ACIYI YAŞAMADAN ACIDAN KURTULAMAZSIN

Acının tarifini yapmaya gerek duymuyorum çünkü bu bir kısım dostlarıma saygısızlık olur. Çevremdeki insanların hemen hemen hepsinin ortak bir yönü var oda ACI çekiyor olmaları, kimisi ayrılık, kimisi aşk, kimisi yokluk, kimisi, evlat, kimisi eş, kimisi ana baba acısı çekiyor.Acı çeken birini aramaya gerek yok, bu Dünyada mutlaka herkesin cebinde bir parça acı ve gözyaşı birikmiştir.

Aşk ve Nefret ne kadar denk ve eşit güçlere sahipse, acı ve neşe de o kadar denktir. Biri olmadan diğeri anlaşılamaz ne değeri ne kıymeti ne de anlamı. Acı çeken insanları gördüğüm de onlara yardım etmek istiyorum! Dertlerini dinlemek, çektikleri acının sebebini bilmek istiyorum. Bunu bilmek bile acıya ortak olmak gibidir. Bende o acıya ortak olmak istiyorum, acıya ortak olmak istemem acıyı sevdiğim anlamına gelmez çünkü çekilebilecek acıların en derininde boğulmuş bir insan olarak acının tek başına çekilmeyeceğini bilen biriyim ve kimsenin tek başına acı çekmesine gönlüm razı olmaz bu yüzden ortak olmak, en azından dinlemek paylaşmak isterim. 

Eşini, sevişirken kaybeden bir insanın acısını tarif etmemi ister misiniz?Bunu anlatmadan önce bu acının ne kadar derin ve ağır olduğunu gözlerinizi kapatarak hayalini kurabilirsiniz. Şimdi kapatın gözlerinizi Sevdiğiniz, sevgiliniz ya da eşiniz değer verip benimsediğiniz ve teninin kokusuyla hayat bulduğunuz insanı severken, öperken en mutlu anınızda birden cansız bedeni kollarınıza düşüyor. ‘’Allah korusun’’ dediğinizi duyar gibiyim. 

Evet, Allah korusun çünkü bu dile bile kolay gelmezken başa gelse ne yapar insan? Ona nefes vermek isterken kendiniz nefessiz kalırsınız, ambulans veya yakın akrabalara haber verme telaşı başlar, bir yandan yan odada küçük çocuğunuz ağlıyor siz şokta ve çaresizsiniz. Birazdan ambulans geliyor akrabalar komşular tanıdık kim varsa o mahalleye yığılıyor. Hastane süreci yoğun bakım dualar temenniler el açıp Allaha yalvarmalar umutla yoğun bakım kapısında Kuran okuyup, her gördüğü fakiri Hızır sanıp sadaka verip karnını doyurma, yoldan geçen tanıdık tanımadık herkesten dua istemek ve yinede hiç bir şey çare olamıyor ölüme! 

Gelip sorgusuz alıp gidiyor sevdiğinizi sizden, 10 dakika önce dünyanın en mutlu odasıydı o yatak odası ve 10 dakika içinde dünyaların kararabileceği gerçeği yüzümüze çarpılıyor, ölümden sonra ölüm olmaz demeyin ölümden daha acısı da var oda sizi onun ölümünden sorumlu tutmalarıdır. 

Devam etmemi ister misiniz?Zira ben defalarca bunu yaşayan insanın gözlerine bakarak dinledim bu acıyı ve çocuk gibi oturup ağladım her seferinde. Zaten bu keder karşısında ağlamayan gözler, titremeyen kalpler kurusun.Bu ayrılık acısına benzemediği gibi aşk acısı gibi de değildir. 

Bu çok derin, insan iradesini, akıl sağlığını ve mantık kavramını tamamen bozabilecek bir acıdır.Şimdi kendi acılarınızla bir kıyaslama yapın lütfen ve dürüst olun hangi acıyı çekmek isterdiniz?Sonra ne mi oldu? Acıyı yaşamadan acıdan kurtulamayacağını anladı, bu acıyı çekmekten başka bir çaresi olmadığını gördü ve bu acıyı yaşamının bir parçası haline getirmemeyi öğrendi halen öğrenmeye devam ediyor. Bunca zalimin kol gezdiği bu acımasız dünyada bu acıya rağmen yaşamayı öğreniyor insan ve yaşarken vicdanını kaybetmemeyi başarabiliyor. 

Burada sorgulamamamız gereken şey yaşadıklarımız veya yaşamaya sebep olduklarımız değil burada kaderin tecelli ettiği gerçeğin tartışmasız bir gerçek olduğunu idrak edebilmektir aslolan, inanç kavramını kaybedersek her şeyi kaybederiz bu acıya dayanmak için inançlı olmak yetiyor çünkü inanç sahibi insanlar hiçbir acının Allah’tan daha büyük olmadığını bilirler ve buna inanırlar.

Onunda hem inancı hem de evladı var. Adam gibi hayat mücadelesi veren yüreklere selam olsun.Acılarınızdan Şikayet ederken biraz dürüst olun, yaşadığınız gerçekten bir acı’mı? Yoksa gerçek acıyı öğrendikten sonra size lütfedilen bir ikram mı?
Dikkat edin dil Allahın kalemidir. 
Dil ne söylerse Allah onu yazar…
Vesselam…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.