelişmiş silahları olan askerlerin, inançlı ve imanlı olan millete karşı çok fazla bir şey yapamadığını hem gördüler hem de anladılar.Gerçekten ihtilal gerçekleşseydi ne olurdu diye merak edenlerimiz var. İhtilal gerçekleşseydi teknik ve kültürel açıdan 1993 yılına, bilişim, teknoloji ve tıpta 2001 yılına, ekonomi de üretim ve sanayi de, ithalat ve ihracatta 1999 yılına, etnik milliyetçilikte, inanç farklılığı ve mezhep ayrılıklarında 1980 yılına döner ve İslam’ın sancağı Türkiye ile beraber yere düşerek 30 yıldan fazla geriye giderdik.
Ama millet bu oyunu bozdu tüm Dünya Türkiye’yi hayret ve Hayranlıkla izledi millet kendi iradesinin üstünde bir başka irade tanımadığını önce kendisine sonrada dünyaya kanıtlayarak namus olarak gördükleri oylarına ve oylarıyla Devletin yönetimini emanet ettiği Devlet erkan’ına sahip çıktı.Bundan sonra ne olacak?Olacak olan şu; önce hainleri tek tek belirleyip bu ihanet çemberinin etrafında kimler varsa görevi mevkisi makamı her ne olursa olsun yargının önüne çıkararak hesap vermeleri sağlanacak.
İhaneti ve buna bulaşan herkes hassas bir tespit mekanizması ile tartılarak hiç bir şeyden haberi olmayan sadece üstlerinin emirlerini yerine getiren ama daha sonra bunun bir ihanetin başlangıcı olduğunu anlayıp kendi milletime kurşun sıkmam diyen Mehmetçiği de ayırıp kimsenin hakkını yemeden, kimsenin günahına girmeden adil bir süreç başlayacak.
Gerekirse yasal düzenlemelerle daha ağır cezaların gelmesi için meclisteki vekalet verdiğimiz siyasilere yeni yasalar çıkartmaları için görüşmeler yapmalıyız. Ama asla zalimin ruh halini almamalıyız, zalimler gibi kin gütmemeliyiz düşman dahi olsa adil ve ıslah edici olmalıyız çünkü Ecdadımız bu konuda bize bıraktığı tarihin temiz sayfalarında necip bir ahlak var bu ahlak ile amel etmeliyiz.
Çünkü Allah zalimleri sevmez.Daha sonra şehitlerimizi defnedip yasımızı tutacağız.
Yer yüzünün yegane kralı Aziz olan Allah, Devletimize ve Milletimize zeval vermesin.