İzmir’in Karabağlar ilçesine bağlı bir köyde kursa gidemeyen 35 öğrenciye gönüllü olarak ders veren 6 kadın öğretmen, misafir olarak kaldıkları konteyner evde saldırıya uğramaktan son anda kurtuldu. S.C., (39) İ.P., (26) B.D., (26) E.Ş., (40) F.Ö., (66) ve B.Ö., (26) adlı 6 gönüllü öğretmen, 2015 yılının eylül ayında Karabağlar’a bağlı bir köyde yaşayan çocukların eğitimlerine destek olmak için gönüllü olarak çalışmaya karar verdi. Haftanın belirli günlerinde köyün çocuklarıyla bir araya gelen 6 kadın öğretmen; Matematik, Türkçe ve İngilizce dersleri veriyordu.
Köyün kadınlarından Tülay Dündar, (53) 14 Mayıs 2016’da gönüllü öğretmenleri veda gecesi düzenlemek için evine davet etti. Akşam yemeğinin ardından öğrenci ve velilerle görüşen 6 öğretmen, saat 00.10’da geceyi geçirmek üzere Tülay Dündar'a ait konteyner eve gitmek istedi. Bu sırada köy meydanında araç içinde alkol alan Y.I., (48) M.A., (36) M.B., (23) ve A.Ç., (18) kadınları ıslık çalıp laf atarak taciz etti. Araçtakilerle herhangi bir diyaloğa girmeyen öğretmenler, ev sahibi Tülay Dündar ile birlikte konteyner eve gitti.
“O AN ONLARI NASIL KURTARABİLECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM”
Konteyner eve gitmeleriyle kendilerini takip eden gençlerin evlerini bastıklarını belirten Tülay Dündar, yaşananları şöyle anlattı:
“Çocuklara veda gecesi yaptık. Çayımızı kahvemizi içtikten sonra bu konteynere geldik. Öğretmenlerden birkaçı bize laf atıldığını, araba içindeki bir grup genci bize ıslık çaldığını, sonra bizi takip ettiklerini söyledi. Biz de bizim köyden zarar gelmeyeceğini düşünerek bir şey olmaz dedik. Sonra geldik oturduk, 15-20 dakika geçti geçmedi. Hepimiz pijamalarımızı giydik oturduk çiğdem, erik yiyecektik, tabaklara koyduk. Biz onları yiyemeden pencere kapı vurulmaya başladı. ‘Eyvah bizi takip edenler geldi’ dedi kızlar. Bunlar ağlamaya evde bağrışmaya başladılar. Ben çok üzgünüm, bağıramıyorum, dondum kaldım. O an onları nasıl kurtarabileceğimi düşündüm” dedi.
“ARAÇLARIMIZIN LASTİKLERİNİ PATLATIP, AYAKKABILARIMIZI ATMIŞLAR”
Evde telefonların çekmediğini sadece kendisinin telefonun çektiğini belirten Dündar, hemen eşini, oğlunu aradığını ancak hiç birisine ulaşamadığını söyledi. En son kardeşini aradığını kaydeden Dündar, “Telefonlar da çekmiyor sadece benim telefonum çekiyordu. Jandarmayı aradık, onların da bizim bulunduğumuz yere ulaşması en az bir saatte ulaşırdı. Hemen eşimi aradım, ulaşamadım. En son kardeşime ulaştım. O inanamadı önce, sonra aceleyle geldi. Onlar kahvenin önüne bir tane gözcü koymuşlar. Köyden çıkan olursa haber versin diye. Kardeşim Hüseyin evden çıkıp gelince onlar da haberi alıp hemen gittiler. Toparlandık, ayakkabılarımız yok. Yalın ayak çıktık araca, araçlar berbat, araçların lastiklerini patlatmışlar. Kardeşim o an inandı ve şok oldu. Köye indik, jandarma geldi. İki gün sonra gözcülük yaptırdıkları çocuk A.Ç., her şeyi açıkladı” diye konuştu.
“ÖĞRETMENLER BAĞRIŞIYORDU, KİMİSİ BIÇAK KİMİSİ VAZO ALDI”
O an ne yapacaklarını bilemediğini, şoka girdiklerini dile getiren Tülay Dündar., “Kızlar çıldırıyordu, bağırıyorlardı. Ben olayın şokunu atlatamadım, daha hala içimde. Kapıyı açmaya çalışırken, ben bir yandan birilerine ulaşmaya çalışıyorum. Evdeki öğretmenlerde birisi cam vazo aldı eline, biri bıçak aldı. Artık eline ne geçirdilerse, hani girerlerse fırlatalım diye düşündük” dedi.
Köyde her zaman kapılarını kilitlemeden oturduklarını o gece de son anda kapıyı kilitlediklerini belirten kadın, eğer kapı açık olsaydı çok daha kötü şeyler olacağını ifade etti.
Köylülerin gençleri linç etmek istediklerini anlatan Tülay Dündar, “Bizim köyde hiç kimse böyle bir şeyle karşılaşmadı. Herkes şok oldu. 70-80 yaşındaki kadınlar artık kapılarını kilitlediğini söyledi. Herkes artık kapısını kilitliyor” ifadelerini kullandı.
