AFRİN VE MÜNBİÇ'E GİRMEK YETMEZ

Türk Silahlı Kuvvetleri Afrin ve Münbiçe neden girmeli? Neden Orada bir terör Devleti kurmasına müsaade etmemeli? Çünkü Afrin ABD'nin oluşturmak istediği terör koridorunun güney ucu. Minnağ hava limanı bölgenin taktik, stratejik ve lojistik açıdan çok önemli. Hatay ve kilisin tam karşısı. Afrin YPG için de çok önemli çünkü burası Akdenize açılan kapı. ABD DEAŞ adında bir Terör örgütü imal ediyor. Sonra getirip bu örgütü Orta Doğu'nun tam kalbine ihraç ediyor. Daha sonra bu örgütle sözde mücadele adı altında bir koalisyon gücü oluşturup sivilleri katlediyor. Sözüm ona Orta Doğuya barış getirmeye namzet olan bay Amerika'nın eylemlerinin sonucunda ne hikmetse bunca teknolojik silahlara sahip olmasına rağmen, teröristlerden değil de o bölgede yaşayan masum sivil halkın ölümleri ve feryadından başka bir şey duyulmuyor.  İçinde bir çok ülkenin yer aldığı kağıttan kurulan bu koalisyon gücüne liderlik yapan bay Amerika DEAŞ denen bu kan emen yaratıkları bitiremiyor. Türkiye Fırat kalkanı harekatıyla, bir kere Amerika'nın kimyasını bozdu. Pentagonun, Suriye'de ve Irak'ta oynanan kirli planlarının kalbine bir hançer saplayarak, Özgür Suriye Ordusuna bir misyon yükledi. Bu Misyon ile ilerde kurulacak olan Özgür Suriye Devletinin ilk ve resmi silahlı gücü olacak olan ÖSO, TSK'nın taktiksel eğitiminin sayesinde ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak gayesi ile bölgede önemsenecek ve ciddiye alınacak tek muhatap olduğunu göstermiştir. ÖSO Fırat kalkanı harekatının merkezinde yer alarak, Türkiye'ye ve onun sınır güvenliğindeki hassasiyetine sadık kalıp, ülkelerinin yeniden imarı, barış ve istikrarın tesisi için Türkiye'den başka kimsenin fayda vermeyeceğini acı bir şekilde tecrübe etmiştir. DEAŞ'a artık sınırda eylem yapmak yetmiyordu ülkemizde elini kolunu sallayıp bombalar patlatıp halkımızın düğünlerini cenaze evlerine  çevirmişti. Kendi göbeğimizi kesmeseydik ve güya müttefikimiz olan terör ihracatçılarına güvenip onların belirlediği yollarda yürüseydik vay bizim halimize.  ABD'nin PYD / PKK / YPG / KCK / YPJ / DSG vs. faklı isimler taşıyan ama aynı tuvaleti kullanan bu terör örgütlerine 4 bin tırdan fazla silah yardımı yaptığını ikrar etmekten hicap duymuyor. Yani Türkiye'nin itirazlarına rağmen, neredeyse düzenli bir orduya yetecek kadar silah ve mühimmat yardımı yapıyor. Bahanesi ise DEAŞ'la savaşıyorlar oluyor. Tabi yersen. Ben şunu anlıyorum burada? Amerika diyor ki ben süper gücüm ama beceriksiz bir ahmağım bir halt edemiyorum. Bir terör örgütünü bitirmek için başka bir terör örgütüne muhtacım. Türkiye de diyor ki sen terörü bana rağmen besleyip büyütüyorsan bende onu doğmadan boğarım.   Onları gömerken senin ajanlarını da gömerim. Böyle büyük ve EMİN bir Devlete sahip olmak şereften başka nedir? İki kere iki dört eder. BUNUN SÖZÜN BİTTİĞİ YER OLDUĞUNU ANLAMAYAN YA AHMAKTIR YA DA HAİN.  Amerika'nın DEAŞ'ı yok edip bitirilmesi için onlarla eşit şartlar altında savaşıp Mücadele etmesi amacıyla verdiği silahlara artık PYD/PKK'nın ihtiyacı kalmadı. DEAŞ bitti ve buradaki amaç Türkiye'nin harekatıyla hasıl oldu. Madem DEAŞ bitti silahların gönderilmesine devam edilmesinin anlamı ne? ABD sadece kendini aptal durumuna düşürüyor. Hala Türkiye'yi 1990 ların sonunda karşısında el pençe görmeye alıştığı Türkiye sanıyor.  DEAŞ'lı teröristler sadece üniforma değiştirdi, sakallarını kesti ve şimdi Amerika'nın kurduğu terör devletinin içindeler. Bu terör ordusunun içinde 15 binden fazla DEAŞ'lı var. 30 bin kişilik bir terör ordusu kurdum diye de dünyaya yalan söylemeye devam ediyor. 