Fenalaşan bebek için çağrılan 112 ekipleri, ‘Solunum yetmezliği’ teşhisi
koyarken kuvözü olan başka bir hastaneye sevk edilen Hızır Ayaz bebek, 5 gün
sonra hayatını kaybetti. Acılı baba Uğur Başak eşinin doğum yaptığı hastanenin
kusuru olduğunu ileri sürerek ''Benim çocuğumu sağlıklı deyip bize verdiler.
Ama solunum yetmezliği çıktı. Sonra başka bir hastanede kuvöze konuldu ama
hayatını kaybetti. Çocuğumun ölümünde kimin hatası varsa cezasını bulsun. Benim
başım yandı başkasının yanmasın’’ dedi.
Konak ilçesinde özel bir okulda teknisyen olan
Uğur Başak ile (27) ev hanımı Songül Başak (24) çiftinin heyecanla beklediği
ikinci çocukları, Konak’ta bulunan özel bir hastanede, geçen Çarşamba günü öğle
saatlerinde dünyaya geldi. Başak çifti, 4 yaşındaki Yusuf Emir’den sonra
dünyaya gelen çocuklarının ismine daha önceden belirledikleri Hıdır Ayaz ismini
koydu. Büyük sevinç yaşayan Başak çiftinin mutluluğu kısa sürede hüzne dönüştü.
BEŞ GÜN DAYANABİLDİ
Doğduktan sonra iddiaya göre hiçbir sağlık sorunu
olmadığı belirtilen Hıdır Ayaz bebek, hastanede yatan annesine verildi. Bebek
sürekli ağlamaya ve inlemeye başladı. Gece saatlerine kadar huzursuz olan ve
rengi değişen bebek için 112 ekibi hastaneye çağrıldı. Gelen sağlık ekipleri,
Hıdır Ayaz bebeğin solunum yetmezliği olduğunu belirterek küvözü olan bir
hastaneye götürülüp tedavi edilmesi gerektiğini söyledi. Daha sonra ambulans
ile Hıdır Ayaz bebek başka bir özel hastaneye götürülüp küvöze konuldu. İddiaya
göre, ciğerinde kanama olduğu saptanan Hıdır Ayaz, yapılan tüm müdahalelere
rağmen doğumundan 5 gün sonra hayatını kaybetti.
ANNE SON KEZ BEBEĞİNİ UĞURLADI
Hıdır Ayaz bebeğin cenaze namazı dün ikindi
namazının ardından Yüzbaşı Hasan Ağa Camisinde kılındı. Hıdır Ayaz bebeğin
tabutuna son kez bakan anne Songül Başak, sinir krizi geçirdi. Hıdır Ayaz, Buca
Gökdere Mezarlığında toprağa verildi.
‘DOKTOR VE HEMŞİRE SAĞLIK SORUNU YOK’ DEDİ
Çocuğunun ilk doğduğunda mosmor doğduğunu ileri
süren baba Uğur Başak, ''Ben oradaki görevli hemşireye 'Çocuğum neden mosmor?'
diye sorduğumda 'Üşümüştür' dedi sadece. Çocuğumda hep ağlama inleme sesi
vardı. En sonunda çocuğu yarım saat bir yerde beklettiler sonra eşimin yanına
çıkarttılar. Bize 'Bol bol bebeği emzirin' dediler. Bize bebeğimizin herhangi
bir sağlık sorunu olmadığını sağlam olduğunu söylediler. Bebeğimiz devamlı
ağladıkça gelip baktı önce ebe bir şey yok dedi daha sonra doktor geldi o da
bir şeyi yok dedi. Bize 'Emzirin emzirin çocukta gaz var' dediler. Bize
neredeyse fırça atacaklardı'' dedi.
