15 Temmuz akşamı, ordu içinde FETÖ’ye bağlı cuntacılar, bir darbe girişimiyle Türkiye’yi yeniden karanlık günlere geri götürmek istedi. Ancak tarih Çanakkale ruhunu yeniden yeşerterek bir kez daha tekerrür etti.
Nice asker, polis ve sivil vatandaşlarımız, milletimizin şerefini korumak için şehit düştü. 15 Temmuz, öyle acı dolu hikayelerle dolu ki, şehit kanlarıyla sulanmış bu vatan topraklarında yeniden kan dökülerek bir zafer yaşadı. Zaferin mimarı her zaman ki gibi yine göğsü iman dolu milletin ta kendisiydi.
Ancak acı olan neydi biliyor musunuz? Bu kez karşımızda işgal kuvvetleri değil, içimizdeki hainlerdi. 15 Temmuz günü bize vatanın zor duruma düştüğünde milletin, devlet kurumlarının, medyanın, siyasetin, sivil toplum kuruluşlarının ve belediyelerin nasıl topyekün hareket ettiğini ve savunma pozisyonuna geçtiğini, bu uğurda canlarını feda ettiklerini gösterdi.
Bir ihanet şebekesi düşünün ki yargının, polisin, devletin ve ordunun en üst kademelerine sirayet etsin ve vatanı içten içe çökertmek amacıyla Cumhurbaşkanını suikast sonucu öldürmeye kalkışsın, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarını bildiriye imza atmaları için rehin alıp korumalarını katletsin. Cuntacılar için bunlar yetmemiş olmalı ki, Gazi Meclisini defalarca bombalayıp millete uçakla, helikopterle, tankla ve silahla ateş açsın.
O kadar gözleri dönmüş ki, halka ateş et emrine uymayan askerleri infaz ettiler. Öyle hikayeler var ki, insanların tüylerini diken diken ediyor. Halka ateş etmek yerine kendi kafasına sıkan askerden tutun, özel kuvvetler komutanlığı ele geçirmek isteyen komutanı alnından vuran astsubayın şehit edilmesine kadar ve 1.Ordu Komutanının Ümit Dündar’ın milletin şerefini kurtarmak için cuntacıları nasıl alt ettiğini.
Hepsi ayrı bir kahramanlık hikayesi. Şüphesiz o kahramanlardan biri de Başkomutan sıfatındaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı. Darbenin ilk saatlerinde canlı yayına bağlanıp hiç tereddütsüz cuntacılara karşı meydan okuyan ve halkı direnişe karşı meydanlara davet eden de oydu.
Bu da milletçe kabul görmüş olmalı ki cuntacıların darbe girişimi şehit kanlarıyla püskürtüldü. Allah onlardan razı olsun. Tarih bu kahramanlık hikayelerini, buna şahit olanları, bu darbe girişimini püskürten milleti asla unutmayacak. Milletimiz dünyaya vatanın ne kadar kıymetli olduğunu bunun uğrunda göz kırpmadan nasıl canlarını feda ettiklerini bir kez daha gösterdi. 15 Temmuz Demokrasi zaferinde hiç şüphesiz siyasi parti temsilcilerinin ortak tavrı ve özellikle medyanın çok ama çok büyük bir gayreti oldu.
Bütün medya kuruluşlarını darbeye karşı gösterdikleri tavırdan dolayı kutluyorum. Yine başta Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’yi bombaların altında canını hiçe sayarak millet meclisini terk etmediği için, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’ı daha darbe girişiminin ilk saatlerinde Çınar Meydanı’nda Milletvekili Şahin Tin ile birlikte cuntacılara meydan okuduğu için.
Darbe girişimine karşı meydanlarda bir an olsun nöbet yerini terk etmediği için İl Başkanı Necip Filiz, İlçe Belediye Başkanları Hüseyin Gürlesin ve Muhammet Subaşıoğlu’na yine yürekten teşekkür ediyorum.Özellikle Çardak halkına ve adeta tek başına bir komutan gibi Çardak’taki 500 askeri ikna edip onları adalete teslim eden Şahin Tin’e.Ve en büyük teşekkürü bu darbenin gerçekleşmesine engel olan asıl kahramanlara ediyorum.
O kahramanlar milletin ta kendisiydi. O iman dolu millete ne tanklar dayanabildi, ne uçaklar nede bombalar. Allah hepsinden razı olsun. Tarih 81 il ve 960 ilçenin darbe girişimine karşı gösterdiği bu kutlu direnişi asla unutmayacak. Bu uğurda canlarını feda eden şehitlerimiz var. Onların kanı yerde kalmayacak. Cuntacılar, inanıyorum ki en ağır şekilde cezalandırılacaklar.
Milletimizin hem başı sağ olsun. Hem de bu kutlu zaferi mübarek olsun.Birileri adeta aklını kaybetmiş olmalı ki bu darbe girişiminin bir oyun olduğunu sosyal medyada yazabiliyor. Aslında bir konuda haklıydılar. Bu bir oyundu ancak millet bu oyunu bozdu.