12 tane komando tugayı olan bu ordu aslında 100 bin kişilik bir terör ordusudur. Amerika  Egemen bir devlet içerisinde birleşik federe bir devlet kurmaya çalışıyor. Başkentini de Rakka yapmayı amaçlıyor. Hani Rakka, DEAŞ'ın başkentiydi? Ne oldu birden PYD'nin başkenti oldu? ABD'nin bu yaptığı eli kanlı bir terör örgütünü, taşeronluktan terfi ettirip meşrulaştırma çabasıdır.. Uluslar arası hukuku hiçe sayıp resmen Dünyayı aptal yerine koyarak, insanların zekalarıyla dalga geçiyor. ABD tıpkı daha önce Nikeragua'da terör faaliyetleri yapan kontrgerillaya yardım ettiği gerekçesiyle Lahey Adalet Divanında Mahkum edildiği gibi bu eyleminde de mahkum edilmeli. Bu ABD'nin sonu bile olma ihtimalini doğuruyor.  Türkiye, teröre destek verdiği ve insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle Amerika'yı suçlamak ve mahkum etmek için Lahey ve Cenevre'ye başvuru hakkını saklı tutuyor.  ABD buradaki demografik yapıyı insanları göçe zorlayarak değiştirdi. Fransa, İngiltere, Almanya ve koalisyonun içindeki bazı kukla devletlerin de desteğini alarak Birleşmiş Milletler sözleşmesinin 2. maddesini çiğnemiş oldular. Anlayacağınız Dünyada, Türkiye kadar insana ve insan haklarına önem veren başka bir ülke kalmamış. Tabi bir kaç istisna ülkeyi hariç tutuyorum. Türkiye incirlik başta olmak üzere Batman ve Diyarbakır üslerini ABD'ye kapatmalı  Çünkü Cumhurbaşkanımız Fransa'ya giderken gerekirse ikili anlaşmaları askıya alırız demişti. Buradan şunu anlıyorum; üsler kapanabilir, Ekonomik işbirliği anlaşmalarının tamamı iptal edilebilir, savunma anlaşmaları iptal edilebilir zira içinde olduğumuz bu süreç, basit ve sıradan bir mesele olmamakla birlikte, tarihin akışını değiştirecek bir çizgide duruyor. Amerika, Türkiye'nin elinde tuttuğu bunca koza rağmen, halen geri adım atmazsa ve Türkiye'yi karşısına almaya devam ederse rezil bir duruma düşecek ve derin Amerika'nın devreye girmesiyle, ya Trump'ı darbe ile indirmek zorunda kalacaklar ki Dünyadaki imajlarını sarsmak istemeyeceklerini düşünürsek bu çok zor bir olasılık Ya da Sovyetler Birliği gibi kendi içinde parçalanacaklar. Aptalca Savaş yatırımları ve bilinçsiz borçlanmaları bunun için yeterlidir Buradaki asıl mesele sadece Afrin ve Münbic değil. Meselenin özü var olmak meselesidir. Afrin ve Münbicten sonra bu iş bitmemeli devamı gelmeli..  Ülkemiz, insanlığın kaderini  değiştirmeye ve Dünyadaki zulüm düzenini bozup yerine Arz'ın ve beşeriyetin hakkettiği saadeti ve Nizam-ı alemin huzurunu, doğruluk ve adalet üzerine yeniden tesis etmeye talip olmuştur. Bu Hak ile Batılın, Doğru ile yanlışın, Siyah ile Beyazın savaşıdır. Recep Tayyip ERDOĞANIN liderliğinde Devletimize nasip olan bu kutlu yürüyüş, nice mazlumların da umudu olmuştur. Sahipsiz ve başsız olduğu için mahzun olan Müslüman mazlumların artık bir Türkiye umudu var. Siyaseten rakip olan ancak diyanet yönünde aynı inanca sahip olanlar, ezelden kardeş olanlar, aynı kıbleye dönüp namaz kılanlar bu tarihi sorumlulukta rengini belli ederek ERDOĞANIN ve Milletinin yanında durmuştur. MHP ve BBP gibi tarihin şerefli sayfalarında yer alacaklar, tercihini haktan yana yapmakla özünü ta anlamıyla belli ettiler.. CHP, HDP, IYI PARTİ, İP ve diğer saz arkadaşları Muhalefet bahanesiyle Devletine ve Milletine ihanet ederek bu süreçte asıl amaçlarını ve bu ülkede kendilerine yüklenen misyonlarını deşifre etmişlerdir Bu saatten sonra geri dönüşü yoktur. Uyursak ölürüz. Durursak biteriz. Dönersek düşeriz. Vazgeçersek yok oluruz. Afrin ve Mnbiçten sonra EL BAB, KARAVAN HASEKE, HALEP, RAKKA, ŞAM, HAMA, HUMUS, DEYREZOR, PALMİR, TEL AFER, ERBİL, TARTUS,TEL RIFAT ve Dünyada zulüm gören mazlumların topraklarında zulmün tamamı yok olana kadar duramayız.  Bende şahsen yaşanan bu tarihi gelişmelerden dolayı zerre miskal korku yoktur. Çünkü Bu savaşta yaşayabileceğimiz en derin duygu ölümdür. Buda bu davada bizlere şereftir. 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

YORUMLAR
aybüke
aybüke - 6 yıl Önce

abi nasıl yazmışsın sen öyle.
tüylerim diken diken oldu son iki paragrafında.