112 EKİBİ SOLUNUM YETMEZLİĞİNİ FARK ETTİ
Gece 02.30 sıralarında bebeğin çok ağlamasına yine
doktor geldiğini ifade eden acılı baba Uğur Başak, şöyle konuştu:
''Doktor yine bir şeyi yok dedi. Aradan 15 dakika
sonra hemşire geldi, 'Bu çocuğun göğüsleri çok hızlı atıyor' dedi. Sonra 112
acil çağırdı. 112 sağlık ekiplerinden gelen hemşire hastanedeki yetkililere
bağırarak 'Bu çocuk kaç saattir burada. Bu çocukta solunum yetmezliği var'
dedi. Özel hastanedeki doktor ve hemşireler çocuğumun solunum yetmezliğini
saatlerce anlamadı, dışarıdan gelen 112 ekibinin hemşiresi hemen anladı. Sonra
çocuğum başka bir özel hastaneye sevk edildi ve orada küvöze konuldu. Orada
yapılan tetkiklerde, çocuğumun ciğerlerinde kanama başladığı saptandı. Kanamayı
durdurdular bu sefer kalbi durdu. Kalbi durduktan sonra aşırı ilaç yüklenmesine
dayanamadı ve doğumundan 5 gün sonra hayatını kaybetti.''
SORUMLULAR CEZASINI BULSUN
Yetkililere seslenen acılı baba Uğur Başak,
şunları söyledi: ''Allah rızası için sizinde evladınız varsa bu olayı açığa
çıkarın. Benim canım yandı başkalarının yanmasın. Sağlık Bakanlığı’na şikayette
bulundum, onlarda 'Araştırma yapılacak, size haber verilecek' diye bana geri
dönüş yaptı. Savcılığa suç duyurusunda bulundum. Benim bebeğimin ölümünde kimin
suçu varsa cezasını alsın, evladımın ölümüne neden olanlardan hesap sorulsun.
Benim çocuğum ihmal kurbanı oldu."
HASTANEDEN AÇIKLAMA
Özel hastane yetkilileri ise yazılı olarak şu
açıklamayı yaptı; "Songül Başak'ın ikinci gebeliği. Anne ile baba arasında
birinci derece akraba evliliği mevcuttur. İlk gebeliği sezaryen olan annenin,
bu doğumu da 09.12.2015 tarihinde yine sezaryen ile gerçekleştirilmek üzere
planlanmıştır. 29.06.2015 tarihinden beri takipte olan hastanın ağrılarının
başlaması ile 09.12.2015 çarşamba günü sabah saat 09:30 sularında sezaryen
operasyonu için yatışı yapılmıştır.
Anne Songül Başak saat
11.33'te, 3 kilo 240 gram ağırlığında 50 santim boy ve 35 santim baş çevresine
sahip bir erkek bebek dünyaya getirmiştir. Doğumu takiben, hepatit aşısı ve K
vit uygulaması yapılan bebek, yenidoğan takipnesi takibi için kuvöze alınıp
oksijen desteği verilmiştir. Genel durumu iyi olduğu tespitini takiben bebek
aileye teslim edilmiştir. Emzirme desteği verilen anne ile bebeğin emmesinin
sorunsuzca gerçekleştiği görülmüştür.
Gün içerisinde sık
aralıklar ile gerçekleştirilen ziyaret ve bakımlarda bebeğin anneyi aktif
emdiği, solunum sıkıntısının olmadığı görülmüştür. Çocuk uzmanı tarafından
ayrıntılı muayenesi gerçekleştirilen bebek Başak'ın fizik muayenesinde genel
durumunun iyi olduğu, emme refleksinin güçlü olduğu ve solunum probleminin
olmadığı tespit edilerek günlük hekim izleme raporuna kaydedilmiştir."
Açıklamada, gece bebeğin ve annenin ebe ve
hemşirelerin rutin ziyaretleri sırasında yaklaşık saat 02:00 sularında bebekte
takipne ve çekilme başladığı fark edilerek çocuk hekimine bilgi verildiği
belirtilerek şöyle denildi:
"Söz konusu bulgu nedeniyle bebeğin yenidoğan
yoğun bakım ihtiyacı olabileceği öngörüsü ile sevkine karar verilmiştir. Bebek,
özel bir hastaneye ilgili prosedür ile sevk edilmiştir. Netice itibariyle
bebeğin sağ ve tam doğumu gerçekleşmiş, süreçte genel durumunun iyi olduğu,
emzirildiği görüldükten ve anneye teslim edildikten uzun süre sonra bebeğin
genel sağlık durumunun kötüleşmesi ile ileri derecede tetkik ve tedavi için bir
başka sağlık kuruluşuna sevki gerekmiştir."